Özellikle de emekliler için hayat her geçen gün/ hafta/ ay daha da zor…

Ecdat ne diyor, “derdi de sıkıntıları da ancak yaşayanlar bilir!”

Siyasi irade zaman zaman dillendirdi… Basında yazıldı ve çizildi…

Emekliler, büyük bir umutla Temmuz 2023 ayında refah payı beklediler…

Temmuz 2023 ayında, ‘yüzde 25 artışla büyük bir hayal kırıklığına uğradılar’

Hele biraz daha sabır dediler, Ekim ayı gelsin, Meclis şöyle bir açılsın…

Mutlaka emeklinin yüzü gülecek! Yine iyi niyetli umutlarla beklenti…

15-16 milyon emekliyi hiçbir zaman, ‘enflasyona ezdirmeyeceğiz’ sözleri…

Ekim ayı gelir? Meclis açılır… Günler sonra anlaşılır ki,

Emeklinin aylık gelirinde yıl içerisinde bir artış olmayacağı görülür…

Milyonların yüreğine bir hüzün çöker…

Cumhuriyetin 100.ncü yılındayız…

Emeklilerin yüzünü bir nebze güldürecek bir açıklama gelir;

“Emeklilere Türkiye Cumhuriyeti’nin 100.ncü Yıl hediyesi olarak,

Bir defaya mahsus olmak üzere 5.000 TL İkramiye…” ödemesi yapılacak!

Gün gelir bir açıklama; “çalışan emekliler 5.000 TL ikramiye alamayacak!”

Bir burukluk daha… Gerçekten emekli zor durumdadır…

Anadolu insanının sabrını, devletine ve milletine olan yürekten bağlılığını biliriz!

Şeyh Edebali ne derler, “insanı yaşat ki, devlet yaşasın!”

İnsanımızın her bakımdan güçlü olması elzem!

Cumhuriyetin 100.ncü yılında, “emekliye ayrım yapılmamalıydı!”

Bizim kültürümüzde, ‘infak kültürü…’ var.

O kültür, kendi insanını adaletle yücelten bir kültürdür…

Çiftçi feryat ediyor…

Memur, İşçi, Esnaf emeklisi feryat ediyor…

Siz Anadolu insanının bir ayağının kırsal kesimde,

Bir diğer ayağının şehirde olduğunu nasıl unutursunuz?

Emeklinin, bulunduğu İl veya İlçede Ziraat Odasına kayıtlı bulunması…

Ayakta durma kavgasından başka bir şey değildir!

 

Taban emekli maaşının ne kadar olduğunu söylemeye dilim bile varmıyor!

Türk- İş’in Ekim 2023 tarihinde açıkladığı;

Dört kişilik bir ailenin, “açlık sınırı 13 bin 684 lira…”

Dört kişilik bir ailenin, “yoksulluk sınırı, 44 bin 573 lira…”

Bekâr bir çalışanın aylık yaşama maliyeti, “17 bin 803 lira…”

Net ele geçen asgari ücret ne kadar, “11 bin 402 lira…”

Bu ülkede, “açlık sınırı taban emekli ücretinin üzerinde…”

Bu ülkede, “açlık sınırı asgari ücretin de üzerinde…”

Hayat gerçekten emekliler için her geçen gün/ hafta/ ay/ yıl daha zor!

Emekli, üzerine gelen büyük dalgalara karşı direniyor!

Bir farklı gerçekte şu ki, Emekli giderek bankalara borçlanmaya başladı…

Kredi kartı yükü de her geçen ay artıyor…

Kredili Mevduat Hesabı aylık akdi faiz oranı, “yüzde 4,42…”

Gecikme faizi oranı ise yüzde 4.72…”

Emeklinin içerisinde bulunduğu durum/ veya genel fotoğraf belli!

Belli dediğimiz şu ki, ‘emeklinin belini büküyor’

“Emekli, bu milletin emektarı

Günümüz aksaçlı gönül aktarı

Emeğin, göz nurunun hesabında;

Gözardı edilir, naçar miktarı!”

Emekliler, bu milletin ‘ak saçlılarıdır’

Onlar, bir dönemi temsil etmiş/ güngörmüş insanlardır…

Bir insanın muradı geçinmek, kimselere el açmamak ise elbette kendi ölçeğinde çalışacaklardır.

Bunu ikinci bir iş olarak telaffuz etmeyelim…

Maddi ve manevi olarak ayakta durabilmek için kendi hayatından feragatidir!

“İnsanı yaşat ki devlet yaşasın”

Âlemi kuşat ki millet yaşasın

Devletlim derim, güvendiğim dağlar;

Gönlünü uzat ki, irşad yaşasın”

Bir dörtlüğümüzde de şöyle deriz;

“Vicdanlar seslenir, adaletli ol

Allah korkusunu yüreğinde bul

Titrer yer ve gök adaletle ey kul;

Haksızlık yeryüzünün depremidir!”

Şu güzelim vatan coğrafyamızda, ‘bütün yüzlerin gülmesini yürekten isterim’

15-16 milyon emeklimizin durumunu pekâlâ biliyoruz efendim!

Emeklinin içerisinde yaşadığı, ‘zor şartları siyasi irade de inkâr etmiyor’

Sadece söylenen sözler var, “emeklimizi enflasyona ezdirmeyeceğiz!”

Ve emeklimizi asıl inciten konu, ‘adalet…’

Adalet olmazsa, ‘kul hakkı olur…’

Sadece siyasi mülahaza ile değil, ‘insani olarak’ kendimizi içimizdeki (iktisadi olarak) zayıfların yerine koyarak derinliğine düşünelim!

Biraz daha empati yapalım…

Selam ve muhabbetle.