Geçtiğimiz haftanın büyük bir bölümünü, İstanbul’da geçirdik.
İki organizasyonun aynı tarihlere denk gelmesi işimizi kolaylaştırdı.
Önce ELFED (Elazığ Dernekler Federasyonu) tarafından organize edilen, Elazığ Tanıtım günlerini Yenikapı'da ziyaret ettik. Sonra da Eski Başkanlardan Necati Erdem'in, ‘’Cumhuriyetimizin 100. Yılında Elazığspor Efsaneleri İstanbul'a buluşuyor’’ adını verdiği organizasyona icabet ettik…

Elazığ Tanıtım Günleri
     26-29 Ekim Tarihleri arasında organize edilen Elazığ Tanıtım Günleri, hem Elazığ esnafı ile İstanbullu hemşehrilerimizi buluşturdu hem de Elazığ'ın Elazığlılara tanıtılmasına aracılık etmiş oldu.
Elazığ ürünlerinin tüketiciyle buluşturulduğu stantlarda sadece Elazığ esnafının bulunması, Elazığ ürünlerinin tanıtılması açısında bakıldığında amacına ulaşmış oldu. Ancak aynı şeyleri yiyecek içecek stantların için söylemek mümkün değil. Orciği satan Elazığ esnafı, Badem şekerini satan Elazığ esnafı, Bastığı satan Elazığ esnafı, Ağın leblebisini satan Elazığ esnafı, Üzüm'ü, Biber'i, Dut'u, Peynir'i, Tere yağını ve daha onlarca ürünü satan Elazığ esnafı. Bunları üreten Elazığ esnafı, Elazığ köylüsü. Kazanan Elazığ ve Elazığlı.

     Yiyecek içecek stantlarının da bir kısmı Elazığ Esnafıydı elbette. Salçalı Köfte (Elazığ’ın yemek kültürü ile alakası olmasa da) satanlar Elazığ esnafıydı. Çünkü ben salçalı köftenin başka bir şehirde yapıldığına, hiç şahit olmadım. Birkaç esnafı da şahsen tanıdığım için veya göz aşinalığım olduğu için biliyorum. Ama Elazığlı da olsa, mahalli yemekler yerine, evrensel yemeklerin satılmasını doğru bulduğumu söyleyemem. Esnaf gelmiş Salçalı köfte satıyor, neden? Gurbetteki Elazığlı Salçalı köfteyi İstanbul’da bulamadığı için. Elazığlı olmasa da kuyruğu görüp merak edenler için. Elazığ’da okumuş ve o tadı özlemiş insanlar için. Peynirli Ekmeği Elazığlıdan başkası bilmez. Bunu özleyen Elazığlı çok. Bu özlemini gidermek için Yenikapı’ya koşanların hayal kırıklığının tarifi çok zor. Parmak kalınlığında hamurun üzerine yapılmış peynirli, bu özlemi gidermez. Oraya gelen Elazığlı, Harput köftesi görmek ister, Mumbar ister, İçli Köfte ister, İşkene ister, Sırın ister, Gömme ve bunun gibi dışarıda kolay kolay bulamayacağı, özlediği yerel tatları ister. Döner’i, Çiğköfte'yi, Adana'yı, Lahmacun'u, Kavurma'yı her yerde bulur. O zaman bunların ‘’Elazığ'ın tanıtılacağı yerde’’ ne işi var demeden yapamıyor insan.

     Bunların dışında Elazığ'ın İstanbul’da tanıtılması için kurulmuş kurum stantları vardı. Çok kalabalık olmamakla birlikte, Elazığ Belediyesi ile bir kaç tane de ilçe Belediyesi iştirak etmişti. Merak ettiğim şu; Bir belediye kendi hemşehrisine siyasi reklamı dışında neyi tanıtabilir? Hiçbir belediyeyi özellikle kastetmiyorum ama örnek olsun diye yazıyorum. Ağın Belediyesi elbette Ağın Leblebisini tanıtmak isteyecektir ve hakkıdır da. Baskil Belediyesi ‘’Kayısı Malatya’ya has bir meyve değildir, Baskil'da en kralı vardır’’ diyecektir, demelidir de. Peki bunları kime söylemeli? Elazığlı bunu zaten biliyor. O zaman bunu İstanbulluya, Edirneliye, İzmirliye, Sakaryalıya, Ankaralıya, Bursalıya söylemelidir. Ama bunlar Elazığ tanıtım günlerine gelmiyor ki. Bunları Yenikapı etkinlik alanına getirdiğin zaman Elazığ’ın tanıtımını yapmış olursun. O zaman Ticaret ve Sanayi standının yatırımcıyı Elazığ’a getirme şansı olur. O zaman Fırat Üniversitesi standının başarılı öğrenciyi Elazığ’a çekme şansı olur. Her ne kadar Elazığ'ı Elazığlıya tanıtan organizasyon olsa da Elazığspor’un stant açmamış olması beni hayal kırıklığına uğrattı. Zira Elazığspor forması satmak, Elazığspor tanıtmak anlamı taşımıyor.
Ama hakkını yememek lazım, bu tür organizasyonlar sayesinde insanlar yıllardır görmedikleri arkadaşlarını, akrabalarını görebiliyor. Zaten vatandaş açısından bakıldığında temel amaç Elazığ havası almak ve bir kaç dost ile bir araya gelmek.

Cumhuriyetimizin 100. Yılında Elazığspor Efsaneleri İstanbul'da buluştu…

     Buluşmanın 28 Ekim akşamına denk getirilmesi, zaten amacını ortaya koyuyor. Filistin topraklarında katledilen masum insanların acısı nedeniyle, Eğlenceden mümkün mertebe uzak kaçınılan geceye, basın özellikle çağırılmamış gibiydi. Elazığspor Eski Başkanlarından Necati Erdem'in, organize ettiği ve İstanbul eski Milletvekili Elazığlı hemşehrimiz Ali Özcan'ın finansörlüğünde gerçekleşen gecede, birçok eski dost bir araya gelmişti. Ağırlıklı olarak 1989 yılı şampiyon kadrosunun bulunduğu eski futbolcuların isimlerini saymaya kalksam unuttuklarım olur ve sayamadıklarımı kırmış olurum. Futbolcular dışında bazı siyasetçilerin (siyaset konuşulmadı), Bürokratın, Askerin, Gazetecinin, iş adamlarının bulunduğu gece, Vefa'nın İstanbul’da bir semt olmaktan ibaret olmadığını sözünü, tekrar hatırlamamıza sebep oldu. Gecenin yapıldığı saatlerde Elazığspor’un, Lider Karşıyaka deplasmanında karşılaşmasının olması ve müsabakada beraberlikle ayrılmış olunması sevincimizi katlanmış oldu. Elazığspor emeği geçenleri bir araya getiren organizasyonda, Spor ve Cumhuriyet dışında sadece dost sohbeti yapıldı. Organizasyonun eleştirilecek yani yok muydu? İsteyen her insan eleştirecek bir açık bulur. Açık bulmak için aramak lazım. İyi niyetle yapılmış bir organizasyonda açık aramak için bir sebep göremiyorum. İyi niyetle yapılmış her şey eleştiriyi değil Övgüyü hak ediyor.

Cumhuriyetimizin 100. Yılı Kutlu olsun. NE MUTLU TÜRK'ÜM DİYENE!