Türkiye, Birleşmiş Milletler'e yaptığı katkılarla "dünyanın en cömert ülkesi" unvanını taşırken, içerde çocuklara sağlanan desteklerin yetersizliği, özellikle eğitim yardımları konusunda ciddi eleştirilerle karşı karşıya. Velilerin ve eğitimcilerin ortak bir noktada buluştuğu bu mesele, devletin eğitim yardımlarını artırma gerekliliğini gündeme getiriyor.
Okul kantinlerindeki fiyatların her geçen gün yükselmesi, şartlı eğitim yardımlarının gerçek hayatta ne denli yetersiz kaldığını gözler önüne seriyor. Bir tostun 50 TL olduğu bir kantinde, erkek öğrencilere verilen 90 TL ve kız öğrencilere sağlanan 100 TL, ayda ancak iki tost alımına yetiyor. Yani öğrenciler bu yardımlarla günlük temel ihtiyaçlarını dahi karşılayamıyor. Bu tablo, ailelerin zaten zorlaşan ekonomik şartlarına bir darbe daha vuruyor.
Yardımların artışı ise bir yandan yetersiz, diğer yandan da adaletsiz bir yapıda ilerliyor. Erkek ve kız öğrencilere yapılan yardımlar arasındaki farkın cinsiyet eşitliği açısından halen var olması, devletin bu konuda köklü bir iyileştirme yapması gerektiğini gösteriyor. Kız çocuklarının eğitime teşvik edilmesi amacıyla bu fark koyulmuş olabilir; ancak bu uygulamanın bir sembol niteliğinde kaldığı, gerçekte eğitimin maddi açıdan sürdürülebilir bir zemine oturtulmadığı açıkça ortada.
Ayrıca şartlı eğitim yardımlarıyla ilgili velilerden gelen tepkiler, devletin sadece eğitim değil, kırtasiye, kıyafet ve hatta okul çalışanlarının maaşlarına dahi velileri ortak ettiğini ortaya koyuyor. Eğitimde fırsat eşitliğini sağlamak isteyen bir ülkenin, öğrencilerine verdiği destek miktarını yalnızca asgari ihtiyaçlara yetirecek düzeyde tutması beklenemez. Türkiye’nin milli gelirine oranla oldukça düşük kalan bu yardımlar, okula devamlılığı sağlamak yerine, adeta bir formalite haline dönüşüyor.
Devletin bu konuda acilen adım atması gerekiyor. Ailelerin yükünü hafifletecek, öğrencilerin en temel ihtiyaçlarını karşılayacak ve kantinlerdeki fiyat artışlarıyla başa çıkabilecek bir destek sistemi oluşturulmalı. Eğitimde sürdürülebilirliği sağlayabilmek, geleceğe yatırım yapmaktan geçiyor. Aksi takdirde, uluslararası platformlarda cömertlikle anılan bir ülkenin, kendi çocuklarına gereken desteği sağlayamadığı gerçeğiyle yüzleşmesi kaçınılmaz olacaktır.
Veliler ve eğitimciler, bu yardımların artırılmasını talep ederken, karar mercilerine de büyük bir sorumluluk düşüyor. Çünkü çocuklarımızın eğitimde karşılaştığı engeller, sadece bugünün değil, yarının da sorunlarıdır.