Zaman içerisinde serzenişlerimiz olur,  “eski günler / eski bayramlar…” deriz.

Serzenişler sohbetlerimize de yansır, “bu dünyanın tadı-tuzu kalmadı…”

Aramızdan ayrılanlar için, “o iyi insanlar, güzel atlara binip gittiler…”

Maalesef, “gidenlerin yerleri artık dolmuyor!”

Bizim bütün derdimiz nedir?

“Sosyal ve Kültürel Hayatın Güçlendirilmesi…”

İlim ve tefekkür sahibi, âlim ve fazıl bir neslin yetişmesi!

Bu ülke insanının, “sanatın yedi rengine de ilgi duyması…”

Gazi Atatürk Sanatın tarifini şöyle yaparlar;

“Sanat güzelliğin ifadesidir. Bu anlatım sözle olursa şiir, ezgi ile olursa müzik, resim ile olursa ressamlık, oyma ile olursa heykeltıraşlık, bina ile olursa mimarlık olur.”

Bir söz vardır, “sanatı ve sanatçıyı ilim muhiti besler!”

O sebepledir ki, ‘eğitimle sanat içiçedir…’

Farabi’nin, İbn-i Sina’nın hayatlarını okuyunuz…  Sanatla içiçe bir duruşa sahiptirler.

Farabi, “müzik ilmini bilimsel bir temele oturtan ve müzik kuramı hakkında sistematik olarak eser veren ilk bilginimizdir!”

Bu millet, “750 ila 1250 yılları arasında ilimde ve sanatta zirvededir!”

Asrın dehası Fatih Sultan Mehmet, sanata o kadar önem verecektir ki, resmini İtalyan bir ressam olan, “Gentile Bellini ’ye (1429-1507) yaptıracaktır.

Kanuni Süleyman Dönemi her alanda zirve isimleri yetiştirecektir; “Sokullu Mehmet Paşa, Mimar Sinan, Barbaros Hayrettin Paşa, Ebusuut Efendi, Fuzuli, Bâki, Pir Sultan Abdal, Bağdatlı Ruhi, Matrakçı Nasuh, Arifi, nakkaş Nigari, hattat Ahmet Karahisari…

Kanuni Döneminin Denizcilerine şöyle bir baktığımızda; “Turgut Reis, Piri Reis, Koca Murat Reis, Piyale Paşa, Cafer Ağa, Kurdoğlu Hızır, Seydi Ali Reis…” Her biri efsane isim…

21.nci yüzyıldan sıklıkla söz ederiz…

Tarihin efsane isimlerini yetiştirecek bir ruha ne kadar sahibiz?

“Dede Efendileri, Hacı Arif Beyleri, Sadettin Kaynakları, Münir Nurettin Selçukları, Selahattin Pınarları…” günümüz eğitiminde yetiştirebilecek miyiz?

“Osman Hamdi Beyleri, Turgut Zaimleri, Elif Nacileri, Selim Turanları, Burhan Doğançayları, Fikret Muallaları vesaire…” her biri sahasının usta sanatçılarına merhaba diyebilecek miyiz?

Elâzığ Şehrinde 25.ncisi yapılan Uluslararası Hazar Şiir Akşamları her yıl önemli bir ismin anısına yapılıyordu. Bu isimler, “Fikret Memişoğlu, Niyazi Yıldırım Gençosmanoğlu, Cenani Dökmeci, İshak Sunguroğlu, Hacı Hayri Bey, Fethi Gemuhluoğlu, Ahmet Kabaklı, Bahtiyar Vahapzade, Nüzhed Dede, Elmas Yıldırım, Mağcan Cumabay, Cengiz Aytmatov, Necip Fazıl Kısakürek, Ahmet Yesevi, Mehmet Akif Ersoy, Yunus Emer, Arif Nihat Asya,  Ali Şir Nevai, Abay Kunanbay…”  Günümüz Eğitiminde, derin izler bırakan bu nezih isimleri yetiştirebilecek bir büyük hedefimiz var mı? Her zaman için söyleriz, “sivil hayat okulla başlar!”

Orada şekillenir… Tabii ki, aileler; anne-baba çocuğun yetişmesinde rol modeldirler.

Bizler Eylül ayı için ‘eğitim ayı…’ deriz.

Konuşmayı severiz… Bazen konuşmalarımızın dozunu bile kaçırdığımız olur.

Gel görelim ki, ‘sıkıntılarımızın büyük olduğunu da söylemek isterim’

Acı, hem de çok bir konuya vurgu yapmadan geçemeyeceğim; Cezaevlerindeki 27 bin 943 tutuklu, 109 bin 190’ı hükümlü toplam 137 bin 133 kişinin suç profili çıkarılmış!

O profil içerisinde yer alan suçlar; “Cinayet, Cinsel Suçlar, Dolandırıcılık, Fuhuş, Hırsızlık, Sahtecilik, Uyuşturucu, Yağma/ Gasp, Yaralama…” Bu fotoğrafın içerisinde 18 yaşın altındaki evlatlarımızda var… İnancımız, “Bir insanı kurtarmak, bütün kâinatı kurtarmak gibidir.”

Bizim eğitim reçetemizde, “sade, duru, dürüst, temiz, adil, erdemli insan yetiştirmek…” Mazi ile ati arasında sağlam köprüler kurmak/ veya o köprüleri daha sağlam bir zemine taşımaktır.

İnsan, “yaratılanların en şereflisidir” Kâinat Sarayının yeryüzündeki halifesidir… Bütün güzellikler, erdemli sıfatlar insana yakışır…

Milli Eğitim İstatistikleri, Türkiye’de 2021-2022 verilerine göre; ‘okul öncesi eğitim, ilköğretim ve ortaöğretim düzeyinde 19 milyon 155 bin 571 öğrenci örgüm eğitim alıyor”

Bugün için de, yarın için de söylenecek sözümüz, “Ey yükselen nesil, istikbal sizindir”