Avukatlar neden siyasete atılıyorlar? Ya da neden siyaseti en çok Avukatlar tercih ediyor?

Yıllardır bu soruyu hep merak ederdim. Birkaç kez bu soruyu muhataplarına sordum ama cevap alamadım. Ve nihayet Elazığ Mavi Haber Köşe Yazarı Avukat Cengiz Güllaç, köşesinde sanki soruma cevap vermiş gibi oldu.

Köşesinde okuyucularıyla dertleşen Av. Cengiz Güllaç, “Sevdiğim, değer verdiğim insanlarla siyaset ve futbol konusunda asla tartışmayacağım. Hele de muhatap siyasi fikrime muhalifse asla ama asla tartışmayacağım” diyerek bir kararını açıkladı.
Yazısında AK Parti’yi desteklediğini açıklayan Güllaç, “Bir avukat vardı. Ona göre ben iktidar yalakasıydım. Sosyal medyada tek kahramanlığı bana laf sokmaktı.
Bir gün adliyede yakaladım. “Her gün bana laf sokuyorsun. Senin de köşen var. Yazsana kardeşim, görelim dürüstlük, kahramanlık nasıl oluyor?”
 dediğimde verdiği cevap ibretlikti. Gülerek, “Ben şu şu bankaların, belediyenin avukatıyım. AK Parti bana para kazandırıyor. Enayi miyim ki eleştireyim!” demişti” diye yıllardır aradığım soruyu da yanıtlamıştı.

Yanlış anlaşılmasın birçok başarılı ve dürüst Avukatı tenzih ederim ama kutsal bir meslek olan Avukatlığı bu şekilde kullanıyorlarmış.

Seçilmeyeceklerini bile bile bir partiden aday adayı veya aday olan Avukatlar, meğerse Adaletten dem vurarak siyasi kimlikleriyle rant sağlıyorlarmış.

*******         *******        *******

Eyi ki ‘Bir Garip Bedo’ Bedri Yücel Ağabey var. Yoksa yazacak konu bulamayacağız.

Bilirsiniz kendisi köşemizin müdavimlerinden…

Bu kez de değerli büyüğümüz bayramda çocuklara ve gırnatacıyla davulcuya bahşiş vermemek için kapıyı açmamış, hele hele misafir gelmesin diye de karanlıkta oturmuş!..

Vallahi dedikodu yapmıyorum. Kendisi köşesinde itiraf etti.

“Bayramın birinci günü kapı çaldığında delikten baktım, kimseyi göremedim. Göremediğim için kesin bunlar bayram harçlığı almaya gelen küçük çocuklardır deyip kapıyı açmadım. İlerleyen dakikalarda kapı tekrar çaldı. Delikten baktım ve bir davulla klarnet ucu gördüm. Anladım ki bahşiş isteyen Ramazan davulcuları. Evde kimse yok deyince apartman sakinleri halay çekmek için koridora toplandı; zira davulcular intikam aldılar. Akşam olunca yaşım bayağı bir ilerlediği için sülalemin büyüğü durumuna düştüğümden, ziyaretime gelen hısım akrabaya görünmemek için lambalar sönük, televizyonun sesi kısık bir şekilde oturdum durdum. Bu durumun sebebi de kimsenin gelmeyeceğini düşünüp şeker, tatlı, kolonya almamamdan dolayı oldu.”

Oldu mu yani? Elazığ halkı seni sever sayar, bu yaptığınla bizi hayal kırıklığına uğrattın. Hadi Ramazan’da iftarlık niyetine badem şekeri kimseye vermedin (göndermedin) bari bayramda bayram şekeri olarak dağıtaydın. Işıkları kapatıp da karanlıkta oturmak da ne oluyor?

*******         *******        *******

Delileri ile meşhur Elazığ’da “Deli Haber” adlı bir haber sitesi kuruldu.

Elazığ’ın cesur korkusuz gazetecilerinden İzzet Tumay tarafından kurulan Elazığ Deli Haber adlı Sosyal Haber Sitesi, “Milletin gür sesi, gerçek haber sitesi” sloganıyla yayın başladı. elazig.delihaber adlı Instagram adresiyle yayına başlayan sitede, Elazığ’ın sorunları habercilik diliyle dile getiriliyor.

Kardeşimiz İzzet Tumay’ın işi zor. Hem adın ‘Deli’ olacak hem de deli haberler yapacaksın. Allah kolaylık versin.

*******         *******        *******

Bugün Elazığ Basınına takıldık. Ve böyle devam edelim.

Tabela gazeteciliği diye bir kavram doğuyor. Öncelikle aylık veya haftalık diye bir gazete müracaatı yapılıyor. Sonra lüks bir büro döşeniyor. Gerekli izinler alındıktan sonra Sarı basın kartına benzer tanıtım kartı ve kartvizit bastırılıyor. Basın toplantılarının baş köşesinde oturuluyor. ‘Şöyle yazarım böyle yazarım diyerek’, bir veya iki sayı gazete çıkartılıyor. Sonra ortada gazete yok ama tabelası duvarda asılı kalıyor. O gazete tanıtım kartı ve kartvizit ile tayin ve ihale takibine başlanılıyor.

*******         *******        *******

Küçük bir anıyla sizlere veda edeyim. 2011 yılında İstanbul’a yerleştim. 2012 yılının sonlarıydı. Elazığ’dan bir telefon geldi. Arayan bir akrabamdı.

“Abi filan gazeteci bizim tanışlardan kız istemeye gitmiş. Ne de olsa sizin camiadan. Nasıl bilirsin?”

Gazeteci olarak kendini tanıtan o şahıs; kendini gazete, radyo ve televizyon sahibi olarak da tanıtmış. Ağlar mısın güler misin?...

Durun daha bitmedi.

Kendine kız istemeye giden o şahsın boyu kadar da oğlu var…

Ve o şahıs hala Elazığ Basının da saygı gören bir isim…