Yıl: 95 Sayı: 21837
Kifayetsiz muhteris kıskançlara karşı bir asır.
1 Mayıs 1930 tarihinde Merhum İhsan Turan tarafından kurulan Turan Gazetesi, Türkiye’nin en eski 4. Gazetesi olarak yayın hayatına devam ediyor.
Gazete kurulduğu günden itibaren Elazığ’ın basınında birçok ilklerle imza attı. Yerel ve ulusal çok sayıda Gazeteci yetiştiren Turan gazetesi Elazığ basının amiral gemisi olarak bilinir.
Ülkemizin ve şehrimizin en sıkıntı dönemlerinde aksiyon alarak lokomotif olan Turan gazetesi, her darbe sonrası şehrin kalkınması ve tanınması yönünde üstlendiği misyonla şehre olan sorumluluğunun bilincinde hep ilklere imza attı.
Merhum İsmet Turan’ın teklifi ile bir dönem Turan Gazetesi’nde muhabirlik yaptım. Bu dönemde İsmet Turan’ın şehrin kalkınması için verdiği mücadeleye şahit oldum.
1984 Yılı’nın sonlarına doğru kıymetli ağabeyim Murat Turan ve kardeşi Eşref Turan ile tanışma imkânı oldu.
Murat Turan, şehrin spor, sosyoekonomik, siyaset ve birçok STK’larında görev alan özveri ile kazandığını bu şehre veren sıkıldığında Aref bombası atarak kaçanlardan hiç olmadı. Tek satırlık adamlara roman olmadı.
Yüksek hoşgörü ve sorumluluk bilinciyle, kendine gazeteci süsü verenlere, küçük adamlara patolojik tiplere bile sabırla yaklaşarak, “Hakk’ın hatırı halkın hatırından her zaman âlidir” anlayışı ile hareket etti. Drakula siyasetini bilmeyen Murat Turan ağzı ishal olmuş decallere asla pirim vermedi ve gazete yayın hayatına devam ediyor.
Kadim dostum Eşref Turan ise, kör savaş baltalarıyla değil akıl ve mantıkla hareket eden, fırsat eline geçtiğinde Nemrut ve Firavun kesilenlerden hiç olmadı. Cesareti, omurgalı duruşu, kendisine ayar vermeye kalkanların anında ayarını bozup, suyu getiren ile testiyi kıranı iyi ayırt edebilen, nezaketli, tefrikayı husumete dönüştürenlerin rüzgârını kesen efsane bir gazeteciydi.
Kendisi ile Fırat Havzası Gazeteciler cemiyeti yönetim kurulu başkanı iken uzun yıllar çalıştım. En ufak kasırgada satmayan, saflarını belirlemiş gecesini gündüzünü aziz millete adamış Elazığ basınına adını altın harflerle yazdırmış biriydi.
FHGC başkanı iken “Terörü telin” mitingi düzenleyerek, 150 Bin kişi bir araya getirip, tarih yazan Eşref Turan, efsane başkan olarak tarihe geçti.
Emekli olduktan sonra eşi ve çocuklarıyla İstanbul da yaşayan Eşref Turan’a bu şehir çok şey borçlu.
Kendisini minnet duygularımı iletiyorum.
Evet, Turan gazetesinin tarihinden yolla çıkarak son neslin temsilcilerini ele alırken, Mert Turan’ı unutmamak gerekir. Murat Turan ailesinin yollundan giderek iletişim eğitimini alarak Turan Ailesinin diplomalı en genç iletişim uzmanı. Yetenekli, çalışkan kıvrak zekâsı, ailesinin kendisine yüklediği misyonla ne yaptığını bilen gelecek vaat eden son nesil temsilcilerden biri. Yolu bahtı açık olsun.
Bakınız; Turan gazetesi kısa bir ara sonrası yeniden okuyucularıyla yolluna devam ederken, Gazete yüreği vatan ve millet için çarpan, ülkesine ve bulunduğu şehre bir şeyler kazandırmaya devam ediyor.
Köklü geçmişi ile sadakatlerine uygun bir dille gerekli eleştirileri güç devşirmeden yaparak, şehrin gündemini belirlemeye devam ediyor.
Ezcümle; bu kadar fedakârlığa rağmen görüyoruz ki, güç dalkavukları çekiyor, sadıkları değil. Sadıkları yanında tutanlar yarın dengeler değiştiğinde yüreği vatan ve millet için çarpan ülkesine bir şeyler kazandırmaya çalışanları kayıp eder. Parası ile itibar satın almaya çalışanlar cebine koyduğu üç-beş kuruşla çıkardığı “zoturik” dört beş sayfa neşriyatla. İtibar kazandıklarını zannediyorlarsa yanılıyorlar.
Hayatında hiç iki kaşıkla yemek yemeyen Turan ailesi, çok rahat konuşur çok rahat yazar. Tek satırlık adamları da bu şehre roman yapmaz.
Selam Dua ve Bayrak ile kalın.