PİSİK MESELESİ!

Bugünlerde pisik oyunu üzerinden bir tartışma başlayınca, hafızama dedim ki; ‘’Çabuk bana mahalli oyunlarla ilgili bir anımı bul.’’

Hafızamda sağ olsun beni kırmadı ve mahalli oyunlarla ilgili geçmişte yaşadığım bir anımı hemen bana hatırlattı.

Kuzova’nın Cip köyünde bir düğüne gitmiştim vakti zamanında tabi benim o sıralar hızlı dönemlerim… Yani nerede akşam orada sabah dönemlerim. Kafa bir milyon, köy meydanındaki düğünde oynayanları seyredik. Ortalara doğru bir hareketlenme oldu. Baktım yaşlı sakallı, paltolu bir amca ve kara çarşaflı bir kadın...

Kadın dediğime bakmayın, kılık değiştirmiş erkek ve etrafında gençler…

Hep beraber “Ah Halo dayı beni çaydan geçir’’ diye şarkı söylüyorlar. Halo Dayı rolünü üstlenenler ise ‘’Geçirirsem ne verirsin” Diyorlar. Şarkının devamında, gençlerde Halo dayıyı kızdıri ve Halo Dayı da elindeki sopayla onlara vurmaya çalişi ara sırada izleyenlere de sopayla vuri, herkes sağa sola kaçışi…

Yani anlayacağınız mahalli bir oyun, tiyatrocu olmayan normal vatandaşlar tarafından icra ediliyor ve herkeste eğleniyor! Bu oyunun kitabını mı okumuşlar?

Yok!

Eğitimini mi almışlar?  

Yok!

Peki nasıl mı olmuş?

Kısaca şöyle olmuş; bu şarkıyı söyleyenler, oyunu oynayanlar da, atalarından duymuşlar izlemişler ve öğrenip gelecek kuşaklara aktariler. Kültür Bakanlığı ve İl Kültür Müdürlükleri ve sanat adamları bu şekildeki yöresel oyunları takip edip bulup kayıt altına aliler. Yani şehirlerin adına tescilliler. Tıpkı pisik ve leblebici oyunları gibi. Gelelim bugünkü pisik kavgasına...

Bu oyunları isteyen istediği yerde rahatlıkla oynayabilir.

Buna kimse karışamaz!

Düğünde, fuarda, herhangi bir etkinlikte oynayabilir. Ben Halo Dayı oyununu düğünde izlerken kafama bir sopa gelseydi başım gözüm yarılsaydı kimse Halo dayıyı suçlamazdı. Derlerdi ki ‘’Oğlum kazaydı olur böyle şeyler.’’ Bugünler de ise konunun muhatabı olan kişi bir etkinlikte düşi ortaya oyni ‘Pisik Oyununu.’ Nasıl oynanması gerekise öylede oyni!

Taklit ettiği pisiğin hareketlerini canlandiri, canlandırdığı yer neresi peki?  Bir Pazar Alanı ve Yöresel Ürünler Fuarı…

Millet oraya taziyeye gelmemiş, eğlenmeye gelmiş!

İzleyenlerde hallerinden gayet memnun! Alkışliler, eşlik ediler, Pisiği kızdıriler…

Arada korkanlar ve şaşıranlar da oli elbette ki, beğenen de olacak beğenmeyen de, herkesi memnun edemezsiz!...

Pisiğe bur da bir ara verelim ve gelelim şu yöresel ürünler fuarına. Niye gelelim? Çünkü bugünlerde ki pisik olayı burada cereyan ettiği için.

Başından beri şu yöresel ürünler fuarını yakından takip edim hiç uzun uzadıya yazmıyacam. Sadece iki kelimeyle ifade edecem. Zaten okuyan herkes iki kelimeyle neyi anlatmaya çalıştığını hemen anlayacak; ‘’İş siyasallaştı!”

Son bir cümlede pisik olayının göbeğindeki iki değerli arkadaşıma. Biri kırk yıllık, bir diğeri ise 40 günlük. Gün, ay, yıl önemli değil…

Dostluğun süresi olmaz ama illaki bir tarafı her zaman biraz ağır basar. Sakin olun. Belden aşağı vurmayın. Sabahlara kadar tartışın ama unutmayın ki üç gün sonra yine yüz yüze bakacaksız. Tartışmanızdan kim karlı çıkar bili misiz? Yangına körükle gidenler…

Köşede elini ovuşturup sizi izleyerek, pis pis sırıtanlar karlı çıkar. Olaya iyi niyetle dahil olanları tenzih ederim.                 

***

ARALIK AYINDA ELAZIĞDA NELER OLDU?

-İki hırsız bir gecede arka arkaya 3 dükkânı soydu.

-Kumru yuvası için sobayı yakmıyor.

-Şiddete maruz falan yavru kediye Elazığ Belediyesi sahip çıktı.

-Para ödememek için saçını koparıp yemeğe koydu.

-97 yaşındaki Mesude Nine 67 yıldır tandır ekmek pişirerek geçimini sağlıyor.

-Bir vatandaşın yuttuğu şarj kablosu ameliyatla çıkarıldı.

-Firari tavuğu yakalamak için dakikalarca uğraştı.

-Hırsızlar taziye evini bile soydu.

-İcra yolu ile evi boşaltılan kiracı mahallede terör estirdi.

-Başıboş atlar cadde ve sokaklarda ilginç görüntüler oluşturdu.

-Anne karnındaki bebeğe stent takıldı.

-15 gündür işe gitmiyor, hırsız nöbeti tutuyor!

-Vücudunda yanıklar bulunan sıpa tedavi edildi.

-Elazığ sırını tescil sürecinde.

HAFTANIN FIKRASI:

Birisi hırsızlık yaparken polis tarafından suçüstü yakalanıyor ve karakola götürülüyor. İfadesi alınacak ancak suçlu konuşmuyor, tek söylediği; “Avukatımı bekliyorum.’’

En son polisler merakla; ‘’Suçüstü yakalandın, avukatın ne konuşacak?’’ Diyor.

 Hırsız ise; ‘’Vallahi ben de onu merak ediyorum.’’ Diye cevap veriyor…

HAFTANIN FOTOĞRAFI:

               [CAHİT CAN BİR ETKİNLİKTE]