Önümüzdeki Mayıs ayında yapılması beklenen Cumhurbaşkanı ve Milletvekilliği seçimleri, Türkiye tarihinde gerçekleştirilen en önemli seçimlerden birisi olacak gibi duruyor. Yirmi yıllık mevcut iktidar, vatandaşın içinde bulunduğu zorlu ekonomik koşullar başta olmak üzere; birçok olumsuz durum ve yıpranmadan sorumlu tutuluyor.
Seçimlerde ilk defa oy kullanacak genç seçmenlerin ise tercihi yenilikten yana gibi gözüküyor. Bugün 18 yaşını doldurmuş bir vatandaşımız, gözlerini dünyaya açmadan evvel iktidarda olan bir partiye, yaşının ve dünya görüşünün de etkisi ile daha farklı bakabiliyor. Geçmişte yaşandığı iddia edilen bazı olumsuz durumlar ise belli bir yaş üzerindeki insanlarda az da olsa etkili olabiliyor. Uzayan kuyruklarda vakit öldüren bu eski nesil; o zaman yağ bulamazken, günümüzde yağ dolu raflara alım gücü olmadığından dolayı baka kalıyor ve yine ucuz satılan işyerlerinin önünde kuyruklardan kurtulamıyor.
Devletin kurumlarının yıpranması ise hepsinden daha vahim bir durum olarak önümüzde duruyor. Ekonomik göstergelerin dayandırıldığı ve geçmişte açıklamalarına güven duyulan Türkiye İstatistik Enstitüsü gibi kurumlar; belki de iktidardan korktukları için, gerçek piyasa şartlarına göre veri açıklayamaz hale gelmişlerdir. Zincirleme yanlışlar ortaya telafisi zor durumlar çıkarmaktadır.
Ülke menfaatleri her şeyin üstünde olmalıdır. Devlet ve millet uyum içerisinde, ülkemizi refaha ve huzur dolu günlere taşımak zorundadır. Devletin de kurumları saat gibi çalışarak, üzerlerine düşen görevleri layıkıyla yapmalı; iş ehline teslim edilmelidir. Aksi takdirde kaos, hüzün ve zor zamanlar bizleri beklemektedir. Bir depremzede başını sokacağı çadır bulamazken, sarayda ikamet etmek ne kulun ne de Yaradan’ın kabul edebileceği bir durum değildir.
Nesli tükenmekte olan bir kuşun, dişisine yapmış olduğu son çağrıyı dolu dolu gözlerle kamera önünde anlatan ve bu olayın hüznü ile neredeyse ağlama noktasına gelen biri, kendi halkından artık kopmuş ve başka bir dünyada yaşamakta olduğunu herkese hissettirmiştir. Bilim ayaklar altındadır. Bilim insanlarının uyarısı dikkate alınmamış ve yaşamış olduğumuz büyük felaket gerçekleşmiştir. Bu durumda bile iktidar televizyonlara çıkıp; “muhalefet kentsel dönüşüm hamlemizi engellemiştir!..” diyebilecek kadar farklı bir ruh haline bürünebilmiştir. Şaşırmıyorum sevgili okurlarım, bir ülke düşünün ki, ormanları cayır cayır yanar iken, kendi yangın söndürme uçakları bakımsızlık ve sudan bahanelerle uçurulmazken, cumhurbaşkanlığı emrinde sekiz uçak hangarlarda durmaktadır. Varın kararı siz ve vicdanlarınız versin.
Yaklaşan seçimler ülkemiz için son derece önemlidir. Ülke, şoförlerin deyimi ile köprüden önce son çıkıştadır. Ama karamsarlığa da gerek yoktur. Ülke, vatandaşlarının verdiği oylar ile iktidara taşıdığı zümreyi; yine vereceği oylar ile indirecek veya devam ettirecektir. Türk toplumu adına sevindirici bir durumdur. İçeride ve dışarıda bu güzel vatanın karışması için avuçlarını ovuşturanlar; ovuşturdukları avuçlarını seçimler sonrasında yalamaya devam edeceğini hep beraber göreceğiz.
Halkın iradesinin sandıklara yansıması için her vatandaşımızın sandığa gitmesi ve milli iradeyi sandığa yansıtması gerekmektedir. Yaklaşan seçimler Türkiye tarihi açısından son derece önemlidir. Hep beraber sandığa…