Yazının başlığına bir mana veremeyenler üzülmesinler. Bende ilk gördüğümde anlamamış açıkçası absürt bir deneme olduğunu sanmıştım. Bu bir kitap adıdır. Evet bir kitaptan daha fazla bir eser olduğunu yazarını Harput günlerinde konuşmacı olarak dinledikten sonra anladım.

     İstanbul’da düzenlenen hemşeri günlerinde genel olarak mahalli ürünler, müzik ve halk oyunları gibi faaliyetlerin düzenlendiğini biliyoruz. Harput günleri daha farklı ve konulu bir etkinliğe imza attı. Bunun içinde en etkili olan da Hakan Demir’ in yazdığı bir kitap için yapılan açık hava toplantısıydı. Bu toplantıda Hakan Demir yazdığı kitap ile ilgili konuşma yapıyordu. Bir kitap için dinleyicisi oldukça fazla olduğunu söyleyebilirim. Yazının başında belirttiğim gibi Hakan Demir’in konuşmasını dinledikten sonra yazdığı kitabın hepimizi daha doğrusu geleceğimizi nasıl etkilediğini anladım. Çoğumuz daha doğrusu bizim nesil için teknolojik yenilikler burun kıvırılacak olarak görülür. Siz ne kadar burun kıvırırsanız kıvırın ya da karşı çıkın bunların hiçbir faydasının olmadığını karşınıza çıkınca göreceksiniz. Bereket genç nesil bu gelişmelere karşı duyarsız değildir. Bana göre genç nesli temsil eden Hakan Demir’ de buna ilgisiz kalmayarak gelecekte bizleri nelerin beklediğini edebiyatçı olmamasına ve ilk defa bir roman yazarak göstermiştir.

     Dijital teknolojilerin hızla yayıldığı bir zaman diliminden geçiyoruz. Buna kimsenin itirazı olmaz. Hem olsa bile dikkate alınmaz. Gelişen teknolojilere karşı koyamayacağımıza göre ve bu teknolojileri hayatımızda etkili olacaklarına göre neler yapmalıyız? Hakan Demir bu soruya cevap vermek için bir roman yazdı. Teknolojiyi konu alan bir roman türünün başka bir örneği var mı bilmiyorum. Sinemalarda teknolojiyi konu alan sayısız filmler elbette vardır. Çoğuna da hadi canım türünden alaya aldıklarımızda vardır. Bu kadarı da olmaz dediklerimiz gibi. Hakan Demir’ in kitabını bir çırpıda okudum. Ne kadar eksik tarafımın olduğunu anladım. Teknolojinin hayatımızdaki yeri ve gelecekteki yerinin neler olacağını düşündükçe bu tür kitapların sadece bir kitapla kalmamasını diledim. Felseverse bana göre eğer türünde ilk kitap ise ki bana göre bildiğim kadarı ile ilk kitaptır. Bir çığır açılmıştır. Bu çığırı da Hakan Demir açmıştır. Hakan Demir kitapta doğduğu toprakları ve üzerinde yaşadığı coğrafyadaki neredeyse bütün eserleri tadat ederek kitabına konu etmiştir. Hem de gelecekteki teknolojik gelişmeleri de katarak. Ancak bu teknolojik gelişmelere kayıtsız kalmanın ölümcül bir hata olacağını kitabı okuyunca anlıyoruz.

     Bir zamanlar diyorduk ki (halen söylüyoruz) bir milleti esir etmek istiyorsanız önce dilini geleneklerini törelerini bozacaksınız. Teknolojik gelişmeler bizim dilimiz ve geleneklerimizle kurulmuyor. Kim icat ettiyse onun gelenekleri ve diliyle yapılıyor. Türkçemiz ne olacak? Kendi dilimizi kullanmayacak mıyız? Türkçe şimdi zaten muhasara altındadır. Yaşamaya çalışıyor. Geleneklerimizin hali toz dumandır. Bir de insana benzetilen robotlar çıkacak. Nasıl bir Türkçe konuşacaklar ya da bizimle iletişim kurarlarken gelenek ve göreneklerimizi nasıl algılayacaklar. Kitabı okudukça bütün bunları düşünmeden edemiyorsunuz. Yapay zekâ artık yapay güçler savaşına dönüşmüş bulunmaktadır. Kimsenin aya uzaya gideceğiz diye övünmesinin hiçbir manası olmayacak gibi görünüyor. Yapay ya da suni zekâyı kim daha iyi kullanıyorsa başarı veya güç onundur.

     Felseverse vatan fedaisi genç mühendislerin ülkücü bir ideal ile Türk milletinin lehine olacak bir çalışmanın peşine düşmelerinin romanıdır. Romanda kılıç, ok, tüfek, tank, uçak veya bomba yerine bilginin ve bunun insanlar için elzem olan yerlerde kullanılmasının hikâyesinden ibarettir. Bir milletin yok olacak değerlerinin dijital ortama taşınması ve bunun macerasını bu kitaptan zevk ve gururla okuyabilirsiniz. Geleceğimizi ülkücü bilgili ve bilgisini milleti için kullanan gençler yapay zekâya yükleyecekleri değerlerimizde böylece ebediyen yaşayacaktır. Millî sinema taraftarı sorumluların da bunun filmini mutlaka yapacaklardır. Büyük bir ilgi toplayacağından hiç şüphem yoktur. Kendisi de bir mühendis olan Hakan Demir, İstanbul’ da hemşeri günlerinde bu kitabı tanıtması ve satışa sunması da ayrı bir yazı konusudur. Kitap hakkında daha fazla yazıların yazılacağını ümit ederim Televizyonlarımızın da kayıtsız kalmayarak yazar ile söyleşiler düzenlemelidirler. Kitabın gelenekten beslenmeyen suni yani yapay zekânın millet hayatında büyük eksiklerin olacağını göstermektedir. İyi ki Hakan Demir gibi ülkü sahibi gençler var. Geleceğin mimarlarını ikaz etmiştir. Suni zekâ makinalarının hayatımıza girmesi ile duygularımızın sevdalarımızın acılarımızın sevinçlerimizin yerini nasıl dolduracağız? Yaşayanlar bunu görecektir. Hangi dil ile nasıl konuşacağız. Türkçemizden daha ne kadar kelime çıkaracağız? Hakan Demir, gelecekten ümitli olmamızı FELSEVERSE ile istemektedir. Gelecekte ne olacağı elbette ancak Allah bilir. Biz şairin dediği gibiyiz.

Mazi halden atiye bin bir endişe ve sır

Elimizde tek miras bir tevekkül bir de sabır.

     Kitap 304 sayfadan ibarettir. ELFED’in desteği ile yayınlanan kitap Çalıkuşu yayınları arasında çıkmıştır. 1. Baskısı Ekim 2023 tarihlidir.

Çalıkuşu Yayınları Hocapaşa Mah. Ankara Caddesi Nu.28 Ankara Han Kat.4 Kapı Nu. 406-407 Cağaloğlu-Fatih/İstanbul Tel: 0 212 514 80 86