Gözbebeğimiz Elazığspor, uzun bir aradan sonra yenilerek sevenlerini üzdü. Dile kolay tam 31 maç yenilmeyen takımımız, zorlu maçta Menemenspor’a 0-3 yenilerek seriye nokta koydu. Tabiki futbolda yenmek de yenilmekte var. Bir maçla oyuncularımızı, hocamızı yerden yere vuracak değiliz. Ancak bu yenilginin sebeplerini, sahadaki eksiklerimizi de göreceğiz ki ders alabilelim. Kaybederken de kazanmayı bilmek, büyük takımların özelliklerindendir.
    İlk beş maçta kendisine oranla daha zayıf takımlarla karşılaşan Elazığspor, topu ayağında tutarak, sabırlı oyun anlayışı ile bulduğu pozisyonları gole çevirerek maçlarını kazanan bir takım profili çizdi. Ama ilk defa fizik olarak diri bir takımla karşılaşınca; sabırlı oyun, yana geriye pas planı bir işe yaramadı. Sahada fizik güç olarak ezilen taraf bizdik. Menemenspor takımı savunmada hem çok diri hem de çok iyi kademe anlayışı ile oynayarak hücum oyuncularımızı etkisiz bıraktı. Orta alanda pres yaparak oyunu daraltan, kazandığı toplarla ayağa ve hızlı çıkışlarla ne yaptığını bilen bir takım görüntüsü verince maça ağırlığımızı koyamadık. Kaybettiğimiz topları erken geri kazanamayınca da çok yorulduk. Özellikle kanatlardan çok açık verdik. İdeal 11’imizin savunma anlamında iki yumuşak karnı var. Biri Beykan, diğeri Kerim. İki kanat oyuncumuzun geriye hiç yardım edememeleri, Menenemen gibi koşan diri takımlara karşı bizi zorlayacaktı. Beykan’ın hücumdaki ekstra yetenekleri O’nu tabiki özel kılıyor ancak aynı becerileri Kerim’de göremiyoruz. Dolayısı ile sahada iki tane özgür futbolcu oldukça lüks oluyor. Yediğimiz ilk gol de her ne kadar Hasan’ın gereksiz bindirmesi göze çarpsa da asıl sorunun diğer kanattaki kademe eksikliği olduğunu söyleyebilirim. Hasan’ın, Beykan’a alan yaratmak için yaptığı koşuyu doğru yerde bitirmemesi onun acemiliğiydi. Ceza alanı içinde artık koşuyu durdurup pas istese belki de golü biz atacaktık, kaybettiğimiz topla yediğimiz kontra atakta yerinde olmayan Hasan’ın mevkisini kimse dolduramadı. Sağ taraftan açılan ortayı arka direkte kafa ile gol yapan oyuncuyu kimsenin marke etmemesi daha önemli bir eksiklikti. Zira iki rakip oyuncu ceza alanında boştu. Berşan, doğru zamanda doğru yerdeydi ancak Berşan’ın arkası boştu ve o adamı alacak adam da Kerim’di. Maalesef kanat oyuncularımızda defansif algı hiç yok. İlk yarıda kaptan Mikail, çok etkisiz kaldı. Çok sayıda pas hatası yaptı, hiç ikili mücadele kazanamadı. Kerim sağ kanat oynasa da aldığı toplarda sürekli içeri girerek yana paralel oynamak zorunda kaldı. Kerim’in kanatta yapamadığını ilk yarı boyunca Maksut yaptı. Oysaki solda Beykan’ın yaptıklarının yarısını sağda Kerim yapabilse çok daha etkili olurduk. Açıkçası ilk yarının sonunda Mikail ve Kerim’in oyundan alınmasını bekliyorduk. Yusuf Mert’in etkisiz oluşu, orta alanda zayıf kalışımız muhtemelen Bülent Hoca’nın kafasını karıştırdı diye düşünüyorum. Mikail- Burak, Kerim- Muhammet değişiklileri , Yusuf Mert’in sağ kanada alınması ile daha etkili olabilirdik. Zira Kerim, ikinci yarı sahada yokları oynadı.
    İkinci yarı ilk 15 dakika rakibini adeta boğan takımız, beraberlik golünü bulsaydı maçı çevirebilirdi. Beykan’ın bireysel yetenekleri ile geliştirdiği ataklarda ceza alanında yeterince kalabalık olamadık. Sadece Yusuf içerde olunca uzun boylu savunmacılar arasında kayboldu. Kerim ve Maksut bu ataklarda gol için içeri giremediler. Uzun boyu ile Muhammet mutlaka sahada olmalıydı diye düşünüyorum. Baskımız, kaleci İsmet’in yaptığı bireysel hata ile sona erdi. Beraberlik golünü ararken kalecimizin yaptığı büyük hata tüm oyuncularımızı oyundan düşürdü. 2-0 dan sonra da yapılan değişikliler maalesef çare olamadı. Burhan ve Beykan ile sol kanadı çok iyi kullansak da, ataklarımızın sonunu getiremedik. İlk yarıda Maksut ve Berşan, ikinci yarıda da Beykan ayakta kalan oyuncularımızdı. İlk defa bir maçta stoperlerimiz baskın olamadılar. İlk defa bir maçta Mikail ve Yağızcan rakipleri karşısında ezildiler.
    Uzun zamandır bizleri sevindiren bu oyuncu topluluğunun toparlanacağına inancımız tamdır. Eksiklerini görerek, daha fazla çalışarak tekrardan taraftarlarını sevindireceklerine inanıyoruz.
    Stadı dolduran tüm Elazığspor seyircisine teşekkür ediyoruz ancak, yenilgiyi kabul edecek olgunlukta davranmaları konusunda tavsiyelerde bulunmadan da geçemeyeceğim. Sahaya atılan yabancı maddelerin takıma hiç bir faydası olmadığı gibi zararı var. Bu bilinçte olmak olası cezaların önüne geçecektir. Ayrıca kapalı tirübünün kapasitesinin üstünde seyirci ile dolması son maçlarda dikkatten kaçmıyor. Zira, biletli bir çok taraftarın içeri giremediğini duyuyoruz. İçerde dışarda takımlarını yanlız bırakmayan taraftarımızın şampiyon takım taraftarı gibi davranması takımın faydasına olacaktır. Zira bu taraftar, bu stad atmosferi bir çok süper lig takımında bile yok. Takımımızın içerde seyircisiz kalmaması gerekiyor, unutulmamalıdır ki bu seyirci geçen sene çok maç kazandırdı. Oyuncuların, taraftarına ihtiyacı var. Onları ceza alarak yanlız bırakmayalım!