Uygulamada gerek ortaklar arasında çıkan anlaşmazlıklar nedeniyle şirket organlarının iş göremez hale gelmesi, gerekse şirketin organsız kalması durumlarında veya şirket yönetim kurulu faaliyetlerinin denetlenmesi için kayyum atanmaktadır. Kayyumların görev ve yetkileri mahkemece sınırları çok iyi çizilerek belirlenir. Kayyum olarak atanan bu kişiler, makamlarının kendilerine verdiği yetki ve görevler doğrultusunda çalışmalarını sürdürürler. (1)
Resmi Gazete’de 4 Şubat’ta yayımlanan 7539 sayılı kanunun 7. Maddesi ile getirilen yeni yasal düzenlemeye göre, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF)’nun Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (CMK) 133. maddesine göre kayyum olarak atanması durumunda, Bankacılık Kanunu’nda var olan yetkilerini kullanması mümkün hale gelmiştir. Şirketlere kayyum atanması yeni bir düzenleme olmayıp, CMK’ye göre “kuvvetli şüphe” bulunması durumunda şirketlere kayyum atanmakta idi. Yasa değişikliği ile, TMSF sadece, Türk Ceza Kanunu’nda düzenlenen suçtan dolayı malvarlığı değerlerini aklama, terörizmin finansmanı suçlarının işlendiği hususunda kuvvetli şüphe bulunması halinde, CMK’nin 133. ve 128. maddeleri uyarınca mahkeme tarafından kayyum olarak atanabilecektir. TMSF, bu yetkiyi suç geliri tespit edilen veya terörle bağlantılı şirketler için 5 yıl süre ile kullanabilecektir.
Kayyum atanan şirketlerin genel kurul yetkileri, Türk Ticaret Kanunu hükümlerine tabi olmaksızın TMSF tarafından kullanılacak, şirketin ve varlıklarının satışı, feshi ve tasfiyesine de TMSF karar verebilecektir. Satış ve tasfiye işlemleri, ilgili şirketin yönetim kurulu, kayyum temsilcileri ya da TMSF tarafından yerine getirilecektir. Satış veya tasfiye işlemlerinde azınlık hisselerinin sahiplerinin rızası aranmayacaktır. (2)
Yönetim kayyumluğu dışında, ayrıca şirketlerde denetim kayyumu atanmak suretiyle yönetim kurulu faaliyetlerinin denetlendiği uygulamada sıkça görülmektedir
TMSF’nin resmi internet sitesinde yer alan bilgilere göre, 31 Ocak 2025 tarihi itibariyle 846 şirkette kayyum bulunuyor. Bunların 618’i tam kayyum olunan şirketler, 73’ü kısmi kayyum, 93’ü şahsi mal varlığı kayyumu olarak yer alıyor. (3)
TMSF’nin kayyum olarak atandığı şirketlerin faaliyetlerinin ticari teammüllere uygun olarak, basiretli bir tüccar gibi yönetilmesi esas olup, bu şirketlerin mali durumu, ortaklık yapısı, piyasa koşulları veya diğer sorunları nedeniyle mevcut durumun sürdürülebilir olmaması halinde şirketin yahut varlıklarının satılması veya feshi ile tasfiyesi gündeme gelebilir. Bu durum kayyum olarak atanacak kişilerin iyi ve doğru olarak seçilmesinin ne kadar önemli olduğunu ortaya koymaktadır. Birçok örnekte olduğu gibi, 100 yıllık Türk Hava Kurumu (THK) örneğinde de, yönetimde bulunan kayyumların kurumu adeta işlevsiz hale getirerek borç batağına sürüklediği görüldü. Sonuçta THK kayyum elinde enkaza çevrildi. Bu ve buna benzer durumların oluşmaması için mahkemeler tarafından atanacak kayyumların seçiminde çok dikkatli ve özenli olunması gerekir.
Kaynakça :
(1) Erdem & Erdem
(2) ntv.com.tr
(3) nefes.com.tr