Hamas 7 Ekim’de İsrail’e karşı düzenlediği saldırı ile Gazze’yi yeniden bir savaş bölgesi olarak dünyanın gündemine taşıdı. İsrail topraklarına yüzlerce roket atan Hamas kıyametin kopmasına neden oldu. İsrail’in bu saldırıya cevabı çok sert oldu.
2 milyondan fazla insanın yaşadığı Gazze, cehenneme döndü. Sivil-çocuk ayırımı yapmadan Gazze’ye bomba yağdırmaya devam eden İsrail’in saldırılarında bilanço her geçen gün ağırlaşıyor. Yaşanan bu acımasız savaş yüzünden bölge susuz, gıdasız ve elektriksiz kaldı. Yüzlerce bina bombardımanla yıkıldı. Bunların arasında hastaneler, okullar, cami ve kiliseler de yıkıldı. Savaşın başladığı 7 Ekim’den bu yana yıkılan cami sayısının 32’ye yükseldiği ve 3 de kilisenin tamamen yıkıldığı açıklanıyor. İsrail’in saldırılarında 200 binden fazla konutun zarar gördüğü, yerlerinden edilenlerin sayısının toplam nüfusun yüzde 70’ini aştığı yani yaklaşık 1 milyon 400 binden fazla olduğu bildiriliyor.
Birleşmiş Milletler (BM) yetkilileri sivillerin kaçabileceği güvenli yer kalmadığını açıklıyorlar. Bunun dışında Uluslararası Af Örgütü İsrail ordusunun, Gazze’nin kuzeyinin terk edilmesi yönünde baskı yapmasının savaş suçu sayılabileceğini belirtti. Gazze Sağlık Bakanlığı İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarında 24 gün içinde ölen Filistin’li sayısının 8306, bunun 3457’ sinin çocuk olduğunu ve yaralı sayısını ise 20 bini aştığını açıkladı. İsrail’in 3 haftadır tam abluka altında tuttuğu Gazze’de insani durum her geçen gün ağırlaşıyor.
Özetle; İsrail’in 7 Ekim’den itibaren “tam ablukaya” aldığı Gazze’de insanlık dramı yaşanırken, insani yardım konvoylarının geçişine yavaş yavaş izin verilmeye başlandı. Bu arada Gazze’ye bugüne kadar havadan 18 binden fazla bomba yağdıran İsrail ordusu şimdi kara harekatı başlattı. BM yetkililerinin, “Yangını damlalıkla söndürmeye çalışıyoruz” açıklaması yaşananların boyutunu ortaya koymaktadır. Gelecekte uygulanabilir rasyonel bir çözüm gözükmüyor. Tam tersine Ortadoğu’daki intikamın daha da yayılarak ateş-kan cehennemine dönüşeceğini gösteriyor. Bir tarafta binlerce silahsız masum insan hayatını kaybederken, bir o kadar sivil evlerini terk ederek zor koşullar altında yaşamak zorunda kalırken ve en önemlisi hastalar ilaçsızlıktan ölürken, ABD ve AB İsrail’i kayıtsız ve şartsız desteklediklerini, bu acımasız savaşta İsrail’in yanında olduklarını ilan ediyorlar.
Bu davada haklı ve haksız olmak bir yana “insani” düşünerek akıllı bir çözüm aranmasının doğru olacağına inanıyoruz. Bir başka deyişle, çözümün amacı “siyasi değil”, “insani” olmalıdır. Dünyanın da Hamas’ın 7 Ekim’de sınırı geçerek yaptığı saldırıyı ve İsrail’in buna karşı verdiği sert cevabın haklı ve haksızlığı yerine rasyonel çözümü “insani” açıdan görmesinin doğru olacağını düşünüyoruz.
Yaşanan bu faciada Hamas kadar Netanyahu’nun da günahı vardır. Bu nedenle Dünyanın ve Birleşmiş Milletler’in insanlık adına hareket ederek karar vermesini ve savaşı bir an önce durdurmasını diliyoruz.