Bir dönem televizyon kanallarını süsleyen meşhur bir dizi vardı; Uzay Yolu…
Kaptan Kirk, Vulkan Gezegeninden ikinci kaptan Spock, Subay Scoty, Subay Sulu başlıca karakterler olarak akılda kaldılar. Hele o unutulmaz replik “Işınla bizi Scoty” kulaklarda hep yer etmiştir…
Geçtiğimiz hafta ilk Uzay yolcumuzu eskilerin deyimiyle Feza’ya uğurladık…
Eski adı Feza, bildiğiniz Uzay yolcumuz atmosferin dışına çıktığında, kaybolan yer çekimi etkisini bir anlamda test etmek istemiş ve elindeki kalemi çevirerek, Türk Milletine aslında bir mesaj mı gönderdi dersiniz? Aslında cebinden bir teşbih çıkarıp, “hayatı tespih yapmışım sallıyormuşum” şarkısı eşliğinde sallamasını bekleyenler bir tarafta, diğer tarafta teşbih çekerek “şükür” etmesini bekleyenler olmuştur.
Algı yönetiminin zirve yaptığı, Cahiliyenin kol gezdiği bir devirde yaşamak gerçekten çok zor… Aslında Sovyetler (SSCB) döneminde uzaya giden Türk kökenli kozmonotlar olmuştu; parayı bastıranın uzaya gidebildiği günümüzde, halka yutturulmaya çalışılan algı yönetimi, aslında farklı bir hikâye oluşturuyor.
Vatandaşın, market market ucuz temel gıda maddeleri ararken, ay sonunu getirebilmek, evladına harçlık, eve para bırakabilmek için kafa yorarken; uzaya çıkıp çıkmamakta hiç kimsenin umurunda değil açıkçası…
Bugün cebine parasını koyan herhangi bir Dünyalı, eğer sağlık şartları el veriyorsa, uzay yolculuğu yapabilmektedir. Sahneyi, sanki biz uzaya mekik ve astronot gönderiyormuşuz gibi kurmayalım Allah aşkına…
Tamam “uzaya dört şeritli yol yaptım” deseniz, inanacak milyonlar var bu ülkede biliyoruz ancak, el insaf…
Vallahi bu kadarı da artık sınır falan bırakmadı aklımızda…
Ülke içinde, cehalet denizinde yüzmeye çalışırken, gözler bir umut ışığı arıyor. Karanlık ve çok derin bir deniz bu… Uzaklarda bir feneri ışığı görseniz, tüm gücünüzle oraya doğru kulaç atacağınıza eminim; ne yana baksanız karanlık… Açık gökyüzünde, parlayan bir yıldız dikkatimizi çekiyor. Tıpkı Kutup Yıldızı gibi bize göz kırpıyor. Bize ilkeleri ile yol gösteren, Türk Milletini çağdaş ve medeni bir ülke seviyesine getirmeye çalışan bir önder ışığı bu…
Tam bağımsızlığı savunan, üretimi ve kalkınmayı hedefleyen, sosyal devleti, kanunları, adaleti üstün tutan, cehalete ve yobazlığa savaş açmış, bir milletin arkasından yürüdüğü ve bir mucizeyi gerçekleştiren bir lider ışığı bu; Bu Mustafa Kemal ATATÜRK’ün ışığı…
Yüz yıl önce “İstikbal Göklerdedir…” diyerek, gidilmesi gereken yolu, izlenmesi gereken ışığı tarif etmiş, vefatından on yıllar sonra bile saygı, sevgi ve özlemle anılan bir Dünya Lideridir Mustafa Kemal ATATÜRK…
Gönül ister ki, tamamen yerli ve milli uzay programımız çerçevesinde, kendi roketlerimiz ile kendi uzay yolcularımızı uzaya götürelim…
Parayı veren uzaya gider misali, Elon Musk’a parayı bastırıp uzaya gitmek bence bir başarı değildir… Yüz yıldır bazı şeyler yapılmış olsa da asla yeterli değildir. Çok çalışmamız lazımdır. Bunun başka yolu yoktur.