Kardeş olmak kolay değildir. Bizim gibi dilde değil de özde yaşayan toplumlar, bunu dahi iyi bilirler ve bunun bilincine göre hareket ederler. Kardeş olmak sizin ve kardeşinizin üzerine otomatikman birçok sorumluluk yükleyecektir. Derdi ile dertlenip, sevinci ile sevinmeniz gerek kardeşinizin…        Tek taraflı haykırmakla da bu iş olmuyor. Sizi kardeş olarak görmeyen, görmek istemeyen birine karşı hareketleriniz özverili; karşılığında ise sizin destek ihtiyacınız olduğunda eliniz boşa düşmemeli… Şimdi tamda konumuza uygun günler geçirdiğimize göre; kardeş saydığımız zor duruma düşmüş, zülüm görmüş bir halde iken; biz bize yakışanı yapacağız ve kardeşimiz saydığımız insanlara el uzatmak, dertlerine çare olabilmek adına her yolu deneyeceğiz. Bu tarihte de böyle idi, bugün de böyle ve bundan sonra da devam edecektir. Kimse şüpheye düşmesin…

Ancak işin bir diğer tarafını da unutmamak gerekir. Kimse saf pozisyonunda sanmasın bizi…

    1974 Kıbrıs Barış Harekâtı ile zulme ve haksızlığa son veren Türk Ordusu ve Milleti, Kıbrıs adasında kardeşlerimize gereken desteği vermiş, ardından Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni kurarak sözde medeni Dünya’ya insanlık ve adalet dersi vermiştir. Ancak yeni kurulan bu Türk Devletini tanımak nedense Ortadoğulu kardeşlerimize zor gelmiştir. Onların gözünde Türkiye Cumhuriyeti ve Türk Ordusu, Kıbrıs adasında işgalci statüsündedir. Varsın onların kardeşlik anlayışı böyle olsun…

    Uzun yıllardır bir sorun yumağı olan Azerbaycan Bölgesindeki Türklerin en önemli sorunu olan Karabağ Meselesinde; sevgili Ortadoğulu kardeşlerimiz ne yazık ki bu seferde Ermeni dostlarının yanında yer alarak yine kendilerine yakışanı yapmışlardır. Varsın onların kardeşlik anlayışı böyle olsun…

    Doğu Türkistan’da Çin zulmü altında her türlü eziyete reva görülen kardeşlerimizde ne yazık ki yine bu Ortadoğulu kardeşlerimizin ilgi alanında değiller. Ziyarete gelen Çinli heyete meziyetler dizerken, zulme uğrayan Türkler yok sayıla bilinir! Ne olacak ki? Varsın onların kardeşlik anlayışı böyle olsun…

    Yakın zamanda Doğu Akdeniz’de bulunan Petrol ve Doğalgaz kaynakları ile ilgili yaşanılan gerginliklerde, yine kardeşlerimizin yanında bulunduğu tarafı açık açık gördük. Rum tarafı bizden daha yakın hissettirmiş! Ne diyelim? Varsın onların kardeşlik anlayışı böyle olsun…

    Vaktiniz olursa Falih Rıfkı Atay’ın ‘Zeytindağı’ adlı kitabı okumanızı önemle rica ederim. Bir halkın kendi dindaşlarına, gavurlarla bir olup yaptığı hainliği, eziyeti açık açık okuyup, bu kadar da olmaz diyeceğinize eminim. Varsın onların kardeşlik anlayışı böyle olsun…

    Yazımın içeriğinde bahsetmiştim. Her toplum kendine yakışanı yapar. Tarih gerçekleri yazacaktır. Yeter ki siz okumasını bilin. Tarihten ders alınsaydı tekerrür (tekrar) etmez denilirdi ancak yine de toplumlar kendi öz değerlerine dönebiliyor. Biz bölgede yaşanılan olaylar için üzgünüz. Her zaman kardeşlerimizin yanında duruyoruz, duracağız…

Ancak haklı davalarımızda da onları yanımızda görmek istiyoruz. Türk evladı olarak bölgedeki çatışmaların son bulmasını, akan kanın durmasını ve adil bir biçimde huzurla yaşamalarını istiyoruz, hepsi bu kadar…