Yeni yıl ile birlikte piyasalarda beklentiler ve yorumlar oluşmaya başladı.
Sizlere Ekonomi’nin yansıması hakkında bilgi aktarmak için Elazığ’ın kurumsal ve köklü gazetesi TURAN Gazetesi’nde olmak onur verici benim için.
Bizi ilgilendiren ürünlerin, hizmetlerin fiyat artış ve oranları, buna göre maaş ve ücretlerin artış oranı belirlenmektedir, bu sarmal nasıl kırılacak.
Maalesef diğer komşu ülkelere göre ekonomimiz daha fazla kırılgan ve daha fazla aktif bir büyüme içindedir. Bu zıtlığı şu aralar coğrafyaya bağlayanlar da var bu bir etmen olabilir.
Bu ekonomik sorun sarmalını kırmaya çalışmak için Faiz oranlarını ve vergi oranlarını yükseltip indirmek ile yıllarımızı harcayıp oyalanıyoruz ve TL’nin diğer para birimlerine göre değersizleşmesi gibi bir ekonomik model ile büyümekteyiz. Buna razıyız ki bu model devam ediyor.
Halen tüm piyasa ve aktörleri bizdeki Merkez Bankası faizlerinin yakında ineceği umudu içindeler…
Geçen hafta bir toplantıda Ekonomi Bakanı Mehmet ŞİMŞEK, dünya ekonomisi ile ilgili yaptığı değerlendirmelerde, ‘’Büyüme zayıf seyredecek. Enflasyonda düşüş devam edecek. Sıkı finansal koşullardan, sıkı para politikasından daha gevşek bir para politikasına doğru 2024’te evrileceğiz.’’ İfadelerini kullanmıştı. Bu ifadelerin Türkiye için kullanıldığını değerlendirenler ve bunda ısrar edenler bizim halen enflasyon artışının hayat pahalılığına dönüşmesi tehlikesine duyarsızlığımızı ve bu sarmalı kırmaya çabamızın olmadığını göstermektedir.
2024 yılında ABD ve AB ülkelerinde faiz artışlarının duracağı ve indirimlerin başlayacağı yıl olabilir. Yurtdışı ekonomilerindeki canlanma ile ülkelerin ithalatları da artacaktır ve Türkiye’den alacakları ürünlerin fiyatlarındaki artış, dıştan gelen bir talep kaynaklı fiyat artışı yaşatacaktır.
Türkiye ise dış ticaret hacmi artışı ile fiyatlarda yükseliş devam edebilir.
Yeni ekonomik modele uyum sağlayan ayakta kalır. Şu an şirketler finansman ihtiyacına daha düşük bir faiz ile ulaşmak için sermaye artırımına gitmekte ve ortakların hisse satışları kararları veya özel sektör borçlanma araçlarını kullanmaktadır.
Bankalarda biriken mevduatın, kredi talebi yetersizliği ile faizlerini aşağı çekmeleri ve enflasyon altı bir oran oluşması burada da sorunlar oluşturmaktadır.
Zor bir yıl olacak…
Buna karşı nasıl şirketler tedbir alıyorsa, kurumsal ve bireysel yatırımcıların ne yapması gerektiğini bir sonraki yazımda sizlere aktaracağım.