Beyin göçü, yetiştirilmesi için büyük kaynak gerekirken ve yetiştirdikten sonra ise ilgisizlik ve olanaksızlık nedeniyle bilim insanı, doktor ve mühendis gibi vasıflı insan gücünün daha gelişmiş bir ülkeye göç etmesi olarak tanımlanmaktadır. Böylece iyi eğitimli, üreten, düşünen, nitelikli çalışanlar araştırma veya çalışma nedeniyle yurt dışına gidiyorlar. Yaşam kalitesi de beyin göçünün arkasındaki güçlü etkenlerden biri… İnsanlar daha iyi sağlık hizmeti, güvenli bir çevre, kültürel çeşitlilik ve genel yaşam kalitesi gibi faktörlerle başka bir ülkeye gitme kararı alıyorlar. Çok sayıda uzman ve yetenekli bireylerin kendi ülkelerini terk etmeleri, kendi ülkelerinin kalkınma sürecini olumsuz etkiliyor. (1)

Ülkemiz son yıllardaki artışlardan sonra beyin göçü veren ülkeler sıralamasında ilk sıralarda yer alıyor. En çok beyin göçü veren ülkeler; Hindistan, Pakistan, Cezayir, Fas, Tunus, İran, Mısır ve Türkiye şeklinde sıralanıyor. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre 2021’de 103 bin 613 Türk vatandaşı ülkeyi terk ederken bu sayı 2022’de 139 bine çıktı. Son yıllarda başta Almanya olmak üzere, yurtdışına beyin göçü patlaması yaşanıyor. Birçoğu yetişmiş uzman personel, doktor, mühendis ve hemşire olmak üzere son bir yılda yasal yoldan Almanya’ya 126 bin Türk yerleşme hakkıyla gitti. 2023 yılında Almanya’ya iş bularak gidenlerin sayısı 250 bine ulaştı. Diğer ülkelerle birlikte bir yılda yıllık Türk beyin göçü sayısı 500 bini aşıyor.

Yapılan araştırmaya göre, gençlerin en çok tercih ettiği ülke yüzde 14.5 ile Almanya. Bunu yüzde 13.8 ile ABD ve yüzde 9.8 ile İngiltere takip ediyor. Alman Konrad Adaneuer Vakfı’nın araştırmasına göre, Almanya’ya giden gençlerin yaş ortalaması 22-27 dolayında. Yılsonuna kadar en az 30 bin Türk gencinin daha gideceği açıklanıyor. Beyin göçü alan gelişmiş ülkeler arasında Kanada, Avustralya ve Fransa’da yer alıyor.

İncelemeler Türkiye’den Almanya, ABD, İngiltere ve Kanada gibi ülkelere giden nitelikli iş gücüne bu ülkelerin sağladığı fiziksel şartların ve kariyer olanaklarının daha fazla olduğu görülüyor. Örneğin Almanya’da “Nitelikli İş Gücü Göç Yasası”, üniversite mezunlarının yanı sıra, mesleki eğitimli ve tecrübesi olan kişilere de Almanya kapılarını açıyor. Batı merkezli ülkeler devlet-özel sektör iş birliği ile beyin göçü akışı yaratabilmek için büyük fırsatlar yaratıyorlar. Bu nedenle beyin göçünde daha çok gelişmiş ülkeler talep yaratıyorlar. Dünya üzerinde en çok beyin göçü alan ülkeler listesinin ilk sıralarında Norveç, İsveç, ABD, Kanada ve Almanya gibi ülkeler yer alıyor. (2)

Dünya geneline baktığımızda göçü tersine çevirmek için Hindistan, Çin ve İsrail gibi ülkelerin önemli politikalar izlediğini görüyoruz. Kendi nitelikli insan kaynağımızı ülkemize yeniden kazandırmak, hem de farklı ülkelerden araştırmacıların ve bilim adamlarının Türkiye’ye gelmesini teşvik etmek için değişik politikalar ve programlar geliştirmemiz gerekiyor. Bu konuda TÜBİTAK gibi kurumlara, odalara ve iş dünyasına çok büyük iş düşüyor. Birçok sivil ve devlet destekli kuruluşun iş birliği ile inovasyon, AR-GE ve bilişim alanlarına yatırım yapması ülkemizin cazibesini artıracaktır. Ayrıca, yurt dışı projeleri olan Türk şirketleri ile ülkemizde faaliyet gösteren prestijli yurt dışı firmalarının nitelikli ve tecrübeli işgücünü ülkemize getirmeleri tersine beyin göçü için atılması gereken önemli adımlardır.

Kaynakça:

(1)   Wikipedia.org

(2)   Doç. Dr. Eren Alper Yılmaz