Basın camiasına ilk adımımı attığımda henüz lise talebesiydim. Yılardır göremediğim Bünyamin isminde Güreş camiasının sevilen abisi bir büyüğüm vardı. Bana Güreş hakkında bir haber yaz, gazetede yayınlayalım demişti. Heyecandan hızlı hızlı hatalarla dolu bir haber yazmıştım. Haberi benden aldı, düzeltti ve altına benim ismimi yazdı Bünyamin abi. Oysa kendi adını yazmasını bekliyordum. ‘’Abi beni kimse tanımaz neden benim ismimi yazdın’’ dediğimde ‘’Haber senin elbette senin ismin yazılacak’’ demiş ve yazıyı TURAN Gazetesi’ne götürmemi istemişti. Gazetenin baskıdan çıkıp, Gölcük sinemasının camına asıldığı gün heyecandan kalbim yerinden fırlayacak gibi olmuştu. Basın camiasına adım attığım ilk gazete olan TURAN Gazetesiyle, yıllar sonra tekrar buluşmayı, bu defa Olgun bir heyecan ile yaşıyorum.
O gün Ata sporumuz Güreş ile başlayan basın ile buluşmam, zaman içerisinde Siyaset hariç her alanda devam etti. Bundan sonra da mümkün olduğunca siyasetten uzak, her alanda, bilgi birikimim dahilinde, TURAN Gazetesi’nde sizlerle birlikte olacağım.
Elazığ Atatürk Lisesinden sporcum Gizem Özer'i tanımayanınız yoktur. Elazığ’ın gururu Milli Boksörümüz Gizem, çeşitli spor dalları ile uğraştıktan sonra, Cemil Döndü gibi Milli boksör yetiştirme ustasıyla karşılaşınca hayatının bu denli değişeceğini tahmin bile edememişti belki de.
Amatör spor dalları öksüz evlat gibidir. Devlet hariç, kimseden destek alamaz genellikle. Destek alabilmek için de belirli bir başarıyı yakalaması lazım. Gizem de bunlardan birisi. Başarı yakaladı. Önce başarıya uzandı, Türkiye Şampiyonluklarını ele geçirdikten sonra Olimpiyat vizesini de aldı ve nihayetinde bir boya firması Gizem'e hakkettiği değeri verdi. Gizem'e sponsor olan firmanın reklama ihtiyacı var mı bilmem ama bu anlaşma hem Boya Firması için hem de Gizem için çok renkli sonuçlara sebep olur inşallah.
Ankara’dayım...
Yöresel Ürünler ve Lezzetler festivalinde izlenimlerim:
Bu tür organizasyonların temel amacı yerel ürünleri vatandaşla buluşturmak, yöre hakkında fazla bilgi sahibi olmayan vatandaşlara yörenin ürünlerini tanıtmak ve bu lezzetleri vatandaşla buluşturmaktır.
Bunu gerçekleştirebilmek için öncelikle iyi bir tanıtıma ihtiyaç var. Gördüğüm kadarıyla bu tanıtım çok cılız gerçekleşmiş. Görüştüğüm hemşerilerimden öğrendiğim kadarıyla, birçoğu tesadüfen veya bir dostunun hemşerisini vasıtasıyla öğrenmiş. Birçok tanıtım organizasyon onunla katıldığım için rahatlıkla en sönük organizasyonlarda biri olduğunu söyleyebilirim.
Fiyat olarak Elazığ’dan (Ankara’da bulunması mümkün olmayan birkaç ürün hariç) pek farkı olmadığı halde, festivalin ilgi görmemesi beni üzdü. Esnaf Zarar mı etti, kazandı mı bilmem ama kazanan kesinlikle Elazığ olmadı.
Elazığ Belediyesinin destekleriyle ciddi bir yatırım yapan Elazığ sporumuz Şampiyonluk parolasıyla 3. Lig’e başladı. Yeni stat, yeni takım, yeni hoca beraberinde yeni puan kayıplarını getirdi. Dört maçta iki puan istatistiği Elazığspor'u şampiyon yapmaz. Daha da kötüsü küme düşürür. Takım tüm yeniliklere rağmen, maç başına yarım puan ortalamasıyla oynuyorsa, yenilenmesi gerekenler değil de yenilenmemesi gerekenler yenilenmiş demektir.
Lig’in dördüncü haftası bitmiş, Eylül ayının sonu gelmiş. Transfer yapamayacağın göre yenilenenlerin, yerini belki de eskilere bırakması lazım.
Haftaya buluşmak üzere…