Zengin Anadolu coğrafyasında bulunan şanslı illerden biri olan Elazığ’ımız, Maden kaynakları yönünden de bayağı şanslı…
Altın, Bakır, Krom ve dünyaca ünlü Vişne Mermeri buna en iyi örnek verilebilir…
Bu zenginliğimizi, çıkarttığımız maden kaynaklarımızı, yeterince değerlendirilmediğini düşünüyorum. Çıkarılan madenlerin, çıkarıldığı yerde katma değeri yüksek ürünlere dönüştürülerek dünya pazarlarına sunulması ilimiz kazanımı açısından çok büyük bir fark yaratacaktır. Normalde bir kazanırken 10 kazanır hale gelebiliriz. Bunun için gerekli olan yatırım ve üretim çeşitliliği istihdamı desteklerken; gelirdeki artış da ilin bölgenin ve ülkenin yararına olacaktır. Maden sektöründe faaliyet gösteren arkadaşlarımın aldığım bilgiye göre; Madencilik sektörü, Türkiye ekonomisinin temel taşlarından biridir. Ancak işlenmemiş madenlerin düşük fiyatlar ile ülke dışına ihraç edilmesi büyük gelir kayıplarına yol açmaktadır. Örneğin, krom cevheri piyasa fiyatları ton başına 300-350 USD civarlarında iken krom, demir ve nikel kullanılarak elde edilen paslanmaz çelik ise 10 bin USD civarlarında satılmaktadır. Ham krom cevherlerimizin, en azından paslanmaz çelik üretiminde ara ürün olan ferrokrom gibi nispeten işlenmiş ürünlere dönüştürülmesi gerekmez mi? Mermer sektöründe de benzer bir durum söz konusudur. Blok mermer ihracatında da Türkiye büyük gelir kayıpları yaşamaktadır. Bu türden katma değeri düşük madencilik ürünlerinin ihracatına vergi kesintileri uygulanarak Özel Kalkınma Fonları oluşturulabilir. Bu fonlar ile maden işleme tesislerinin teknolojik altyapıları geliştirilebilir ve madenlerin işlenmiş ürünlere dönüştürülmesinin önü açılabilir. Diğer maden üreticisi ülkelerin uyguladığı önlemlere benzer önlemler alınmazsa, yeraltı kaynaklarımız ülkemiz dışında katma değer ve istihdam sağlamaya devam edecektir. Ülke madenlerinin en iyi şekilde değerlendirilmesi ve ekonomiye daha fazla katma değer sağlaması, doğru politikalar ile mümkündür. Katma değer oluşturmak, ekonomiyi canlandırmak açısından hayati öneme sahiptir. Madenlerin ham şekilde satılması, ülkemize büyük zararlar vermektedir. Madencilik sektöründe katma değer meydana getirmek sadece bugünü değil aynı zamanda yarını da inşa etmek demektir.
Benzer durumları Tarım ürünlerinde de yaşamıyor muyuz? İlimize has Öküzgözü üzümleri, özellikle Harput bölgesinde yetişen kirazlarımız, Baskil ilçemizde yetişen ve Malatya’da pazarlanan Kayısılarımız… Hem bölgede hem de ülke genelinde ciddi anlamda ekonomik değeri olan ürünlerimiz; biz bunları gerektiği gibi tanıtıp pazarlayamadığımızdan dolayı gerek komşu iller gerekse bazı markalar tarafından tanıtımı yapılmış ve ekonomik olarak kazanca çevrilmiştir. İlimizin marka değerlerini tanıtmada ki eksikliğimiz had safhadadır.
Türkiye’nin gastronomi alanında ikinci en etkili mutfağı olan Elâzığ’ımız acaba kaç vatandaşımız tarafından bilinmektedir? Tescilini almakta zorlandığımız yemeklerimiz, çevre iller tarafından sahiplenmektedir. İş bu gidişat, komşunun mutfak kültürüne katkı sağlamaktadır. Oysa bu değerlerin ana vatanı Elazığ ile ve Harput’tur. Değerlerimize sahip çıkamadığımız müddetçe kaybetmeye mahkûm oluruz. Onlara sahip çıkalım. Madenlerimizi sahip çıkalım. İlimizi bölgemizi ve ülkemizi kalkındıralım…