İnsanoğlu hayatı boyunca devamlı tercihler yapmak zorunda kalmıştır. Yapmış olduğu bu tercihler sonucunda da karşılaşacağı olaylar ile yüz yüze gelmiştir. Yapacağınız tercihlerin olumlu ya da olumsuz sonuçları hayatınızı etkileyecektir.
Hatasız bir kul olmanın mümkün olmadığı dünya yaşantısında, yaptığımız ve da yaşadığımız olaylardan ders alabilme yeteneği, aklıselim insanların hayatlarını devam ettirmeleri için zaruri bir hal almıştır. Çok eski devirlerde kervan yolculuğu yapan insanlar, güzergâhları üzerinde bulunan tehlikeli noktalardan geçerken tedbirlerini arttırmış; gerekirse yol güzergâhlarını bile değiştirmişlerdir. Gittiğiniz yolda hırsızlar kervanınızı yağmalayacaksa, bir daha ve hadi bir daha o yoldan geçmenin mantıklı bir izahını bulamazsınız. Hırsız için iş kolaylaşacak, halinizden memnun olduğunuzdan dem tutacak, daha da cüretlenip gerekirse en sonunda sizi tamamıyla soyup soğana çevirecektir. Yok yok bir şey olmaz… ben bu yoldan gitmeye devam edeceğim diyenler için bence hiçbir sıkıntı yok; ancak iş beraberce bu yoldan yürümeye geldi mi… o zaman gerçekten toplumsal olarak sıkıntı yaşanabilmektedir.
Hastanede zor bela randevu alıyorsunuz. Randevunuza yaklaşık yarım saat erken gidip, hastane içi onay işleminden sonra muayene olacağınız odanın önünde beklerken, hoop bir mülteci kardeşimiz dalıyor doktorun odasına, ‘’Ya sabır, la havle’’ çekinde durun…
Bu gibi bir durumu siz veya etrafınızdaki bazı arkadaşlarınız veya gözünüzle şahitlik etmiş olabilirsiniz. Ülkenizde siz vergi verirken, vatan için 18 ay askerlik yaparken dışarıdan gelen mülteciler sizin önünüze geçme cesareti gösterebiliyorsa, diyecek pek fazla şey kalmamıştır. Ben mültecilerin sağlık hizmeti almasına karşı değilim, devletimiz büyüktür, devletimiz güçlüdür. Ancak yaşanılanlar ve yaşanılacaklar beni endişeye sevk etmektedir. Devlet sınırlarına dayanan mülteciyi orada sınıra bir şekilde ikamet ettirmeli, onlara insanca her türlü yardım ve desteği vermelidir. Ancak kamyon ve tır kasalarında, gecenin bir vakti kontrolsüz bir şekilde bu ülkeye insanlar girebiliyorsa burada ciddi sıkıntı vardır. Yüzde 51 buna tamam derse sizce bu doğru mudur? Bu ve buna benzer konularda halk oylaması yapılamaz mı?
Seçimler bir topluluk için bulunmaz bir nimettir. Vatandaşın oyları ile iktidara gelenler, vatandaşın çıkarlarını düşünmek zorundadır. Bunun başka bir yolu yoktur. Geçen hafta bir resmi kurumda arkadaşlar ile sohbet ederken, bir arkadaşımız “en düşük memur maaşı 22.000 lira olacakmış” diye seviniyordu…
Maaş 22.000 olmuş ne olacak?
Bir kilo et 500 lira olursa et yedirebilecek misin çocuğuna?
Et yemeyelim sorun çözülsün öğle mi?
Bir ekmek 20 lira oldu mu ne olacak?
Mesela tam takım bayramlık alabilecek misin çocuğuna?
Tatil planın var mı?
Kurban kesmeyi düşünüyor musun?
Bu sorular uzar da gider, söylenecek çok söz var, sen cevaptan haber ver…
Ne diyordu Fransız kraliçesi Marie Antoinette? “Ekmek bulamıyorlarsa pasta yesinler!..” Pasta yesinler sevgili okurlarım. Ekmek bulamazsa pasta yesinler.