Büyük zenginliğimiz… 

Kıymetini bilemediğimiz Kültür hazinemiz… Tarihi binlerce yıl öncesine dayanan, nice büyük medeniyetlere beşik olmuş tarihi beldemiz Harput’tan bahsetme gereği hissettim. Gerçi bu önemli konuyu gazetemizdeki köşesinde dile getirmeye çalışan, Harput Sevdalısı değerli büyüğümüz Mehmet Ali TALAYHAN ağabeyimiz, konuyu üst üste 6 hafta köşesine taşımış olsa da, Harput için ne yapsak azdır mantığı ile ele almakta fayda olduğuna inanıyorum. 

   Başka bir devlet içerisinde bu kadar büyük bir zenginliğin olması durumunda; bunu Dünyaya tanıtarak, ili ve bölgeyi tarih turizmi açısından bir cazibe merkezi haline getirerek bundan ciddi anlamda fayda sağlayacağı aşikâr iken, biz nedense gereken değeri yıllarca verememişiz… 

   Gerçi bir hazine sandığını andıran Anadolu Coğrafyasında nice değerli hazinelerimiz bulunuyorken, bu sandıktaki en değerli mücevhere de hak ettiği değeri vermek lazımdır.

   Son yıllarda yapılan çalışmalar ile bir nebze de olsa yıldızı parlayan Harput’umuz, daha yapılacak çok iş var, gidilecek çok yolumuz var misali çok çalışmamızı gerektirecek bir durumdadır. 

   Yazımın başında da belirttiğim gibi, TALAYHAN ağabeyimizin Harput ve Elazığ’ın gereken değeri görebilmesi için güzel bir önerisi mevcut. Bunu köşesinde gündeme taşıyıp, konunun sıcak tutulması için çaba göstermektedir. TALAYHAN hocamın gündeme taşıdığı ve fikir babalığını yapmış olduğu, Elazığ isminin, Harput olarak değiştirilmesi teklifi; aslında bu konuda atılacak ufak bir adım olmakla beraber dev bir etki yaratacağı da ortadadır. Bu konu hakkında hemşerilerimizin ne düşündüğü önemli olmakla beraber, kazanım noktasında ise ortak bir kanıya varılacağına inanıyorum.

   Harput için ne yapılsa azdır. Çok değil daha birkaç yıl önce harabe şeklinde olan yapıların Harput’a kazandırılması; yapılacak yeni ve dokuya uygun çalışmalarla tahminlerin de ötesinde büyük bir sıçrama yapacağı gerçeğini gizleyemez. Özellikle imar durumlarında yapılacak düzenlemelerle, insanların Harput’ta yaşaması, buranın canlanması için en değerli çalışmalardan biri olacaktır. Belirlenecek birkaç örnek proje ile dokuya uygun malzeme ve mimari ile insanların içinde huzurla yaşayacakları bir mahalle ve turizm merkezi haline gelmesi kaçınılmazdır. Şöyle düşünün; Harput İç Kalede yapılacak restorasyonlar sonucunda içerisinde yaşamaya uygun evlere, uygun bir şekilde insanların yerleşmesi ve bir kısım yerlerde ise ticarethanelerin açılması ile yaşayan bir mekân haline gelmesi sizce imkânsız mıdır?Harput içerisinde bulunan mahallelerin yeniden imarı ile (özellikle bölgesel ve taş yapı malzemeleri kullanarak, kültürü yaşatabilecek tek veya çift katlı yapılar inşa ederek) ayağa kaldıra bilinse; içinde insanların yaşayabildiği sosyal yapılaryine aynı değerler çerçevesinde inşa edilebilse… 

Hangi Elazığlı, hangi Harputlu burada yaşamak istemez ki? Beton yığınları arasında hapsolmuş bir şehirden, Dünyaya örnek olabilecek bir tarihi şehir yapmanız imkânsız değildir. Yeter ki bu sevdaya kulak verelim… 

Bir dönemler ticaretin ve kültürün kaynağı olan bu topraklar, bugün ve gelecekte de bunları yaşayıp, yürütebilecek kapasitededir. 

   Hiçbir hedef ulaşılmaz, hiçbir köhne kader zinciri kırılmaz değildir. Harput, sahipsizliğinden, sessizliğinden, mezarlıklar şehri olma durumundan sıyrılmak üzeredir. Bizlerde biraz daha ilgi beklemekte ve gereken ilgiyi TALAYHAN hocamız gibi ona sevdalı olan yüreklerden görmektedir.