Elazığ ili sahip olduğu kültürel varlıkları, değerleri ve tarihiyle her daim kadim bir şehir olmuştur. Köşe yazılarımızda kültürel değerlerimiz açısından daha anlatamadığımız duyuramadığımız o kadar çok eserimiz var ki,  hangisine öncelik verelim diye her hafta düşünmek zorunda kalıyoruz.  İşte uzun zamandır değinmek istediğim, lakin bir türlü yazamadığım bir konuyu sizlerle paylaşacağım bu hafta.  
Elazığ Örme Minareleri; 
    Elazığ örme minareleri şehrimize ait bir değer, kültürel ve inanç sembolü haline gelmiş çok önemli gördüğüm lakin daha önce hiç değinilmemiş bir mimari eserimizdir.
Minareler; Minare ustalığı, İslam mimarisinin önemli unsurlarından biridir. Minareler, camilerin yanında yükselen ve genellikle ezan okumak için kullanılan ince ve yüksek kulelerdir. Bu yapıların tasarımı, yapımı ve süslemesi gerçekten çok büyük bir ustalık gerektirir. Minareler, İslam mimarisinde 7. yüzyıldan itibaren görülmeye başlamıştır. İlk dönemlerde basit kuleler olarak inşa edilen minareler, zamanla çeşitli coğrafyalarda farklı mimari tarzlar geliştirmiştir. Osmanlı, Selçuklu, Memlük, Fatımi gibi farklı İslam medeniyetleri, kendilerine özgü minare tipolojileri oluşturmuşlardır.
    Minare sanatının bu kadar geliştiği İslam dünyasında şehrimize özgü minare mimarisinin bulunduğundan haberdar mıyız? 
    Evet, Elazığ ilimize ait bu şehre özgü bir minare mimarimiz mevcut. 
    Şehrimize ait bu minare yapım işini başlatan 70 yıldan fazla bir zamandır yaşatan ve halen devam ettiren aile, minareciler ailesi olarak da bilinen Elazığ merkeze bağlı Mürüdü köyünden ‘’Dayı’’ ailesi. 
    Başta, Ahmet Dayı olmak üzere, Mehmet Dayı, Ayhan Dayı, ve daha aynı aileden birçok isim örme minare ustasıdır. 
    Elazığ’a özgü bu minare şeklimiz; örme minare olup, taş işçiliğinin yüksek sanatı ile inşa edilmektedir. Dayı ailesinin yaptığı minare yapımında taşlar beyaz taş kullanılıp, Elâzığ’ın milli rengi vişne (bordo) rengi ise beyaz taşların arasından bir simetri çizerek şerefe kısmına kadar uzanmaktadır. Estetik açıdan oldukça zarif görülen bu mimaride minarelerin boyu çok fazla yüksek olmamaktadır. Benim tespitlerime göre aziz şehir Elazığ’ımızın birçok köyünde Mürüdülü Dayı ailesinin yaptığı minareler yer almaktadır. Sadece Elazığ ile sınırlı kalmamış Doğu, Güneydoğu ve Karadeniz’in birçok bölgesinde Elazığ mimarisi örnekli minarelere denk gelebilirsiniz.
Kendimize özgü bir minare mimarimiz varken son zamanlarda görüyoruz ki ilimizde Hindistan mimarisine benzeyen, anlam veremediğim Türk kültürü ile hiçbir şekilde bağdaşmayan minareler yükselmeye başladı. 
Özellikle Olgunlar mahallesinde bulunan Beyzade Camisi’nin minaresi bizim kültürümüzde görülmeyen minare şekli olduğunu üzüntüyle belirtmek isterim. Temennimiz bundan sonraki süreçte kendi inanç kültürümüze uygun minarelerin yükselmesidir. 
Benim araştırmalarıma göre şehrimizin bir değeri olan,  örme minare mimarisi ile ilgili bir çalışma konusu halen yapılmamıştır.
Fırat üniversitesi mimarlık ve inşaat mühendisliği bölümlerimizde bu estetik değerimiz ile ilgili bir an önce bir çalışma yapmasını ve bu mesleğin gelecek kuşaklara aktarılması için bir rapor ve çalışma gerçekleştirmesi kanaatindeyim...
Yazımıza burada son verirken, şehrimize ait minare örme ustalığının gelecek kuşaklara aktarılması noktasında yetkililerin duyarlı olmasını önemle arz etmekteyim. 
                                          
Ekran Görüntüsü 2024 08 05 182852