BİRKAÇ İYİ ADAM!

Şu sıralar depremlerle boğuşurken ilimizde de 2020 yılı da dahil olmak üzere 3 tane büyük deprem yaşanmış olunca, binaların sağlamlığı kiraların anormal artışı gibi konulara değinmem icap etti. Şehrimizin eski fakat en güzel caddelerinden biri olan Şehit İlhanlar Caddesinde mütevazi bir daire de kira da oturmaktayım. Allah bana sağlam bir ev, adam gibi adam ev sahibi nasip etmiş. Düşüne bilimisiz?  Pandemi ve deprem esnasında kapı kapı dolaşıp ev sahibimi aradım ki kiramı vereyim (cep telefonu olmadığı için kapı kapı dolaşıp aradım.) Ev sahibimi bulduğum zaman bana cevabı ne oldu bili misiz? ‘’Gardaş acelen ne şu sıkıntılı dönem geçsin verirsin.’’ Allah selamet versin hoş bir insan ev sahibim Hasan Yelmen.

Birde şu oturduğum binadan bahsedeyim. Çünkü müteahhitine rahmet çıkaracağım. Üç deprem sonunda da hasar görmeyen şehrimizdeki ender binalardan biri. Eski ama sağlam…                            

Böyle sağlam olunca tabi ki yapanı araştırıp rahmet çıkarmak farz oldu. O dönem bina yapılırken orda olan birkaç insanla görüştüm. Bana söylenen şu. Gardaş için rahat olsun binayı yapan Erdoğan Bey (bakın tanımam etmem.) O adam binayı yaparken gece gündüz başındaydı tonlarca demir kullandı. Palu’dan üç kere yıkanmış kum getirtip tonlarca çimento katıp öyle binayı yaptı dediler. Araştırmaya devam edip üniversitede beraber çalıştığı bir mesai arkadaşıyla görüştüm, görüştüğüm kişinin adı Ercüment YÜCEL isimli büyüğümüzdü. Ercüment YÜCEL bana dur sana bir hatıramızı anlatayım diyerek başladı, ‘’Erdoğan Bey bizde yapı işleri daire başkanıydı. İhale olduğu bir gün hasta hasta daireye gelip halının üstüne uzanmış beklerken dönemin rektörü gelip Erdoğan Bey hastasın git evde yat dinlen demiş. Erdoğan Bey de olmaz rektör bey bugünkü ihale çok önemli bizzat başında bulunmam lazım sonra giderim deyip beklemiş. Bunu da mesai arkadaşı bizzat bana anlattı. Ne diyem Gardaş her şey gördüğünüz gibi ortada fazla anlatmaya gerek yok herhalde. Bak ölmüş gitmiş yıllar sonra bile insanlar adını saygı ve rahmetle abi. Yani binan sağlamsa içinde Allah korkusu olan insanlar binaları yapmışsa kimseye kolay kolay bir şey olmaz. Takdir-i ilahi hariç.

***

GAZİ CADDESİ

Bundan sonra ortada kuyu var yandan geç yok. Bundan sonra yanda hasarlı bina var ortadan geç durumundayız. Gazi Caddesi, Hürriyet Caddesi, İstasyon Caddesi…

Binaların önlerinden geçerken çok dikkatli yürümeliyiz sallanan mı? Dersin dökülen mi? Dersin durum kötü. Lütfen dikkatli olalım. Artık şöyle ağız tadıyla ‘’Bir heykel yapıp gelelim’’ devrîde bitti. Bu caddeler üzerindeki binalarda evi iş yeri olanlar da büyük bir tedirginlik var. Acaba binaya bir şey olur mu sallanır mı çöker mi gibi bir merak içindeler. Gazi Caddesi’ndeki türküleri, hikayeleri, şiirleri yazılan caddemiz. Hatta falan tarafı imara açılmasaydı ordu evine kadar daha geniş bir cadde olurdu diye yıllardır dedikodusu bile yapılan Gazi Caddemizin bugünlerde durumu hiç iç açıcı değil.

***

11. ŞEHİR

Şehrimizdeki yazarlar alın size malzeme…

Zekeriyya Bican ‘Sekizinci Şehir’ Adlı kitabı yazmıştı. Daha siz de oturun afet bölgesi ilan edilen 11.Şehir Elazığ’ın kitabını yazın.

3 senelik bir macera!

Elimizle tırnağımızla kaza kaza bağıra bağıra kendimizi yırta yırta birilerini zorla harekete geçirerek gayrete getirerek hakkımız olanı koparıp aldık. Bu başarıda en büyük pay sadece Elazığ Halkının…

En yükseğe sesini duyurup bir şekilde bu hakkı aldı. Dediğim gibi kendine konu malzeme arayan yazarlardan biri oturup ‘11. Şehir Elazığ’ diye bir kitap yazabilir. Bence kitap iyi de satar hatta üç beş baskıda yapar. En azından kitabın adına bakan adından dolayı merak edip alır. Benden tavsiye daha kim yazar bilemem.

***

TÜRKİYE TEK YÜREK!

 Masalarda ünlüler, ellerinde telefonlar, yine ünlü spikerler ve insanlar onlarca TV ortak yayında 50 TL’ den başlayarak önü açık rakamlarla bağış kampanyası düzenlendi. Allah hayır işleyen herkesten razı olsun. Buraya kadar her şey normal fakat benim cahilliğimden olsa gerek bir türlü bağışlanan paraların rakamını kafam almadı. Hatta bir hayır sever 50 milyar TL bağışladı dendiğinde dondum kaldım. Zira matematiğim iyi olmadığı için bir türlü altından çıkamadım ve tuttum bir uzmanı aradım da ifade de bir yanlışlık vardır dedi. Neyse sonra ekranda da düzeltildi ve 50 bin lira dendi. Dediğim gibi kafam bu yeni rakamları ve değerleri bir türlü almi…

Bin, milyon, milyar TL…     

HAFTANIN FOTOĞRAFI: