Mensubu olmaktan her zaman gurur duyduğum Turan Ailesi; Elazığ Kültür hayatında ve Basın Camiasında derin izler bırakmıştır. Cumhuriyetin ilanından bu yana, taşımış olduğum milli ve vatanperver çizgisine asla taviz vermeden, ilkeleri ve mesleğin ahlakını gelecek kuşaklara aktarmıştır. Eski tabirle Basın Mektebi diyebileceğimiz bu aile işletmesinde; nice yazar, nice fikir adamı, nice Elazığ sevdalısı düşüncelerini paylaşmış, fikirlerini dile getirmiş ve Elazığ için az çok bir şeyler yapmaya çalışmışlardır. Ailenin üçüncü kuşağın en son evladı olmamdan dolayı; babam Celal Turan’ı çok küçük yaştayken kaybetmemden dolayı, bazı noktalarda bu müthiş okuldan gerektiği gibi faydalanamadığımı açıkça belirtmek isterim.  Vefatının üstünden 10 yıllar geçtikten sonra bile sevgi saygı ve rahmet ile anılan bir babanın evladı olmaktan gurur duyuyorum. İnsanlara zorla methiye dizdiremezsiniz…

Ölüp gitmiş bir insanın ardından, yaptığı bir iyilik hatırlanıp rahmet okuturken; belki olacak ufak bir kalp kırıklığı geride suskunluk bırakabilirdi!..

Çok şükür ben babamın adının geçtiği hiçbir yerde bir suskunluğa şahit olmadım. Hep sevgiyle övgüyle takdir edildi. Efendiliği ile yardımseverliği ile rahmetle anıldı…

Bana hep “4 kardeş içerisinde babanın yeri çok farklıydı” denilip, bana gülen gözlerle baktılar… Mekânı cennet olsun. Rahmetli Kemal Turan amcamın da iş disiplini mükemmeldi. İş ile ilgili bir anayasa yazılacak olsa, Kemal Turan’ın çalışma prensipleri, düzeni, dürüstlüğü ve çalışkanlığı rehber edinilirdi. Babam Celal Turan’ın vefatından sonra İstanbul’a giden ve orada sıfırdan bir matbaa kuran ve onu çok güzel yerlere taşıması zaten bu sözlerime bir tasdik niteliğindedir…

Büyük amcam ismet Turan rahmetli dedem ile ve Kemal amcam ile gazetenin temelleri atılması sırasında büyük emekleri olmuştur. Bir diğer amcam Turan Turan’da genelde ailenin dış işleriyle ilgili halkla iç içe olan sevilen, saygı duyulan bir simaydı…

Onun yardım hikâyeleri bitmez, sevgiyle anılırdı. Tüm emek verenlerden, Ahrete intikal edenlere cenabı Allahtan rahmet dilerim…

     Günümüze geldiğimizde ise artık birçok şeyin eskisi gibi olmadığını söyleyebilirim. Mesleği, halka ya da hakka hizmet için değil; şahsi menfaatleri için kullanan belli bir zümre olduğunu görebiliyorum. Bunların toplumda bir ağırlığı olmasa da kendilerine verdikleri gazeteci süsü, renkli hayal âlemlerinde parıldayan günlük menfaatleriyle başları dik ve mağrur bir eda ile bu memlekette boy göstermekteler…

Ne diyelim varsın böbürlenen böbürlenme gezsinler…

Kendilerinden sonra kurdukları bu menfaat çarklarının ne hale geldiğini hepimiz görürüz…

Gönül ister ki halka ve halka hizmet etsinler…

     Medyanın demokratik toplumlarda önemi çok büyüktür. Medya, görevini layığı ile yerine getirdiği zaman, çarkların arasında adeta bir ahenk oluşturup, işlerin kolaylaştırılmasını sağlarken; şayet bir gruba, bir partiye, bir kişiye, bir çıkara hizmet ediyorsa topluma en büyük zararı da yine medya verir. Yanlış bilgilendirilen ve yanlış yönlendirilen halk doğru tercih yapamaz hale gelir. Bunun içindir ki TURAN GAZETESİ 95 yıldır halkın ve haklının yanında olarak, Devletin ve Milletin çıkarlarını her şeyin üstünde tutarak bu millete hizmet etmiştir. Onun için unutulmamıştır. Onun için değerlidir. Onun için kalplerde yer etmiştir.

Çok yaşa TURAN GAZETESİ…