Toplumların bir hafızası olması her açıdan onun çıkarınadır. Yaşanılan hadiselerden ders alındığı vakit; ona göre düşünür, ona göre hareket edersiniz…
Bir düştüğünüz hataya bir daha düşmezsiniz…
Meşhur atasözünü belki duymuşsunuzdur…
‘’Eşşek bile bir düştüğü çukura bir daha düşmez…” Söz meclisten dışarı…
Türk Milleti tarih sahnesinde, onlarca Medeniyet kurmuş, onlarca Devlet kurmuş, çağ açıp çağ kapamış büyük bir millettir. Toplum hafızası da, bir o kadar derindir. İçinde barındırdığı Yüce değerler ile binlerce yıl boyunca mazlum insanların umudu olmuş, kendi törelerine bağlı kaldığı sürece yıkılmaz bir dağ gibi tarih yazmıştır.
Arif Nihat ASYA’nın şiirindeki bir dize aklıma geliyor, “Bize nazar oldu, Cumamız Pazar oldu, bize ne olduysa azar azar oldu…’’
Her karışını Şehit kanları ile suladığımız, canımızı verdiğimiz kutsal vatan toprağı, ALTIN için, bakın dikkatinizi çekmek için altını çizerek ve kalın puntolar ile tekrar yazıyorum, ALTIN için yabancı şirketlere peşkeş çekiliyor…
Yetmiyor insanımız çalıştırılıyor (köle misali), yetmiyor insanımız bu madende can veriyor…
Yetmiyor cenazesini bile bulunmuyor…
Daha onlarca yıl boyunca zehirlenen binlerce ton vatan toprağının çevreye, canlara verdiği zararı; alacağı insan ve canlı varlık canlarını da siz düşünün gayri…
Ot ölecek, böcek ölecek, ağaç ölecek, geyik ölecek, koyun ölecek, keçi ölecek, balık ölecek, kuş ölecek, arı ölecek, kelebek ölecek, insan ölecek, toprak ölecek… ne için? Efendim altın çıkarılacakmış! Batsın sizin altınınız, doymaz gözünüzü toprak doyursun… aç midenizi taşlar doldursun… Şu aziz mübarek ayda neler hissettiriyorsunuz, neler söylettiriyorsunuz…
Bir acı tarafı da ne biliyor musunuz?
Ülke işgal altında…
Hem de mülteci işgali…
Milyonlarca sığınmacı tek kurşun atmadan, istedikleri yeri işgal ettiler. Öyle dev gibi ordulara ihtiyaç yok. Zaten dev gibi orduları, bir avuç Akıncı ile darmadağın eden bir millet olduğumuzu yedi düvel bilir!...
Devletine bir ömür vermiş insanların önüne; hop diye geçiverdiler…
Siz hastanede sıra beklerken, aldığınız ilaca katkı payı verirken, Doktora olduğunuz muayene için fark verirken, en önemlisi yıllarca prim ödemesi yapmışken; onlar sizin önünüzde, onlar ayrıcalıklı…
Sizin evladınız sınava girerken, onların evladı hoop üniversitede…
İşsiz ve aşsız milyonlar kara kara düşünürken, adam atm’ye takıyor kartı ve adına yatan parayı hoop cebine…
Birçoğunun ceplerinde Türk vatandaşı kimliği…
Siz Devletin sahibi, onlar şu aralar kıymetlisi…
Acaba bu hal ne kadar sürecek? Bu parazitleri atmak yine vatan evlatlarına düşecek gibi görünüyor… Yine yapılan hataların ceremesini yine bu vatanın evlatları mı ödeyecek?..
Toplumsal hafızamızı ve bizi biz yapan Türk Töresini asla unutmayalım. Bu binlerce yıllık Türk tarihinin, Türk Milletinin özüdür…
Binlerce yıl öncesinden bize seslenen Orhun Yazıtları, Bilge Kağan, Göktürk Devleti size bir şeyler hatırlattı mı? “TÜRK, OĞUZ BEYLERİ, MİLLETİ İŞİT; ÜSTTE GÖK BASMASA, ALTTA YER DELİNMESE, TÜRK MİLLETİ, İLİNİ TÖRENİ KİM BOZABİLECEKTİ? TÜRK MİLLETİ, VAZGEÇ, TİTRE VE KENDİNE DÖN…”