Değerli arkadaşlarım sizlere geçen hafta Şuara  Suresindeki Şuayip aleyhisselamın kıssasını anlatmıştım. Bu hafta ile beraber  üç haftada şuara suresine devam ederek farklı Peygamberlerin yaşamış oldukları toplumlarına gönderilmiş olan ve onların davetlerine inanmayan milletleri helak edilmiş olan Nuh kavmi, Hud kavmi, Lut kavmi, Ad kavmi ve Semud kavmini de sizlere anlatacaktım.
Ancak bu hafta Nahl suresinin 90. ayetinden devam eden 105 . ayetleri dahil sizlere arz edeceğim. Ondan sonraki haftada şuara suresindeki menkıbeleri anlatmaya devam edeceğim.
Nahi Suresinin 90. ayeti kerimesinde bütün cuma camilerimdeki cuma hutbesinde cumalarda bir ayeti kerime de şöyle buyruluyor :
90-“”Allah sana vahy ettiği bu Kur’an‘da adaletli olmayı, iyilik yapmayı, akrabalara yardım etmeyi emretmekte, elçisine iman edip Tevhid-i kabul etmenizi istemektedir. kendinizi büyük görmenizi, haksızlık etmeyi, ahlaksızlığı ve hayasızlığı da yasaklamaktadır. İşte belki aklınızı başınıza alırsınız diye ,bütün hareketlerinizi değerlendirerek yaparsanız diye Allah sizlere böylece öğüt vermektedir.””
MÜMİNLERE İMANDA SEBAT VE KARARLILIK TAVSİYESİ:
91-93-“”Ey elçimiz Muhammed’e iman edenler! Mekkeli müşriklerin Tevhidi terk etmeniz için sizlere çeşitli baskılar yaptıklarını biliyoruz. Fakat siz imanınızda sebat edin.Baskılar karşısında sabırlı olun. Eliçmize iman Edip tevhide sapa sağlam sarıldıktan sonra sakın şirke dönmeyin. Kureyş müşrikleri müminlerden daha güçlü ve kalabalık olmalarına bakıp da verdiğiniz sözü unutmayın. Elçimiz Muhammedi terk etmeyin. Yoksa yaptığınız her güzel şey; Bütün çabalarla İpliğini eğirdikten sonra tekrar çözen, yaptığını yani ördüğünü bozan kadının durumuna benzer ki ,unutmayın Allah sizleri imtihan etmekte ve yaptığınız her şeyi de bilmektedir . Kıyamet günü kimin doğru yolda olduğunu kimin de yanlış yolda olduğunu onlara 
kesinlikle gösterecek ve herkese yaptığının karşılığını da verecektir.  Eğer Allah isteseydi herkesi zorla imana getirirdi. Ve kimsenin inkar etmesine de asla fırsat tanımazdı. Fakat Allah insanları zorlamamaktadır. Herkese iman etmesi için fırsat vermektedir. layık olanları hidayete erdirmekte, ısrarla inkar edenleri ise inkarlarıyla başbaşa bırakmaktadır. Hesap günü geldiğinde,
herkese kendi seçiminin hesabını mutlaka soracaktır.””
  94-“”Tevhitten sonra ŞİRKE dönerek başka insanların da tevhitten yüz çevirmelerine sebep olursanız. Bunun cezasını hem dünyada hem de ahirette en ağır bir şekilde çekeceksiniz””
95 ve 97.-“” Sakın fani dünya kazancına aldanıp da imanınızdan dönmeyiniz. Unutmayınız ki Allah‘ın ahirette vereceği ödül, dünya kazancından çok daha büyüktür. Çünkü dünyada elde ettiğiniz şey ne olursa olsun.Bir gün tükenecektir. Oysa Allah‘ın size müjdelediği nimetler sonsuzdur. Müşriklerin baskılarına aldanmadan, aldırmaksızın imanlarında sebat edenler emin olsunlar ki ödüllerini en güzel şekilde onlara vereceğiz. Kadın ve erkek erkek her kim elçi  Muhammed’e iman eder ve ilahi emirler doğrultusunda yaşarsa, ona muhakkak huzur dolu bir hayat bahsedecek, ödülünü, mükafatını en güzel şekilde vereceğiz. Şeytan asla müminin aklını çelmez.
   98 ve 100.- “” Ey Muhammet sizlere dünya ve ahirette huzurlu olmanız için gereken ilahi mesajları ihtiva eden bu Kur’an‘ı okuduğunuz zaman, onun hükümlerine aykırı davranmak hususunda şeytanın aklınızı çelmesine fırsat vermeyiniz. Unutmayınız ki onun sizin üzerinizde hiçbir gücü yoktur. Şeytanın gücü ancak kendi yandaşları olan müşriklere yeter. Güçleri ise ancak onlara geçer.Eğer siz Allah’a tam güvenip imanınıza sebat ederseniz.  Şeytanın vesveselerine asla aldırmayın.””
101 ve 102. -“”Ey elçimiz Muhammet senin peygamberliğine ve Kur’an‘ın ilahi vahyi olduğuna inanmayan müşrikler, önceki peygamberlere gönderdiğimiz gibi sana da vahyi göndermemizi yadırgamakta ve sen peygamber değilsin. Yalancısın ,Allah’a iftira ediyorsun demek istediler. Oysa Allah kime ne zaman vahiy edeceğini ve hangi mesajları iletceğini çok iyi bilmektedir. Onlar ise hakkında bilgi sahibi olmadıkları bir konuda, ileri , geri konuşmaktadırlar. Sen onların bu sözlerine aldırma. Onlara şöyle de bu kuranı bana getiren ,bütün peygamberlere de vahyi getiren Cebrail Allah’tan getirmektedir. İçerisinde benim ,ya da başkasının müdahalesi asla yoktur. Amacı ise; iman edenleri imanlarında sebat ettirmek. İnsanlara dosdoğru yolu göstermek. Müminlere rehberlik yapmak ve müjde iletmektir.””
   103 ve 104-“” -Ey Muhammed senin peygamberliğine ve Kur’an‘ın ilahi vahiy olduğuna inanmayan müşriklerin Kur’an‘ı sana bir yabancının öğrettiğini iddia ettiklerini biliyoruz. Oysa onların sözünü ettiği yabancı kişinin dili Arapça bile değildir. Gördüğün gibi müşrikler bu kitabın ilahi vahiy olduğunu reddetmek için bahane bulayım derken iyice şaşırmışlardır. Bunlar ahirette de acı bir azaba uğrayacaklardır.””
105 -“”gerçek şu ki kendi kafasından bir takım sözler uydurup Allah’a isnat etmek elçimiz Muhammed’in değil, ilahi mesajlara iman etmeyen yalancı müşriklerin yapacağı türden bir iştir.””
((90. Ayetten  105. ayeti kerime dahil olmak üzere bu haftada bunların üzerinde tefekkür etmenizi ,düşünmenizi aklınızı başınıza almanızı tavsiye ediyorum. Çünkü peygamber aleyhisselam bir hadisi şeriflerinde aynen bunun ayetle de  onaylanması mümkündür. (İslam akıl dinidir aklını kullanmayanın dini asla yoktur.) Tebliğ eylemek bizden, inanıp uymak ve inandıklarını yaşamak da sizden. Bizler ancak Hz. Muhammet gibi tevhidi anlatmaya, doğruları anlatmaya, Kur’an-ı Kerim den de anladıklarızı sizlere anlatmaya mezunuz geri kalan sizin değerlendirip yaşamanıza kalmıştır. Allah yar ve yardımcınız olsun.