Akşam, kandiller altında semânın

Efkâr yayına dokunur kemânın

Segâh makamıyla titrer karanlık

Harput akşamları vuslat deminin

HARPUT ANILINCA

İslâm âleminin vuslat şehriydin!

Gazi Belek’le Türklük sende taçlandı

Ahmet Yesevi’nin akan nehriydin!

Pir-i Türkistan’ı sende taçlandı!

HARPUT’TA EFSANELER

Hangi asır yaşamış bu efsane?

Zamana nefes veren tuğrası var

Asırlardan bize kalmış define

Gönül ve marifete çağrısı var

Onca kâlem edep besler gavsına

Hicapla kör dünyaya bağrışı var

HARPUT’UN FETHİ

On bir Ekim bin seksen beş tarihi

Harput’a Türk’ün mührünün vurulması

Ahlat’tan Harput’a vuslat rüzgârı

Türkmen obalarının kurulması

Kaleler içinde, yiğit ocağı!

Harput’ta başlar vatan olmaya hey

Yüreklerin fetihle durulması…

HARPUT’TA HOYRAT ESİNTİSİ

(Elazığ- Bakü Buluşması Anısına)

Harput'ta, "Hoyrat esintisi" nedir?

Türk iline esen yeller sedadır

O seda, Fuzuli'de içli nağme

Nedim'de, dost meclisinde badedir

Harput, Âlem-i İslam'ın nuruyla

Yıkanmış, harcında iman suruyla

Hak böyle yazmış Türk'e huzuruyla

Kahramanlık borcu, onda edadır

HARPUT’TAN İSTANBUL’A

Harput’tan İstanbul’a gönül/ sevda yolu

Gül kokar yollar, hoyrat esintisi

İstanbul’un Anadolu’da tepesi;

Âlimler, Ulemalar şürekâsı

İstanbul’un bir yüzü, Harput Kapı

Harput Beyefendisi, Belek tavrı!

Fetih dilidir, Ahi Evran Yolu

Yürür asırlar, ‘âlimler/ edipler kervanı’

HARPUT’TAN KERKÜK’E

Fırat akar, kandiller yakar

Kerkük, Harput’a derdin döker

Sesim içlidir, hoyrattır

Kerkük sevdası hasret döker

HARPUT’TA KURŞUNLU CAMİ

Kurşunlu Cami, asırlık çınar

Her fecir, vuslat ateşi yanar

Erenler meclisi, her dem de konar

Her mekân manevi harcın elidir!

HARPUT’TAN

Güçlü bir ses yayılır, bu diyardan;

“O seste birleşir bütün yürekler”

Nağmesinde hasbi bir birlik vardır

“inleyen nağmeler” kâh Kerkük’ümdür

Kâh Harput’ta bir hoyrat esintisi…

Sevdam, Hazar’da ‘bir gönül yangını’

Bilirim herkesi sarmaz bu yangın!

Harput’ta sözlerin kanat çırpışı

Sesin hoş seda olup akışıdır…

HARPUT SEMASINDAN

Bir hilal gibi Harput semasından,

Mezre’ye düşen ışık dantelisin!

Hazar Baba’da, kıyamda düşlerim,

Yıkanır Hazar’ın mavi göğsünde

Efsunkâr Şehir, idealimsin sen!

Gönül dünyamın, Fırat’ta kaynağı

Türkülerim, Fuzuli diyarından

Yâr elinden aşk kâsesi sunulur

Şairler sofrasına bağrın açar.

HARPUT SOYLUDUR

Söyleyin yârenler, hep bir ağızdan;

Harput soyludur, geçilmez yağızdan

Asırlar boyu yürür, aynı izden

Hakk’ı söyler dilim, suru, sadedir…

HARPUT İLİNE

Şehr-i yâr derim Harput İl’ine

Sevdası alır götürür sırlara

Sırlar ilhamdır, şairin gönlüne

Gönül ırmağı akar asırlara

HARPUT DİYARINDAN

Mevlana gönüllü nefesler geçti

Lale, sümbül, tebrizi güller açtı

Şiirin ahenk bulduğu makamlar;

Bu diyarda Hoşseda olup geçti

 

HARPUT’TA ULU CAMİ DE…

Harput’ta, Ulucami’de divandayım

Anadolu’da, fethin dilindeyim

Meydanlarda, sancaklı ve tuğluyum

Canlarla, civanlarla huzurdayım.

HARPUT’U YAŞAMAK

Anadolu toprağı Türk’e vatan

Bağrında cennet; gazi-eren yatan

Şehadettir, nur üstüne nur katan

Türbe, imaret insana hâl olur

Kurşunlu Cami önünde bir çınar

Tarihten nice yaprağa al olur

Ötelere akıp giden bir pınar

Yunus gibi dervişlere kal olur