Yapılan araştırmalara göre, Türkiye’de 10 kişiden sadece 4’ü “mutlu olduğunu” söylüyor.

Dr. Toksöz Bayram Karasu’nun Huzurlu Yaşam Sanatı kitabında; “insanların genellikle mutluluğu hiç olmadık yerlerde aradıklarını” belirtmektedir. İnsanlar mal, mülk, para ve iktidar elde ederek içlerindeki çatışmayı çözmeye çalışırlar. Ama sonunda elde ettikleri şey    –muazzam bir-tatminsizlik ve –sonsuz- eksiklik hissidir. (*)

Birleşmiş Milletler bünyesindeki “Küresel Mutluluk Konseyi” nin yayımladığı “Dünya Mutluluk Raporu” na göre; dikkat çeken, Türkiye’nin her yıl mutlu ülkeler sıralamasında sürekli geriye gitmesidir. 2022 Dünya Mutluluk Raporu’nun ilk üç sırasında, Finlandiya, Danimarka ve İzlanda yer almaktadır. Türkiye, 2019 yılında 79’uncu sırada iken 2020 yılında 93’üncü, 2021 yılında ise 104’üncü sıraya kadar geriledi. 2022 yılı raporunda ise Türkiye 146 ülke arasında 112’inci sırada yer bulabildi. Dünyanın en mutsuz ülkesi olarak da Afganistan belirlendi. Uzmanlar Türkiye’nin hızla geriye gitmesinin nedenini, insanların ekonomik refahlarının bozulması ve kendilerini güvende hissetmemeleri olarak gösteriliyor. Bunun dışında sosyal eşitsizlikler ve ağırlaşan yaşam koşulları ile en önemlisi geleceğe dönük belirsizlikler ve kaygılar bir araya geldiğinde mutluluk ve iyilik halini etkilemektedir.

Yıllar içinde dünyada özellikle pandemi süreci ile birlikte gündeme gelen ruh sağlığı sorunlarının arttığı belirtiliyor. Türkiye’de yıllar içinde eşitsizliklerin artması bunun nedeni olarak gösteriliyor. Birçok insan iyi bir gelir seviyesine sahipken, küçük gelire sahip olan ve orta gelir diye tanımladığımız kesimin yok olduğunu görüyoruz. Türkiye’nin nüfusun yüzde 80’nin açlık sınırında yaşadığı bir ülke haline gelmesi için, birkaç yıl daha yüzde 100’ler düzeyinde enflasyonla yaşaması yeterli olacak gibi görünüyor. Enflasyonun dünyada düşerken ülkemizde sürekli yükselişe geçmesi ve hayat pahalılığı insanları huzursuz etmektedir. Ekonomik İş birliği ve Kalkınma Örgütü’nün (OECD) raporuna göre, gıda, barınma, enerji ve borç ödemeleri yapabilmekten en çok endişe edenlerin Türk vatandaşları olduğunu açıklamaktadır. Ülkemizde en yüksek gelire sahip olan kesimin yüzde 70.7’sinin en düşük gelire sahip olan kesimden daha endişeli olduğu belirtiliyor. Gelecek iki yıl içinde işini kaybetmekten veya gelirinin azalmasından endişe edenlere bakıldığında Türkiye’de 10 kişiden 7’sinin bu konuda endişe duyduğu açıklanıyor.

Ayrıca her geçen gün toplumda hoşgörü ortamının kaybolması ve özellikle kadınlara yönelik şiddetin artması gibi olumsuzluklar yukarıda açıklanan sorunlarla birlikte insanların iyilik halini ve kendilerini iyi hissetmelerini engellemektedir. Yaşanan ağır ekonomik sıkıntılar ve geleceğe dönük belirsizlik hayal kırıklığı yaratmakta ve mutsuzluğa yol açmaktadır. Görünen o ki, Türkiye’nin mutsuzluk sıralamasındaki düşüşü 2023 yılında da devam edecektir.

“Güzel günler sana gelmez,

  Sen ona yürüyeceksin” Mevlâna                                                           

Kaynakça :

(*) Dr. Toksöz B. Karasu