Ah Elazığ, ah!
Ne bahtsız bir kaderin varmış!
Sadece sahipsiz değilsin, ihanete uğramış bahtsız bir şehirsin.
Hani derler ya, "Gelen vurdu, giden vurdu" diye...
İşte Elazığ, tam da böyle bir şehir olmuş. Gelenin vurduğu, gidenin vurduğu...
Vekil seçersin, hizmet alamazsın.
Belediye başkanı seçersin, şehrin önünü açacak, tarihi dokusuna uygun projeler üretmez, eserler bırakmaz.
Sadece göz boyanır.
Deprem olur, esnafına darbe vurulur.
Oysa Elazığ, 24 Ocak’ta çok şiddetli bir deprem yaşadı.
Bu depremin yaraları henüz sarılmamışken, 6 Şubat 2023’te Elazığ’ı da derinden etkileyen ve on bir ili kapsayan iki büyük deprem daha yaşandı.
Tüm bunların üstüne, Elazığ esnafının Halkbank üzerinden aldığı Esnaf Kefalet Kooperatifi kredilerine %100 faiz zammı yapıldı.
Deprem yaşamış diğer iller bu faiz artışından muaf tutulurken, Elazığ esnafı bu zamma maruz kaldı.
Elazığ esnafı ihanete uğradı!
Elazığ’ın suyunu karşılamak için baraj yapılır...
Elli yıllık su ihtiyacını karşılayacak denilerek reklamı yapılır, ama bir yıllık suyu bile karşılayamaz.
Çünkü o baraj rant için yapılmıştır.
Suyu sağlıklı değildir, seçilen yerin zemini de uygun değildir.
Şehirde birlik ve beraberlik kalmamış.
Birçok yetki, temsil yeteneği olmayan, liyakatsiz kişilere verilmiş.
Şehrin sosyo-ekonomik yapısı bozulmuş durumda.
Şehir adeta Teksas’a dönmüş!
Uyuşturucu çeteleri, tefeciler cirit atar olmuş.
Siyaset, babadan oğula geçen bir meslek hâline gelmiş.
Elazığ’ın köklü aileleri göç etmiş gitmiş.
Burada kalanlarsa "banane"cilik oynuyor.
Yatırımlar tamamen birilerinin rantına göre şekilleniyor.
Birileri önceden arsaları alıyor, sonra da siyasi gücünü kullanarak yatırımı o arsalar üzerine yaptırıyor.
Fethi Sekin Hastanesi böyle yapılmadı mı?
Şimdi de kalkmışlar Araştırma Hastanesi’ni taşımaya çalışıyorlar.
Neden? Çünkü birileri o bölgeleri önceden almış!
Yani "Atı alan Üsküdar’ı geçmiş" misali...
Kimin umurunda gariban vatandaş?
Kimin umurunda Elazığ?
Suç kimde?
Tabii ki her defasında "gel beni kandır" diyen, kendini sorgulamayan Elazığ halkında.
Elazığ’ın başını duman bürümüş...
Hem de kara duman!