“Bir insanın, en candan, en hararetli bütün girişimlerinin yüzde yüz boşa gitmesinde bir hikmet var mıydı, neydi?” “Zamanı geldi mi bir çare bulunacaktı kuşkusuz!” demişti Knut Hamsun, iktisat teorilerini altüst eden “Açlık” eserinde.

    Bir de şu an içinde yaşadığımız ekonomide, teorileri zorlayan bir tüketim alışkanlığı devam etmekte; servetleri artanların ve servetlerinin arttığını zannedenlerin tüketimi ile enflasyonun katılığına hizmet etmeleridir. Servetleri içindeki gayrimenkullerin değer kazanması, portföylerindeki altın ve mevduat kazançları ile tüketimlerinde israfa yönelmeleridir.

    Bir ürünün veya varlığın fiyatı arttıkça o ürüne karşı talebin artması, bir servet etkisi olarak değerlendirilebilir. Artan harcama, gelirdeki büyümeye bağlanabilir; fakat buradaki talep, zenginlik etkisinden ziyade servet etkisi ile israf harcamalarında bulunmalarıdır. Varlıklı ve varlıksız kişilerin tüketimini artırması ile fiyatların aşağı gelmesini önlemektedirler.

    Ekim ayı enflasyonu beklentiler üzerinde gelmiştir. Buna neden olan faktörlerden biri gıda enflasyonunun yüksek çıkması, bir diğeri ise giyim enflasyonunda %14,6 artış olmasıdır. Hizmetler enflasyonunda gerileme görülmesi ise mevsim etkisi olarak değerlendirilebilir.

    Harcama kalemlerinde ithal ürünlerinin tüketimi artmaya başlamış ve bu durum bir başka tehlike sinyali oluşturmaktadır.

    İspanya’da meydana gelen sel felaketiyle tüm halk, cadde ve sokakları temizlemek için seferber oldu. Bizim de enflasyonla mücadele ederken halkımızın desteğine ihtiyacımız bulunmaktadır. Ekonomi alanında alınan kararlara rağmen, enflasyonda beklenen hızlı düşüşün oluşması için serveti artanların da gıda tüketiminde israftan kaçınmaları gerektiği gibi, sosyal yardımlaşma ile gelir dağılımı eşitsizliğini hafifletmeleri gerekmektedir.

    ABD’nin yeni başkanı Donald Trump’ın yeni ekonomi politikaları beklenmekte; seçim vaatleri içinde ithalata uygulanacak ek gümrük vergileri, gümrük tarifelerini artırma, iklim değişimine yönelik iptaller ve Paris Anlaşması’ndan çekilme bulunuyor. Trump, seçim öncesi ve seçildikten sonra dünyadaki savaşların azaltılmasına, demokrasinin gelişimine desteğini yineledi.

    Ülkeler arasında ekonomik bir savaş başlayacağı kesin görünmektedir. Gümrük tarifesi; uluslararası ticarete konu olan bütün mallara uygulanan vergileri belirleyen listelerdir.

    Çin’den gelen mallara %60 vergi uygulayacağını, diğer ülkelere ise %10-%20 vergi uygulayacağını seçim vaadinde bulunmuştu. Bu vergi ve tarifelerin uygulanması ile AB bölgesi ekonomisinin tam bir durgunluğa girebileceği, Almanya otomotiv sektörünün uygulanacak vergilerden olumsuz etkileneceği tahmin edilmektedir. İngiltere için ise daha zor bir sürecin başlayacağı bekleniyor.

     Avrupa Bölgesi ve İngiltere’nin ekonomisinin durgunluğa girmesi bizi de olumsuz etkileyecektir.

    Trump’ın ilk başkanlık hükümetinde buna benzer dış ekonomik tedbirleri uygulamış, sonuç olarak verimlilik elde edememiş, enflasyon artışı ile karşılaşmıştı. Uluslararası ticarette diğer ülkeler de ABD’ye karşı vergi getirebilir. En son gelen haberlerde, ABD bu vergileri uygularsa, Çin’in stratejik ihracat kısıtlamaları ve ABD’li şirketlere yaptırımlarla karşılık vermeye hazırlandığı belirtiliyor. Bu ticari savaş ile tüm dünyada verimlilik düşebilir ve ticaret aksamaya başlayabilir.

    ABD bu ekonomik tedbirleri uygularsa, diğer ülkelerin ekonomisini ve satın alma gücünü azaltacağı için iPhone 17 ve diğer serilerde satışlarının düşeceğini söyleyebiliriz.

Hayırlı haftalar dilerim.