Teknolojinin her alanda yaşamımıza etki etmesi ile birlikte,bilgiye ulaşım hızla artığı gibi bu tür bilgilerin manipüle etkisi ile aldığımız kararlarda sorunlar yaşamaya başlamaktayız.
    Davranışsal ekonomi ,insanların hem bireysel hem de gruplar halinde nasıl hareket edebileceklerini incelemektedir.Davranışsal ekonomi hem iktisat hem de psikolojiyi birleştirmeyi amaçlamaktadır
   Yeni ekonomi düzeninde alınan kararlar neticesinde yatırımcıların bu ortama hızla adaptasyon olması beklenirken, eski yatırım alışkanlıklarından vazgeçmedikleri görülmektedir.Faizlerin yükselişi ile dövize olan talebin azalması ve uygulanan ekonomi ile dövizin stabil olması döviz geliri olan şirketler için sorun oluşturmakta ,bu ekonomiden olumlu etkilenen şirketler de bulunmaktadır.
   Şirketler yeni ekonomiye uyum sağlayabilmeleri için stratejik ortaklar arayışına girmeye başlayacaklardır,sözleşmeleri döviz üzerinden olanlar bunu TL ye çevirmeye çalışacaklar ya da ürün çeşitlemesine gidecekler,bunun için yatırımcıların haberleri yakinen takip etmesi gerekmektedir
   Burada yatırımcının finansal işlemlerinde kazanç elde ettiği ürünlerde daha erken satış yapması ve değer kaybına uğrayan ürünlerde yeni alımlar yapması,sağlıklı bir yatırım işlemi olarak görülmemektedir.Düşüş kaybına uğrayan ürünlere aşırı duygusal bağlanma, kendi işlemlerini destekleyici bilgiyi arama ve yeni ortamı reddetme eğiliminde olması olumsuz davranışsal bir finansal işlemdir.
.   Enflasyon hızında düşüşün kalıcı olması için dezenflasyonist  bir ortamda bizlerin tüketim davranışlarındaki değişiklikler ile süreç işleyecektir,her alanda israftan vazgeçmeli ve kaliteli yatırımlar ile gelişmeyi sağlamamız verimliliği artırmamız gerekmektedir.
  Şirketlerin verimsiz proje ve yatırım kararlarından vazgeçmesi hatta başlanmış olanları iptal etmeleri  gerekmektedir.Şirketler ve kurumların finansal yatırımlarında ivedilikle değişiklikler yapmaları lazımdır, bunu yapan uyumlu şirketlerin takip edilmesi ve desteklenmesi olumlu bir finansal davranış olacaktır.
  Tüketici kredileri ve bireysel kredi kartları harcamalarımız maalesef hızla artmaktadır,yılbaşına göre yaklaşık yüzde ellilik bir artış ile 2 trilyon 668 milyar TL den 3 trilyon 194 milyar TL ye çıkmıştır.Hem bireysel hem şirketler tüketim ve yatırım alışkanlıklarından vazgeçmemektedir.
  Konut kredilerinde yılbaşına göre  yüzde onluk artış ,taşıt kredilerinde ise yüzde on beşlik bir azalış olmuştur,ihtiyaç amaçlı alınan bu tür kredilerin ekonomiyi canlı tutacağı bir gerçektir.
  Eski alışkanlıkların devamı ile yatırım kararlarının ve tüketim harcamalarının rasyonel bir kararla alınmadığı görülmekte ve daha çok kişilerin ve finans uzmanlarının sezgi,his,gelecek korkusu ve siyasi görüşlerine göre alındığı anlaşılmaktadır.
   Bist şirketlerinden yeni ekonomiye uyum sağlayan şirket hisselerine yerli ve yabancı talebi agresifçe devam etmektedir,uyum sağlayamayan şirket hisselerine ise talepsizlik görülmektedir.Yeni ekonomiye uyum sağlayan şirket sayısı az sayıda olduğundan ve bunlar Bist endeks rakamını etkileyenler olduğu için genel bir yükseliş oluşmamaktadır.Bu yaz düşecek olan enflasyon beklentisi ile bazı sektör hisselerine yeni talepler başladı bu yaz döneminde bu talebin devamı beklenmektedir.
Hayırlı haftalar dilerim.