Geçtiğimiz hafta, Sayın Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Arif ÇETİN, “Sayın Cumhurbaşkanım. Zatı devletlerinin de buyurduğu gibi, biz bu millete efendi değil, hizmetkar olmaya geldik.” sözleriyle Jandarma ve Sahil Güvenlik Akademisi 2023-2024 Eğitim ve Öğretim yılı mezuniyet töreninde katılım sağlayan Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip ERDOĞAN’ın huzurunda konuşmasını gerçekleştirmiştir.

               Anayasamızın 40. maddesine göre “Başkomutanlık, Türkiye Büyük Millet Meclisinin yüce varlığından ayrılmaz ve Cumhurbaşkanı tarafından temsil olunur.” tanımı yer almaktadır. 2803 sayılı Jandarma Teşkilat, Görev Ve Yetkileri Kanunu 7. maddesi c fıkrasında ise “Kanunlarla ve Cumhurbaşkanlığı kararnameleriyle verilen askeri hizmetleri yerine getirmek” hükmü yer almakta olup konuşmanın özü itibariyle mevzuata aykırı bir içeriği yer almamaktadır. Hatta yürütmenin başında olan makama karşı da yürütmenin unsurlarının ve memurlarının kanun ve mevzuatların sınırları dâhilinde bağlı kalması, olması gerekeni ifade etmektedir.

               Ancak bu konuşma kamuoyunda tartışma yaratmaya başladı nihayetinde. Terör örgütleri ile iltisaklı kişilerin yorum ve nifakları dışında bazı çekincelere de kulak tıkamamak gerekir. Şöyle ki, Sayın Jandarma Genel Komutanın, başta önleyici görev kapsamında mülki görevleri ve oluşan suçun araştırılması ve suçluların bulunup adalete teslimi ile ilgili olarak da adli ve diğer görevlerini bünyesinde barındıran bir teşkilatın başında olan biri olarak bu görevlerin yürütülmesinde illegal yapısı ortaya çıkmış kişi veya kişilere ile ne kadar masumane olunursa olunsun yan yana gelinip fotoğraf dahi çekilmesi bu çekinceleri makul kılmaktadır.  Kaldı ki, jandarma teşkilatının bağlı olduğu mevzuat hükümleri gereği bu tip tartışmalara mahal verilecek ortam ve durumlarda bulunulmaması gerekmektedir. Bu husus özellikle sıralı amirler tarafından da hassasiyetle üzerinde durulmaktadır.

               Dolayısıyla Jandarma Genel Komutanının Jandarma ve Sahil Güvenlik Akademisinin mezuniyet töreninde yaptığı konuşmanın saf özü itibariyle tartışmaya uygun olmadığını düşünmekteyim. Ancak konuşmayı yapan makam sahibinin tartışılmasının da denetlenebilir ve hesap verilebilir bir sistemde bütün soru işaretlerinin cevaplanacağını belirtmek isterim.

               Yazımın bu minvalde Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu ve ebedi başkomutan Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK’ün 18 Mart 1923 günü Tarsus’ta yaptığı konuşmadan bir alıntıyı paylaşmak isterim; “Bundan sonra da daha iyi asker olacağız ama bundan sonra asker oluşumuz eskisi gibi başkalarının hırsı, şan ve şöhreti, keyfi için değil, yalnız ve yalnız bu aziz topraklarımızı korumak içindir.”

               Yine esir düşen Osmanlı’da bir paşa olmaktansa Kuvayı Milliye de bir nefer olmayı tercih eden Mustafa Kemal ATATÜRK’ün, yaşadığı dönem itibariyle ordunun siyasete girmesiyle milletimizin çektiği sıkıntıları dikkate alarak bu konuda “Memleketin genel hayatında, orduyu siyasetin dışında tutmak prensibi, Cumhuriyet'in daima dikkat ettiği önemli bir noktadır. Şimdiye kadar takip edilen bu yolda; Cumhuriyet orduları vatanın güvenilir ve sağlam koruyucusu olarak saygınlığını muhafaza etmiştir.” ve “Efendiler, komutanlar, askerliğin görev ve gereklerini düşünür ve uygularken, beyinlerini siyasi görüşlerin etkisi altında bulundurmaktan kaçınmalıdırlar. Siyasetin gereklerini düşünen başka görevliler bulunduğunu unutmamalıdırlar.” sözleri bu acı tecrübelerin zuhurudur.

               Sonuç olarak jandarma teşkilatı personeli ile birlikte bir kahramanlık ordusudur. Etmiş olduğu yeminle beraber icabında vatan ve vazife uğrunda canlarını seve seve feda edeceklerine şüphem yoktur. Bu fedakarlığı gösteren tevazu ordusu teşkilatın milletine efendilik etmesi söz konusu olamaz. Bu vesileyle vatanımız uğruna canlarını feda eden tüm şehitlerimizi rahmetle anar, gazilerimize şükranlarımı sunarım.

               Bir sonraki yazımızda Elazığ iline bir Jandarma Okulunun kurulmasının mümkün olabileceğini yazacağız. Saygılarımla…