Kadim şehir Harput kültürünün en önemli mihenk taşını musiki oluşturmaktadır. Bu durumdan mütevellit Harput türküleri ünü ve şanı ile Anadolu sınırlarını aşmış, eşsiz bir yapıya bürünmüştür. Her Harput türküsünün bir acı hikâyesi veya yaşanmışlığı mutlak suretle bulunmaktadır. Hikâyesi en acı türkümüz ise coğrafyamızın eseri Yemen türküsüdür.

“Havada bulut yok, bu ne dumandır / Mahlede ölüm yok, bu ne figandır” sözleri, o dönemde Yemen’e gidenlerin ardından yakılan ağıtların yalın ama derin bir dışavurumudur. Yemen’in ölümle eş anlamlı bir yer hâline gelmesi, türküdeki her dizeye hüznü nakış nakış işlemiştir. Yemen Türküsü çok bariz bir Harput ezgisidir.

Şimdi bu konuyu biraz daha açarak açıklayalım...

1905 yılında Günümüzde Harput yolu yamacında bulunan askeri idadi bahçesinde bölük bölük toplanan askerler yemene hareket etmişlerdir.  Harput o dönem askeri üs bölgesi niteliğindedir. Sadece yemen cephesi değil, Kafkas cephesinde de hem Harput’ta asker toplanmış hem de Ruslara karşı savunma bir dönem buradan yönetilmiştir.  Ayrıca Yemen-cephesinin olduğu yıllarda Muş şehri Bitlis vilayetine bağlı bir sancaktır. Dolayısıyla bir askeri toplanma merkezi değildir.

Diğer bir husus ise o dönemki belgelerde Yemen cephesine giden askerin hiçbir suretle yolu Muş’tan geçmemiştir. Toplanan asker Harput’tan Mersin’e hareket edip, oradan da gemi ile Yemene giderlermiş. Bir başka husus da ise Türk tarihinde önemli bir konumu bulunan Muş ili musiki yapısında bu esere benzer ikinci bir eser bulunmamaktadır.  Ayrıca şehirde bir müzik kültürü çok gelişkin değildir.

Bir diğer husus ise Muş ilinin tamamen büyük ve düz bir ovadan oluştuğu, dağlık ve yokuş bir coğrafyasının bulunmamasıdır. Türküde bahsedilen dağlık ve yolu yokuş olan bölgenin Yemen sınırları içerisinde bulunan dağlık Huş bölgesidir diye tahmin etmekteyiz.

TRT halk müziği repertuvarında Muş iline ait beş türkü bulunmakta, bunların tamamında ise düğünlerde tefçilik yapan Düriye Keskin kaynak kişi olarak gösterilmiştir.

Elazığ türkülerinde ise sadece Harput’a ait, Harput musikisine has 16 makam 600’den fazla eser, yüzlerce kaynak kişisi ile nasıl bir zenginliğe sahip olduğu açıkça aşikârdır.  Bu durumdan mütevellit bu eserin Harput olma ihtimali oldukça yüksektir.

Canına rahmet İshak Sunguroğlu Harput Yollarında eserinde Yemen türküsü ilgili olarak, bizzat canlı şahit olmuş ve durumu şöyle ifade etmiştir. ‘’1905 yılında ‘’Mülazım-ı evvel (üsteğmen) olan babamın da ağırlık komutanı olarak katıldığı bu hüzünlü Yemen yolculuğuna hazırlık etmiştir. Gidecek askerleri yolcu etmek için gelen yakınlarının kışlada akşamdan sabaha kadar nasıl gözyaşı döküp feryat ettiklerini gördüm. Gidenlerin geri dönmemesi üzerine meşhur Yemen türküsü de bu nedenle Harput civarında meçhul ozanlar tarafından söylenmiştir.’’  

YEMEN TÜRKÜSÜ:

‘’Havada bulut yok, bu ne dumandır, 

Mahlede ölüm yok bu ne figandır

Şu Yemen elleri ne de yamandır, 

Ah o yemendir, gülü çemendir.

Giden gelmiyor, acep nedendir.

Burası Huştur, yolu yokuştur.

Giden gelmiyor acep ne iştir.’’

Müzik araştırmacısı ve derlemeci üstat Şemsettin Taşbilek; Elazığ-Harput Havaları ve Elazığ Müzik Kültürü adlı iki ciltlik kitaplarında Yemen türküsünün Elâzığ’a, Harput’a ait olduğunu belgelemiştir. 1936 yılında Elâzığ Valisi Tevfik Gür tarafından bastırılan, Elaziz halk evi komitesi tarafından çıkartılan kitap da ise Yemen türküsü Elâzığ türküsü olarak, notalarıyla birlikte bastırılmış, resmi belge olarak belgelenmiştir. Bu kitapta yemen türküsü ile ilgili olarak şu bilgiler yer almaktadır. Yine bu bilgilere ulaşmamda büyük katkısı olan, arşivini bizlere açan Fırat Üniversitesi tarih bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Yavuz Haykır’a çok teşekkür ediyorum

ESER:

HAVADA BULUT YOK BU NE DUMANDIR

Yöresi: Elazığ Kaynak: Hafız Osman Öge.

Derleyen: Elaziz Halkevi Sanat Komitesi- 1936.

TRT repertuvarında ise Muzaffer Sarısözen'in Muş' ilinde Düriye Keskinden derlediği eser 1944 yılından 8 yıl önce, yani 1936'da notasıyla Elazığ'da derlenmiştir.