Kanal Fırat Televizyonu’nda, Zekeriya Bican’ın yönettiği Sekizinci Şehir Programında; “Kent İçi Raylı Sistem!” konulu programını dikkatle takip ettim.
Programda katılımcı olarak Elâzığ Kent Konseyi Başkanı Rüstem Kadri Septioğlu, Baskil Meslek Yüksekokulu/ Raylı sistemler Makinistlik Program Bölümü Öğretim Gör. Dr. Muhammed Nesih Demirdağ’ı dikkatle dinledim!
Elâzığ Şehri, Doğu- Batı İstikametinde büyüyen bir şehir… 24 Ocak 2020 Depremiyle birlikte Şehrin Güneydoğu ve Güneybatısında TOKİ marifetiyle neredeyse iki mahalle daha oluşmuş durumda…
Bu güzel programı takip ederken en büyük üzüntüm millet olarak, “teknolojiyi çok geç alışımız…”
Bir gazeteci olarak gözlemlediğimiz husus dünden bugünlere/ günümüze bizlerde, “iletişim teknolojilerinin kullanımı…” batı dünyasından çok sonradır. Resmi Kurum ve Kuruluşlara Bilgisayar Teknolojilerinin girişi de aynı şekilde yakın bir zaman dilimi sayılır.
Elâzığ Şehri, Cumhuriyet Döneminde gelişen bir şehrimiz! Hal böyle iken şehrin gelişiminde; ‘vizyon bir proje takip etmemişiz…’ Şehrin, ’bir asır sonrasını…’ düşüneceksiniz!
Büyük bir zevkle ve hayranlıkla takip ettiğim programda, ‘şehrin gündemine hassas bir konunun teklifi… yapılıyor. “Hafif Raylı sistem…” Elâzığ Şehrimizde, ‘uygulanabilir’ bir proje… Yeter ki bu konularda, ‘niyet, gayret, azim ve irade ortaya konsun…’ Bu konular, oturulsun tartışılsın! Şehrimizde, ‘ortak bir akıl ve de kanaat…’ oluşsun. Böyle bir programın konusunun uzmanı ile birlikte değerlendiriliyor olması da önemli. Elâzığ için, “Hafif Raylı sistem…” ihtiyaç mı?
İhtiyacın ötesinde, ‘geç kalındığını…’ rahatlıkla söyleyebilirim. Dünyada ve Türkiye’de, “raylı sistemlerin tarihi geçmişini…’ iyi bilelim. “İlk elektrikli tramvay 1886 tarihinde saatte 9.7 kilometrelik hızla ABD’de Montgomery şehrinde devreye girmiştir” Günümüzden 136 yıl öncesine gidiyorsunuz! Bizler hala Elâzığ Şehrinde, ‘olabilirliğini…’ konuşuyoruz!
Öncelikle, ‘düşünce’ ve sonrasında, ‘karar’ aşaması! İyi bir niyetle, sağlıklı bir yaklaşımla hızla yol alabiliriz. Türkiye’ye baktığımızda, “raylı sistemlerin…” Ankara, İstanbul, Bursa, Adana, Antalya, Samsun, Kayseri, Eskişehir, Konya, Malatya gibi illerimizi sayabiliriz…
Hafif Raylı Sistemleri ifade ederken, ‘daha yüksek bir kapasite ile çalışan kentsel bir tramvay sistemi…’ Günümüzde de, toplu taşıma sistemlerinin en gözde olan modelidir. Öncelikle, ‘yüksek bir kapasite…’ söz konusudur. Daha doğal ve daha ekonomiktir. İnsanımız zamandan daha fazla tasarruf edebilir. Mahiyeti, elektrik enerjisinden ibarettir. Her şeyden önce, ‘doğal ve çevrecidir’
Elâzığ Şehrimizde, TUİK Temmuz ayı 2022 trafiğe kayıtlı motorlu kara taşıt sayısı, “139 bin 409”
Elâzığ Şehrinde 79 bin 981 otomobil bulunuyor…
Şehir içerisinde seyri sefer halinde bulunan on binlerce aracın çevre kirliliğini düşünebiliyor musunuz? Ekonomik olarak insanımıza ve dolayısıyla devletimize getirdiği yükü düşünebiliyor musunuz? Artık günümüzde, şehir içi trafiğin bir, ‘sinir harbine döndüğünü…’ insanımız üzerinde psikolojik olarak da menfi tesirler oluşturduğunu söyleyebiliriz.
İnsan merkezli düşündüğümüzde, ‘daha sağlıklı, daha esenlikli, daha duyarlı, daha kaliteli bir anlayışı…’ model olarak almak istersiniz.
Şehirlerimizin en ürkütücü tarafı, ‘aşırı kalabalıklar ve gürültüdür…’ Her insan, ‘daha sessiz, daha sakin, daha duyarlı, daha ulaşılabilir…’ bir hayatın özlemindedir.
Şehir hayatı bizleri niye daha huzurlu, daha mutlu, daha sağlıklı, daha güvenilebilir bir atmosfere bizleri taşımasın…
“Hafif Raylı Sistemler…” konuşulurken/ veya tartışılırken, merkezde insanı ele alıyorsunuz.
Yıllarca bu ülkede, ‘çirkin yapılaşmadan…’ bahsedildi. İnancımız, ‘mekânlarda birbirlerini rahatsız etmemeli…’ Birbirlerinin görüş ufkunu kapatmamalı… Eğitimde de, sağlıkta da ve diğer hassas sektörlerde, ‘ulaşılabilirliğin önemine…’ vurgular yapıldı.
Sadece bir konu bile bizlerde, ‘ufuk derinliği açıyor…’ Her adımımızda, ‘insanımız için de mükemmeli arayacağız’ Daha duyarlı, daha sağlıklı, daha mutlu bir şehir özlemiyle…