2023 yılı Ağustos ayına ait enflasyon, ‘yüzde 58.94’lerde…’

Sadece Ağustos-2023 ayındaki TÜFE yüzde 9.09 oranında artıyor…

Taşı toprağı altın dediğimiz İstanbul Şehri ev kiralarının artışıyla bir büyük azaba dönüştü!

Ve hele bir de değişik senaryolar çizilen deprem kâbusu…

İnsan sağlığını bozmaya yetiyor bile…

24 Ocak 2020 Elâzığ Depremi…

İnsanımızı sosyal ve kültürel hayatını alt üst eden Covid-19 belası…

Asrın kıyameti, 06 Şubat 2023 Kahramanmaraş Merkezli depremler…

Ülke olarak çok sarsıldık… Her bakımdan karşımıza giderek ağırlaşan bir fatura çıkıyor…

Türkiye’nin Ağustos 2022 yılı dört kişilik bir ailenin açlık sınırı; “6.889.79 TL”

Ağustos- 2022 Yoksulluk sınırı ise, “22.442.31 TL”

Sadece bir yıl sonra ki, 2023 Ağustos Ayı Açlık Sınırı, “12.198.04 TL”

2023 Ağustos Ayı Yoksulluk Sınırı, “39.733.03 TL”

Bir yıl içerisinde, rakamlar ikiye katlanmış…

TCMB’nin Eylül 2023 Ayı faiz kararı ise ‘yüzde 30 oluyor…’

Peki, bu ağır hesabı/ bu faturayı kimler/ nasıl/ ne şekilde ödeyecekler?

Ziraat Bankasının 25.10.2023 tarihinden itibaren Kredi Mevduat Hesabı aylık akdi faiz oranı, “yüzde 4.02…” Gecikme faiz oranı ise, ‘yüzde 4.32 olarak uygulanmaya başlıyor”

Yıllık olarak bakarsanız, “yüzde 48.24 ila 51.84 bandında…”

Şuraya dikkat çekmek isterim; “Temmuz 2023 ayı itibariyle Türkiye’de kredi kartı sayısı, 109,8 milyon… Banka kartı sayısı, 181,1 milyon ve ön ödemeli kart sayısı 81 milyon…”

Toplam kart sayısı, “371,9 milyon adede ulaşmış bulunuyor…

Emeklimizin, çalışanımızın cebinde, ‘nakit para yerini 3 veya 4 kart almış bulunuyor’

Temmuz 2023 ayında banka kartları ile yapılan toplam ödeme tutarı, “752 milyar oluyor!”

Ağustos 2023 ayında bu rakam, 789,9 milyar oluyor…

Türkiye’mizde Haziran 2023 ayı itibariyle 35 milyon 78 bin kişinin bireysel kredi kartı borcu bulunuyor… Her geçen ay bu borçta artıyor… En fazla da, ‘emekli feryadı figan ediyor…’

Bu ülkede, 01 Temmuz 2023 ayı itibariyle net asgari ücret; “11.402.00 TL…” olarak belirleniyor.

Emeklilerimizin büyük kesimi ile asgari ücret günümüzde, “açlık sınırının altında…”

Bir yanda bankalar…  Ayda, ‘yüzde 4’lerin üzerine çıkan faiz uygulaması…’

Beri tarafta, ‘borçla borç kapatma hikâyeleri…’ İnsanın giderek canını sıkıyor!

Bu ülkenin hedefinde ne olmalıdır; “cehalet ve yoksullukla çetin bir mücadele…”

Hadis, “yoksulluk nerede ise küfür olacaktı!”

Aman Allah’ım… Cehalet ve Yoksulluk bu ülkenin; ‘bataklığı olarak düşünülmelidir’

Bütün kötülüklerin çıkış yerleri de, ‘cehalet ve yoksulluk bataklığıdır’

Osmanlı Devletinin kuruluşunda, en güçlü dinamik/ veya bir Türk-İslâm Modeli olarak da uygulanan; “Ahi Evran Kültürüdür!” Bu kültür bütünüyle, Kur’an ahlakıdır. O ahlakın, ‘bütün yönleriyle hayata geçirilmesidir.’

İstanbul’u fetheden zihniyet; “ben siftah ettim, komşum henüz etmedi!” diyebilen şuur…

O şuur, günümüz kültürüyle açıklanırsa, ‘topyekûn kalkınmanın ışığını bizlere tutar’

O şuur bizlere, ‘birlikte çalış ve üret…’ diyor.

O şuur bizlere, “birlikte ayağa kalkma iradesini ve vicdan muhasebesini veriyor!”

Hesabı/ veya faturayı kimler ödeyecek sorusu?

Bu ülkede toplamda, “371 milyon kart vatandaşın cüzdanında…”

Bir de, ‘düşünülmeden kullanılan kartlar…’

Borcunu, borçla kapatmaya çalışanlar… İnsanımı düşünüyorum…

“Ben insanım!” şiirimizde şöyle sesleniyoruz;

“İnsanım ben, yüreğimin sesinde!

Doğduğum gibi yaşamak isterim

Hayır, hayır; nefsimin pençesinde

Günahlardan kurtulmak isterim

Saf, duru, temiz, berrak su sesinde

Hayata özgürce akmak isterim

Ak, mavi, yeşil renklerin hasında;

Gülistan şehrini görmek isterim”