Kısa adı ELFED olan Elâzığ Dernek Federasyonu 26/29 Ekim 2023 tarihleri arasında Elazığ Günleri adı ile İstanbul/Yenikapı’da bir faaliyet düzenledi. Sanat, kültür, siyaset, ticaretin iç içe geçtiği günler yaşandı. Son derece iyi niyetli bir çabanın verimli olup olmadığını elbette zaman gösterecektir. Nüfusunun çoğunu göç veren bir belde olan Harput coğrafyası ile en çok göç alan İstanbul arasında asırlardır göç edenlerin izlerini sürmesi gelecek için umut vericidir.

     ELFED’in kurucusu ve onursal Genel Başkanı Faik İçmeli’nin açılışından kapanışına kadar yaşına aldırmadan koşuşturması gençlere taş çıkartacak cinstendi. ELFED Genel Başkanı Kazım Gökhan Elgin’in karınca misali verdiği çaba görülmeye değerdi. Her ilçenin kendisine ait yerlerde misafirlerini karşılayan yöneticilerin Harput’a has tavırları ile gönüllerde yer aldılar. Her biri için ayrıca değerlendirme yapmak gazeteci ve yazarların konuları arasında yer almalıdır. Yerel televizyonların canlı yayın yapmaları elbette fedakârlıktır. Ancak, bunun yeterli olduğunu düşünmüyorum. Sosyal medya ve platformlarda yapılan konuşmaların da yeterli olduğunu düşünmüyorum. Yazarlarımızın da buna katkı vermeleri gerekir. Televizyonların canlı yayın konukları arasında sadece yöneticilerin yer alması günü kurtarmaktır. Günler öncesinden programlar yapılmalıdır. Valiliğin ve mahalli idarecilerin katkılarının yeterliliği konusunda tartışmaların yapılması gerekir.

     Siyaset üstü yapılacak olan etkinliğin geniş bir sahada tesirli olacağına herkes hemfikirdir. ELFED siyaset üstü bir kurumdur. Kazım Gökhan Elgin ve yöneticiler bunu hem fiili ve hem de sözlü olarak belirtiyorlar. Buradan birkaç yöneticiden daha söz etmek gerekir. Rabia Babaoğlu, Uğur Cengiz, Hakan Demir, Ahmet Karakış’ın heyecanları ve koşuşturmaları görülmeye değerdi. Görebildiklerimi yazdım. Bir beldenin tanıtımı veya hemşeri buluşmalarının ötesinde bir etkinliğin gerçekleştirildiği söylesek abartmış olmayız. Ülke ve dünya meselelerinin de konuşulduğu istişare edildiği bir faaliyeti Yenikapı etkinlik alanı belki de ilk defa görüyordu. Kitap ve kültür konuşularak sempozyum, konserler ve konferanslar yapıldı. Bunlardan ayrıca yazı konusu olanlar vardı. MANAS yayıncılık ve diğer yayıncılarla birlikte basın kuruluşlarının da varlıklarını fiili olarak görmeliydik. Ziyaretçilerin kahır ekseriyeti Harput coğrafyasının dışından gelenlerle doldurulması övünç vesilesidir.

     İstanbul’ da yaşayan Harputluların ilgisi yanında Harputlu olmayanların da büyük ilgi gösterdiklerinden herkes hemfikirdi. HARPUT kültürünün Türk milleti üzerinde bıraktığı olumlu sonucun yansıması olduğundan zerre şüphe yoktur. Esnafın ticaretinin görseli ile birlikte yaptığı alanların kalabalıklığı yüzleri güldürdü.

     Harputlu Esat Kabaklı konserini televizyondan seyrettim. Anlaşılan Esat Kabaklı daha uzun süre Harput’u ve kültürünü temsil edecektir. Esat Kabaklı yerelden çıkarak bütün bir milletin sanatçısı olmayı becerebilmiş ender sanatçılarımızdandır. Bütün Türk gençlerinin ve sanatseverlerinin gönlündedir. Bunu daha uzun yıllar taşıyacağından eminim.

     Adile Kurt Karatepe’yi dinlerken Şerif Aydemir’i görmenizi çok isterdim. Herkes O’nu hikâyeci olarak bilir. Çocukluğundan itibaren biriktirdiği hatıraları uzun boyuna ve yaşına rağmen dimdik ayakta durarak kim taşıyabilir. Şerif Aydemir hem taşıyor hem de yaşıyor. Adile’ nin okuduğu Hüseynik türküsünü dinlerken kendisini yakaladım. Gözlerinin nemlendiğini hissetmiştim. Dokunmasaydım ağlayacaktı. Bana dönüp baktığında beni uyandırmanın zamanı mıydı? Değmesen ağlasam Ağın’ı, Arapkir’i, Harput’u içimde doyunca yaşasam olmaz mıydı? Dediği anladım. Gözleri nemli olanların kısa bir zaman da olsa memleket hasreti yaşadıkları her halinden belli oluyordu. Bunu sağlayanlara minnet duygularını her vesile ile belli ediyorlardı. Adile Kurt Karatepe’ den sonraki sanatçıların da geri kalır yanları yoktu. Zülfü Demirtaş, kayabaşında oturmuş gibi elini kulağına götürerek okuduğu hoyratlardan etkilenmeyen olmadı. Hasan Öztürk’e maşallah demekten başka bir söz bulamadım. Bütün sanatçıları ayakta izleyenler arasında olmak ayrıcalık gibi geldi.

     Niçin Harput Günleri dediğinizi duyar gibiyim. Arapkir, Kemaliye, Çemişgezek, Pertek, Çüngüş, Çermik’in Harput kültüründen beslendiğini biliyoruz. Gün gelecek onlar da dahil olacaklardır. Harput yemek kültürünün Türkiye’nin en zengin bölgesidir. Giyim kuşamında Harput’a has özelliklerini bilmeyen yoktur. Yemekten giyim kuşama, doğumdan ölüme, beşikten ölüme kadar varan kendisine has Harput kültürünün yaşandığı geniş coğrafyanın yeniden ihyasını ümit ederek HARPUT günleri vesile olacaktır. Bu değerlerimizin kaybolmasını önleyecek tedbirleri almanın vatan borcu olduğunu söylemeye gerek var mı? Yazımın başlığının Harput Günleri olarak yazmamın gayesi de buydu. Harput kültürünün yaşandığı her yer Harput’a aittir. Gelecekte daha geniş bir katılımla Harput Günlerinin olacağına inanıyorum.

29.10.2023 Yenikapı