Cumhuriyetin 100. Yılını kutluyoruz. Kuranlara minnet ve rahmet dileklerimizi millet olarak sunuyoruz. Türk tarihi olmadan dünya tarihi anlaşılamaz. İstiklâl Savaşı olmadan da 20. Yüz yıl tarihi anlaşılamaz. 1699’dan beri geri çekilmenin son durağı İstiklâl Savaşı’nın verildiği Anadolu topraklarıdır. Zaferi hazırlayanların kuvvetli bir millî şuura sahip olduklarını anlıyoruz. İstiklâl Savaşının taçlandırılması ise Cumhuriyet ile olmuştur.
30 Ekim 1918 Türk tarihinin kara lekelerinden biridir. Mondros Anlaşması bu tarihte fiili olarak Osmanlı devletine son vermiştir. Bundan 4 sene 364 gün sonra yani beş sene dolmadan Dünya üzerinde yeni bir Türk devleti kurulur. Cumhuriyeti kuranlar niçin 29 Ekim gününü seçmişlerdir?
Bu sorunun cevabını devrin kahramanlarının hatıralarında bulmak mümkündür. İstiklal Savaşının kahramanlarından Fahrettin Altay’ın anlattıklarına göre bu tarih Atatürk tarafından bilerek seçilmiştir. Mondros Anlaşmasının beş yılı dolmadan bir gün önce ilan edilmesi istilacı güçlere karşı bir rövanş alma düşüncesidir. İşgali hiçbir zaman amasız fakatsız kabul etmeyen bütün mücadelesini var olma yok olma üzerine kurarak ya istiklal ya ölüm üzerine kuran bir askeri dehanın başka bir yönünün ifadesidir.
30 Ekim 1918’ de Türk milletinin ölüm fermanını imzalayanlar 29 Ekim 1923’de Cumhuriyet ilan etmekle cevap veren Atatürk, Türk milletinin gönlünde yaşayacaktır. Tıpkı Türkiye Cumhuriyeti gibi. Yaşasın cumhuriyetimiz yüz yaşında. Devlet-i ebed müddet Cumhuriyet ile nice yüzyıllara. Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. Yılı kutlu olsun. Ne Mutlu Türküm Diyene!