EBE SEHER DOĞURTUR, HÜLYA MURAT OKUTUR

Bu aralar ben de yatim mi ne?

Geçen gün, yıllardır Elazığ’da söylenip gelen bir sözü duydum ve içimden yav ben bunu nasıl kaçırmışım diye dizimi dövdüm…

Hadi o zaman sizi fazla merakta bırakmıyam ve hemen mevzuya girem. Malum işte geçenlerde şehrimizde kitap fuarı düzenlendi ve bende iki kitabımla fuara katıldım. Fuarlardan bana çok yazı çıktığını da belirteyim.

9 gün boyunca Hülya Murat adlı çok değerli bir hocamızla yan yanaydık. Kendisi Elazığ Lisesi'nin efsane hocalarındanmış. Ben Ticaret Lisesi mezunu olduğum için kendisini tanimidim. Muhabbetimiz artınca ve ziyaretçileri de hep bilinen, meşhur kişiler olunca merakımı çekti ve soruşturmaya başladım. Arkadaşlardan biri bana, ‘’Sen nasıl Hülya hocayı bilmiyorsun? Onun için söylenmiş meşhur bir söz bile var’’ dedi.

Meraktan çatlayacağım...

Arkadaşıma, ‘’Gardaş hele söyle söyle de cahilliğimizi giderek’’ dedim ve ‘’Ebe Seher doğurtur, Hülya Murat okutur’’ sözünü öğrendim… 

Görisiz işte, ben böyle bir efsane sözü kaçırmışım!

Kitap fuarı sayesinde bunu da öğrenmiş olup, Hülya hocam gibi çok değerli bir insanı yakından tanıma fırsatı buldum. Buradan Hülya Hocama ve okuttuğu talebelerine selamlarımı sunarım.

****       ****     ****     ****

KAZAKİSTAN

Yer Fırat Üniversitesi…

Program ise Uluslararası Kürsübaşı ve Kültür Gecesi…

Zevkle programı izlik hem de ben en önde protokol bölümündeyim. Hadi bana aferin deyin!

Nasıl mı oraya düştüm?

Ne bilem işte her şey aniden oldu…

Ben bile şaşırdım.

Burada ne arim diye...

Yumuşak koltukta, en önde program izlemek bayağı hoşmuş ha!

Gelelim esas mevzuya.

Kazakistan ekibi sahne aldı ve sahnedeki sanatçı kardeşimiz bir soru sordu. Soruda şu; ‘’Kim Kazakistan hakkında bir cümle konuşursa hediye vereceğim…’’

Salon ful dolu.

İzleyicilerin çoğu da üniversite öğrencileri.

Kimseden çıt yok.

Kazak kardeşimiz şok.

Neyse, zor bela iki kişi bir şeyler söyledi.

Diyeceğim o ki eğer soruyu soran bir Amerikalı, Alman, İngiliz veya İtalyan olsaydı bülbül kesilirdik!  Ama ne yazık ki Gardaşımız olan bir Türk ülkesini tanımadık ve iki kelam edemedik…

Oğuz Kağan, Bilge Kağan, Kürşad ve Sultan Alparslan… 

Affedin bizi!

Oldu bir hata.

Söz çalışacağız, tüm Gardaşlarımızın kurmuş oldukları ülkeleri beynimize işleyeceğiz.

Atı, Oku, Kımızı, Altayları, Tanrı Dağlarını, Ergenekon Destanını ve Türkistan Bozkırlarını gelecek nesillere aktaracağız.

****       ****     ****     ****

ALTIN MERAKI

Çok sevip saydığım bir tanışım var. Yalnız bir huyu var, ne zaman iki lafın belini kırsak hemen lafı altına getiri. Geçenler de, seni ziyarete geleceğim ve gelirken de sana ev yapımı cevizli baklava getireceğim deyince ‘’İçine çeyrekte koy’’ dedi. Ben de ‘’Evlen sana gram altın takayım. Baklavanın içine çeyrek koysam boğazın da kalabilir’’ dedim. Şimdi bu ahbabıma ‘’Sana yoğurt ikram edeyim’’ desem kesin yoğurtun içine de çeyrek koy diyebilir.

Aklıma bir soru takıldı.

Geçmişte fırınlardan biri ekmek satışlarını arttırmak için ekmeğin içine çeyrek koyduk demişti. O zaman altın ucuzdu. Diyim ki acaba ahbabım çeyrek altınlı ekmeği bulmak için her gün onlarca ekmek almış olabilir mi? Ne bilem işte merak ettim…

****       ****     ****     ****

ÇÜRÜK DİŞ

Saçlarımız dökili…  

Dişlerimiz dökili…

Yorgunluktan her tarafımız dökili…

Aynı 64 model arabalara benzedik, bir kaporta sağlam…

Birkaç tane dişim çürümüş, çektirem dedim.

Tekine Bin TL istediler…

Pazarlık ettim, birden fazla olduğu için sürümden kazanırız deyip 800 TL'ye düştüler.

Bende baktım sayı arttıkça fiyat düşi, Gardaş birkaç tane de sağlamlardan çekin bari ucuza mal olsun dedim.  

Olabilir dediler ve düşünme aşamasındayım.

Bir de size soram, ne diyisiz? Bir tane de sağlam dişi feda edem mi?

Zaten bu yaştan sonra dişlemekte hayal oldu, artık emerim.

Zaten dünyaya geldiğimizde de ilk işimiz emmek değil miydi?

Ne var işte, dönüşte de eme eme gideriz.

HAFTANIN FOTOĞRAFI:

Ekran Görüntüsü 2024 12 30 125333