Seçim süreci boyunca sürekli yüksek enflasyon ve hayat pahalılığı gibi ekonomik konular ve değişim iddiaları tartışılırken nihayet 2023 genel seçimleri ile Cumhurbaşkanlığı seçimini geride bıraktık. Daha önceki 14 Mayıs genel seçimlerini kazanan Recep Tayyip Erdoğan, 28 Mayıs Cumhurbaşkanlığı seçimini de yüzde 4.36 farkla kazandı. Seçim sonrası görevi sürdürecek olan iktidarın en önemli gündeminin yaşanan ekonomik sorunları çözmek için adımlar atacağı ifade ediliyor. Bundan sonra sorunların çözümü ve gelecek adına “kolay bir çıkış gözükmediği”ni biliyoruz.
Deprem ve seçim sürecinde verilen sözlerin yerine getirilmesi için gözler dile getirilen vaatlere çevrildi. Bu nedenle bu yılın tamamında öngörülen 659 milyar liralık bütçe açığının 1.5 trilyon lirayı bulacağı tahmin ediliyor. Önümüzdeki dönemde uzmanların ekonomi yetkililerine kademeli bir faiz artışı önerdikleri söyleniyor. Diğer taraftan Merkez Bankası faizi yüzde 8.5 olarak açıklasa da bankaların kredi faizi yüzde 35 olmasına rağmen bankalar kredi taleplerini geri çevirmekteler. Mevduat faizi ise yüzde 40’ları aşmış durumda.
Ülkemize yasal ve kaçak yollarla gelen göçmenler için farklı sayılar ifade edilmektedir. Açıklamalardan 5-6 milyondan 10-13 milyona kadar giden sayıları hayretle izliyoruz. Sınır il ve ilçelerimizin birçoğunda Suriye’lilerin sayısı kendi vatandaşlarımızı geçmiş durumda. Bunların birçoğu hiçbir vergi vermeden haksız bir şekilde ticaret yaparken, büyük bir bölümü sanayi ve ticaret sektöründe maliyet avantajı yaratması açısından kaçak ve ucuz olarak çalıştırılmaktadır. İşin ilginç yanı, ucuz ücretle ve sigortasız çalıştırılan bu Suriyeli ve Afgan işçilerin yerine çalıştırılacak Türk işçi de bulunmamaktadır. Mültecilerle ilgili bu ve buna benzer ekonomik ve sosyal sorunların rasyonel bir şekilde çözümü kolay olmayacak gibi gözüküyor.
Bankalar arası piyasalarda son hafta 20 lira üstünü test eden dolar son işlem gününde 20 lira eşiğini aştı. Ancak seçim sonrası doların yükseleceğine ilişkin beklenti insanların kararsızlığına ve paniklemesine yol açmaktadır. Hazine ve Maliye Bakanlığı, merkezi yönetim bütçe gerçekleşmelerini açıkladı. 2023 yılı Ocak-Nisan döneminde vergi gelirleri, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 46 oranında artarak 863 milyar lira olarak gerçekleşti. Bu artışın yukarıda belirttiğimiz tahmini bütçe açığına yetmeyeceğini, borçlanmanın kaçınılmaz olduğunu göstermektedir. Zira vergi artışı önemli ölçüde beyan ve beyanname verme sürelerinin uzatılmasından kaynaklanmıştır. Ayrıca ilk 4 aylık vergi tahsilatının büyük ölçüde Katma Değer Vergisi ve Özel Tüketim Vergisi gelirlerinden olduğunu görüyoruz. 100 TL vergi gelirinin ilk 4 ayda 37.54 lirası Katma Değer Vergisi, 21.87 lirası ise Özel Tüketim Vergisi olmak üzere toplam 59.4 lirası dolaylı vergilerden yani harcamalar üzerinden alınan vergilerden yapılmıştır. Motorlu Taşıtlar Vergisi, Banka ve Sigorta Muameleleri Vergisi, Harçlar ve benzeri dolaylı vergilerle bu oran yüzde 70’lere çıkmaktadır. Daha önce de ifade ettiğimiz gibi, kazanç ve gelir yerine, harcamalar üzerinden vergi alınması verginin adaletsiz yüzünü ortaya koymaktadır.
Görünen o ki, vergilerde oran artışları ve ilave ek vergilerle birlikte dış borçlanma şartlarının ağırlaşması nedeniyle iç borçlanma önümüzdeki dönemin gündemini oluşturacaktır.