CENAZE HAZIRLIKLARI

Yaz kızım, 200 torba çimento…

Pardon yav çimento nerden çıktı? 

Tabak bardak diyeceğime çimento demişim. Neyse işte üzüntümüzden ne yaptığımızı bilik mi? Rahmetliye mi yanak? Yoksa yarın taziye de ne ikram edilecek onu mu düşünek?

Sanki cenaze evi değil düğün evi… 

Neyse işte konu komşuya ayıp olmasın, ben yazmaya devam edem! Nerede kalmıştık?

Tabaktan başlayak, 400 er tane tabak, kaşık, çatal…

600 tane karton çay bardağı, plastik çay kaşığı, 5 kilo şeker, 5 kilo çay, 500 şişe küçük su, peçete…  

Ne olmaz ne olmaz, sabahtan 100 tane de lahmacun sipariş edek, millet kabristandan dönünce acıkır, açlıktan şekeri filan düşer ayıp olmasın! Akşama da üç beş kilo kıyma güveci falan fırına attırak…

 

- ‘’Rahmetliyi nettiz hazır mı?’’

- ‘’He hazır dayı, akşamdan yıkadık kefenledik hastanenin morgunda. Öğleye yakın camiye getireceğiz.’’

- ‘’İyi iyi neyse havalar soğuk zaten morg da serindir yarına kadar bişe olmaz.’’

- ‘’Hele yeğen misafirlerin çayına bakın boş bırakmayın, yav kusura bakmayın. İlk gece telaştan yiyecek bir şeyler de hazırlayamadık.’’

- ‘’Nettiz köyde de sela versinler diye haber yolladız mı?’’

- ‘’He dayı haber verdik.’’

- ‘’Gerçi kıştır köyde kimse de kalmadı ama siz yine de bir sela verdirin sevaptır. Rahmetli de köyü çok severdi, aklı fikri köydeydi! Akşamlara kadar hortum elin de orayı burayı sulardı, mekânı cennet olsun hoş insandı. Keşke rahmetli de şimdi burada olaydı ne kadar çok seveni var göreydi ah rahmetli ah genç gittin genç 85 yaşındaydı Allah rahmet eylesin!’’

Yav Gardaş, ön ayak olacak kimse yok mu? Söylüyek de ahan bu yemek işine bir son verdirek!

Masraflı mı oli ne? Hocalar bu işe bir el atsınlar, en iyisi mi yarın cenaze de bizim hocaya bende bir diyem...

Hocam sana zahmet vatandaşları uyar, bak cenazeyi unutmuşuz yeme içme derdine düşmüşüz! Cenazemize mi yanak? Milleti nasıl doyuracağız ona mı bakak?  

****       ****     ****     ****

SEYR-ÜL KEBAN

Hele bana bir sorun 25 Kasım Pazar günü neredeydin diye?

Ben nerede miydim? Sabah erken kalktım rutin işleri yaptım ve sanatçımız Doğa’da yaşayan Savaş BAL’ı telefonla aradım. ‘’Gardaş neredesin seni nasıl bulabilirim?’’ dedim ve ‘’Sen beni bulamazsın en iyisi mi en rahat bana ulaşabileceğin yer olan Seyr-ül Keban Lokantası’nda buluşalım.’’ Kirve Cavit’i de aldım ve doğru söylediği lokantaya yani Keban’a gittik. Biz erken gittiğimiz için kitabım Gındırlanik Gidik’i koltuğumun altına koyup tabiat ve Seyr-ül Keban’ın manzaralarıyla bol bol fotoğraf çektim.

Kitabı yanıma almamın sebebi de Savaş Gardaş sosyal medya hesaplarından, ‘’Biri acele bana Gındırlanik Gidik kitabını getirsin” diye zarf atmasıydı. Bende mecburen üzerime alınıp kitabı Savaş Gardaş’a bizzat kendim götürdüm.

Derken Savaş geldi yanında video çeken arkadaşımız bizim buluşmamızı ve röportajı kaydetti. Ben de kitabın yazarı olarak Gındırlanik Gidik’i imzalayıp kendi ellerimle Savaş’a takdim ettim. Hayırlı uğurlu olsun. Seyr-ül Keban’ın sahiplerine Ahmet ve Harun beylere de bir kitap takdim ettim. Çok memnun kaldılar ve biz de size Duman ustanın meşhur kaşarlı alabalığından ikram edelim dediler ama biz tok olduğumuzdan başka bir gün olsun dedik ve Savaş BAL’ın tesiste sahne alacağı gün buluşmak üzere anlaşıp oradan ayrıldık. Sanatçımız Savaş BAL, Seyr-ül Keban da program yapmaya devam edecek. Tam bir aile ortamı ve müzik ziyafeti var, kaçırmayın…

****       ****     ****     ****

KADIN MİZAH YAZARI

Dındik Mizah Dergisi Sahibi Patron Ekrem KATI yeni bir bomba daha patlattı…

Ne mi yaptı? Sıkı durun yazim, yetenek avcısı patron nasıl ettiyse gitti Elazığ’ın kadın mizah yazarı açığını kapatmak için Elazığ şivesiyle yazılar yazan Oya ORHAN’ı keşfetti ve Dındik Dergisi’ne köşe yazarı yaptı...

Oya Hanım bizim Çaydaçıra ve Belek Gazi Heykellerini yapan rahmetli Nurettin Orhan’ın kızı.

Ben de Oya Hanım ile Kitap Fuarında tanıştım ve kendisin de bir mizah yazarlığı yeteneğinin olduğunu anladım. İlk yazısı belki bu yazımdan önce yayınlanmış olacaktır. Eğer okursanız mahalli ağızla ve mizahi olarak taş ekmeği yapımı ortamının ne kadar güzel anlatıldığını siz de göreceksiniz ve de bana hak vereceksiniz.

Yetenek avcısı Ekrem KATI’yı kültürümüze yaptığı hizmetlerden dolayı kutlarım. Oya ORHAN Hanıma da çıktığı bu yeni yolda başarılar dilerim. Her iki tarafa da hayırlı olsun, inşallah kazanan Elazığ olur.

HAFTANIN FOTOĞRAFI:

(Elazığ’ın yollarını darma duman eden minik canavar…)