Değerli arkadaşlarım bugün sizlere 18 ayetten müteşekkil olan hucurat suresinin ayetlerinden birkaç tanesini istifadenize  olduğu gibi sunmak istiyorum tefekkür Edip kendinizin, kendimizin Müslüman mı yoksa MÜMİN mi olduğunuza olduğumuza, davranışlarınızı ,davranışlarımızı gözden geçirerek karar vermenizi istiyorum.
Bu çok önemli 18 ayetin birkaç ayeti bile bize doğruyu ,doğruları anlatabilmek için yeterlidir .Medine dönemi’nde hicretin dokuzuncu yıllarında vahiy edilmiştir.Bu dönemde Hendek Savaşından sonra Medine’ye akın eden çevre kabileler sebebiyle şehirde kozmik bir yapı oluşmuş ve bu durum bazı toplumsal meselelere yansımıştır. ((Sanki de aynen bugünkü davranışlarımız gibi değil mi ?!…)) Bu surede münafıkların Hazreti Peygambere karşı sergiledikleri incitici davranışları eleştirilmek, bu konuda ve diğer toplumsal ilişkilerde müminlere tavsiyelerde bulunmaktadır. Hakikaten hucurat süresinin ben size 13 den 18 ayeti kelimelerinin manasını anladığım kadarıyla vereceğim. Sizler eğer bu mana çerçevesinde; Allah ne diyor. Biz neler yapıyoruz.Allah neyi tavsiye ediyor.Biz nelere uyuyoruz Nefsimize mi uyuyoruz yoksa Allah’a kulluk mu yapıyoruz diye bakmanızı tavsiye ediyorum. Dolayısıyla şimdi sizlere 13. ayeti kerimenin manasıyla devam edeceğim 
13.- “”Ey Muhammet Muhammed’in emriyle Kabe’nin üzerine çıkıp ezan okuyan siyahi köleyi görünce onun hakkında yakışıksız sözler sarf eden kimseler şunu iyi bilin ki!..Allah bütün insanları Adem ve havvanın çocukları olarak eşit yaratmıştır. Bu yüzden hiç kimsenin bir başkasını ırkından dolayı küçümseme hakkı yoktur. Farklı  kabilelere ve boylara mensup olarak yaratılmanız ise size bu hakkı asla vermez, kaldıki Kendisini her gördüğünüz insan ilahi emirlere sizlerden çok daha fazla riayet ettiği için Allah katında sizden daha değerli olabilir. Allah hepinizin yaptıklarınızı ve söylediklerinizi de ancak Allah bilmektedir.””
 14. ve 16. ayetler 
“”Medine çevresinde yaşayan bazı bedevi Araplar elçimiz Hazreti Muhammed’e ve tevhide ,gönülden iman etmedikleri halde bizler de iman ettik demektedirler. Ey elçimiz Muhammet onlara şöyle de hayır sizler gerçek anlamda iman eden ve her türlü zorlukta bana itaat eden müminler gibi yürekten inanmış değilsiniz. Sizler sadece bizim gücümüze karşı koyamadığınız için teslim olmuş durumdasınız. Henüz iman kalplerinize tam olarak yerleşmiş değildir. Esas müminler tevhide ve benim peygamberliğime samimiyetle iman eden, kalplerinde hiçbir şüpheye yer bırakmayan, gerek mallarını sarf ederek, gerek se  bizzat çıkan savaşlara katılarak bu uğurda her türlü fedakârlığı gösteren sadakat sahibi kimselerdir. Kaldıki sizler böyle söyleyerek mümin olduğunuzu, her şeyi bilen Allah’a ve onun samimi ,ihlaslı kullarına duyurmaya çalışıyorsunuz. Şunu iyi biliniz ki Allah her şeyden haberdardır. s
Sizin gerçekten mümin olup olmadığınızı da O çok iyi bilmektedir. Ancak eğer sizler  de Allah tarafından bana iletilen emirlere hakkıyla iman edersiniz ve gerçek birer mümin olursanız, o zaman Allah elbette ki sizin de hak ettiğiniz ödülü ,mükafaatı ise mutlaka verecektir. Allah çok bağışlayıcı ve çok merhametlidir.
17. -“” Ey Muhammet senin yanına gelip bizler diğerleri gibi seninle savaşmadık ancak  kendimizden senin peygamberliğini kabul ettik .
18-“”Değerimizi bil. Diyen bazı kimseler, Müslüman olmalarından dolayı seni minnet altında bırakmak istemektedirler. Onlara şöyle de; Müslüman olmanızdan dolayı size minnet duymayı beklemeyiniz. Aksi takdirde Allah sizleri iman etmeye yönlendirdiği, size bu nimeti bahşettiği için O na şükür etmeniz, O na  şükür borcunuz vardır.Eğer gerçek müminlerseniz bu dünyada  bu hissiyata sahip olmalısınız.