Maden ile ilgili olarak en son 27 Mayıs 2024 tarihinde Gazetemiz TURAN’da yazmıştım. Aradan bir ay gibi bir zaman geçti. Görünen o dur ki Maden aç gözlü sermayeye kurban edilecektir. Nasıl bir vahşettir ki biraz dünyalık uğruna koca hatıraları yok etmek ancak tarihin kaydettiği zalim toplumlara mahsustur. Osmanlı döneminin maden gelirleri ile ünlü Sancağı ve daha sonra cumhuriyet döneminin ilk vilayetlerinden olan Maden yok oldu olacak hale getirilmiş bulunmaktadır. Televizyon haberlerinin az bir kısmını kaplaması da ayrı bir fecaattir. Muhteşem bir mazinin ardından yok olma tehlikesi yaşayan başka bir şehir var mıdır? Ben hatırlamıyorum. Genç cumhuriyetin ilk sanayi kuruluşu Etibank Ergani Bakır İşletmesidir. Atatürk bizzat burayı ziyaret etmiştir. Daha sonraki devlet büyükleri de defalarca ziyaret etmişlerdir. Osmanlı döneminin sancak ve cumhuriyetin ilk vilayetlerinden olan Maden muhteşem mazisinin ardından göz göre göre yıkılıp gitmektedir. İçinde yaşayan bir avuç esnaf ve sakin de evlerinizi iş yerlerinizi boşaltın denilerek tamamen sermayeye peşkeş çekilmektedir. Cumhuriyet döneminin kıt imkânları ile kurulan kocaman tesisler bir çırpıda hurdacının malzemesi oldu. Acaba dünyada böyle bir uygulama olmuş mudur ya da sadece bizde mi olmuştur? Maden elektrik kullanırken Türkiye’nin büyük bir bölümü henüz elektrikle tanışmamıştı. Spor yapılan ilçede Bakırspor adıyla bir futbol takımı tenis oynanan kortları ile genç cumhuriyetin örnek bir şehri şimdilerde para gözlerin hedefi haline gelmiştir. Maden ve madenliler için ya da bu ülkeyi seven herkes için bu bir sınamadır. Her vicdan sahibinin buna karşı durması gerekir. Maden’de yaşayan bir avuç insanın çabası ile geçiştirilecek bir konu olmaktan çıkmıştır. 1854 yılında kurulan belediye teşkilatı ile Türkiye’de ilk mahalli idare teşkil edilen bir şehrin bu hallere düşeceğini kim bilebilirdi? Ülkenin ekonomisini ve istihdamını yıllarca sırtında taşıdı. Nice alimlerin ve devlet insanlarının yetiştiği beldenin evlatlarına şimdi evlerinizi ve iş yerlerinizi bırakıp gidin deniliyor. Hem de bir yer göstermeden. Bu insanlar ne yiyecek nasıl barınacak? Bazı ilçelerin il yapılacağı haberleri basında yer almaktayız. Bunlardan biri de Diyarbakır’ın Ergani ilçesi olduğu yazılmaktadır. Ergani Osmanlı zamanı ile cumhuriyet döneminde uzun bir süre Maden’in bir nahiyesiydi. Siverek, Palu, Piran, Çüngüş, Çermik ve Eğil’de buna dahildir. Şimdi Ergani il olursa Maden eğer ortadan kaldırılmaz ise Ergani’ye bağlanacağı yazılmaktadır. Düşünülmesi ne kadar yanlış ise yazılması bile abesle iştigaldir. Buna hiçbir Harputlunun izin vereceğini düşünmüyorum. Vicdan sahibi her Harputlu mutlaka itiraz edecektir. Bu itirazın sonuç vereceğini düşünüyorum. Maden, Elâzığ’a aittir. Kaldı ki önceleri köy, nahiye ve ilçe olan bir beldenin zorunlu göç ile kalabalıklaşan nüfusu sebebiyle il yapılması ve kendisinden mazi bakımından hatıraları kitaplara sığmayacak kadar büyük bir kültürü bir yere yamamak kültür katliamıdır. Buna kimse seyirci olamaz olmamalıdır. Coğrafyasını seven her vatansever tarafından dikkatle takip edilmelidir. Ekonomik sıkıntı içindeki ülkelerden ya da iç savaş yaşayan ülkelere varıncaya kadar can havli ile ülkemize sığınanların sayısı on milyonların üstünde olduğunu söyleyen çoktur. Gerçek rakamı kimse bilmiyor. Türkiye göçmen deposu haline gelmiş bulunmaktadır. Bu kadar mülteci/sığınmacı üzerinde yapılan yorumlar insanın içini acıtmaktadır. Ülkemizin geleceği ile ilgili karanlık senaryolara inananların sayısında hızlı bir artış olduğu da gözlenmektedir. Yeraltı kaynaklarımız bizim nüfusumuz azalınca yerimiz alacak olanlar tarafından işletileceğinden şüphemiz olmasın. Unutmayalım bir zamanlar Türkiye batı destekli nüfus planlaması politikası güttü. Şimdi de nüfusumuz azalıyor diye tedbir almaya çalışıyoruz. Maden nüfusunun azalmasının sebebini bu satırları okuyan herkes biliyor. Üretmeyen bir toplumun akıbeti vahimdir. Maden bakır işletmesinin yeniden işletmeye açılması fikrini topraklarını seven herkes savunmalıdır. Kâr etmiyor diye her yeri satılığa çıkarmak müflis tüccarın işidir. Maden, yakınındaki krom yataklarına da muavenet eder. Krom da artık stratejik bir madendir. 20 km mesafeden kurulan havai hat ile yani bir nevi teleferik mekanizması ile Maden’e taşınan krom madeni işletilirse çevresindeki nüfusun kendiliğinden artacağı ortadadır. Tarım, ziraat ve hayvancılığın da günümüzde sermayedarların eline geçtiği bir zamanda eski nüfus artış oranımızı yakalamamız hayaldir. Üretim tesislerimizi sermayenin kısa zaman içinde çok para kazanma hırsına teslim etmenin neticesini yaşıyoruz. Şimdi bir avuç kalmış olan sabır ve şükür gönüllü madenli daha ne kadar dayanacaktır. Evinden iş yerinden ayrıl burayı yıkacağız mantığı hangi idari anlayışla bağdaşır. Bu insanların sığınmacılar kadar değeri yok mudur? Duyduklarımızın bir rüya olmasını temenni ederiz. Maden’e ve madenlilere insanca muamele edilmelidir. Şimdiye kadar yaşadığı hayattan bir şikâyeti olmamasına rağmen şikâyetçi hale getirmek kimin işine yarar? Bakırın stratejik bir maden olduğunu biliyoruz. Niçin biz işletmiyoruz? Bu bir gaflet uykusudur bundan uyanmanın vaktidir. Maden sadece eski bir sancak eski bir il değildir. Maden vatan coğrafyamızın ayrılmaz bir parçasıdır. Madenli vatansever bayrağının aşığı mütevazi ve sabırlıdır. Devletine asla isyan etmez. Madenlilere ve Maden’e bu muamele asla reva görülmemelidir. Gönülleri incitilmemelidir. Gayretullaha dokunacağını da unutmayalım.