PİS SALLADI

Deprem anın da üçüncü veya dördüncü kattan atlamak kesin öldürür. Ölmesen bile ömür boyu sakat kalırsın. Yapmayın! Yıkıcı depremler genelde 15 ile 20 saniyenin üstünde süren depremlerdir. Usain Bolt, 100 metreyi 10 saniyenin altında koşan rekortmen atlettir. Bizler Usain Bolt değiliz ama en azından 20 saniyeden aşağı kendimizi kapıya atabiliriz. Onun için çok acele edip kargaşa yapmadan, evin dışına çıkabiliriz. Dışarı çıkıp trafiği alt üst etmeyin panik ve aceleyle gideceğiniz 10 dakikalık yolu ancak 2 saatte gidersiz. Ambulans itfaiye araçlarına engel olmayın. Onlar acele gidip hastaya yangına müdahale etmek zorundalar. Hata yapıp onlarla yarışmayın. Deprem uzmanlarının yorumlarına çok takılmayın zira dinleye dinleye psikolojiniz bozulur. Nerde veya ne zaman deprem olacağını Allah’tan başka kimse bilemez. Moralinizi yüksek tutun ve bol bol Kemal Sunal filmleri, Güldür Güldür ve çok güzel hareketleri izleyin. Canan Hoca ve Nihat Hatipoğlu’nu dinleyin. Konu komşu ziyaretlerini azaltın insanın evi gibisi yoktur. Bir deprem anında misafirlikte olursanız hem kalabalık bir ortam da hem de çıkış yollarını tam bilemediğiniz bir evde olmuş olursuz. Dudaklarınızdan duayı eksik etmeyin. Arapça dua edemisez Türkçe veya konuştuğunuz dille dualarınızı edin. Hiç aç susuz gezmeyin Allah korusun yıkıcı bir deprem olursa enkaz filan altın da kalıp malırsaz kurtulma imkânınız olan bir durumdaysaz saatlerce dayanma gücünüz olur.

Yine önemli bir uyarı kimseyle kötü olmayın küsülü filan kalmayın. Alacağınızı vereceğinizi bir kâğıda yazıp cebinize koyun ne olmaz ne olmaz. Bunu yapan çok kişi tanim helal olsun dürüst adamlar. Öbür tarafı da düşeniler.

Yeri gelmişken birşey daha yazayım bu aralar Elazığ’da olan depremlere yeni isimler belirledim. Gımıldadı, salladı, pis salladı ve yıhtı...

Son depremimizin adı da Pis Salladı. Çok şükür ucuz atlattık. Hepimize geçmiş olsun.

****       ****     ****     ****

PAZAR NEŞESİ

Oldum olası sabahları geç kalkan biri değilim. Hani bugün Pazar öğlene kadar yatam, hafta içinin intikamını alam desem de imkânı yok yatamam. Robot gibiyim kurulmuş gibi pazar günleri sabah erkenden ayaktayım.

Bazen yataktan kalkıp salondaki koltukta şekerleme yapmayı denerim. Pazar günü de böyle bir teşebbüste bulundum. Koltuğa uzandım. Tam keyf yapmacam. Saatte 8:45 yastığa başımı koymamla davul klarnet başladı. Herhangi bir hava da çalmi. Dangudu dungo sesler gelmeye başladı. İçimden sebeplerini araştırmaya başladım. Ramazan ve sahur vakti değil bu şıkkı eledim. Bu saatte asker uğurlaması olmaz zaten, daha çoğu kişi bir aylığına bedelli yapi parayla bi kirtik askerlik yapacak niye davul klarnet çaldırsın ki. Bu şıkkı da eledim. Bugün pazar Elazığspor’un maçı var. Belki ondandır diye düşündüm ama daha maç oynanmamış bunu da eledim. Aklıma milli maç geldi. O da oynanmıştı. Belki adamın birinin kaynanası ölmüştür, yemini vardır. ‘’Kaynanam ölsün davul klarnet çaldıracağım’’ demiştir diye düşündüm. Ama biz de genel de öğlen veya ikindi namazından sonra cenazeler toprağa verildiği için, cenaze gömüldükten sonra damat sevinebilir diye düşünerek bu şıkkı da eledim. Sünnet diyecem ama buna da dilim varmi zira bu saatte kimse kestirmez. Tüm bunları eledikten sonra geriye bir şık kaldı oda gelin alma. Bu şık daha çok kafama yattı. Damadın ciğeri yanmış, canına tak etmiş onun için sabah sabah gelini almaya gelmiş olabilirdi. Yani bu şehirin merkezin de sabah saat 8:45’te hem de herkesin istirahat ettiği pazar gününün sabahın da davul klarnetle uyandık ya arada çekilen zılgıtları da dinledik ya helal olsun bunu başaranlara. Bu davul klarnetin mahallede ki bir kişiye faydası oldu o da bana. Sayenizde bu hafta ki köşe yazımı yazdım. Bundan sonra yazı yazarken konu bulmakta zorlanırsam çalgıcıları çağıram kulağımın dibinde çaldıram. Onlar çalsınlar ben de yazam. Makama havaya filan da gerek yok bana dangudu dungo yeter...

HAFTANIN FOTOĞRAFI:

Elazığ’ın meşhur Tulum peyniri döneri…