-Yine mız mız sıkıntı, yine hep vıdı vıdı
Yine hep televizyon, yine hep Ortadoğu-
(Hasan Hüseyin)
Özetleyelim;
Dünya yüzölçümünün yaklaşık yüzde 30’unda Müslümanlar yaşıyor. Bunlardan yalnızca 2-3 tane ülke insanca yaşama koşullarına sahip. Bu şanslı ülkelerden biri de Türkiye.
Müslüman nüfus yaklaşık 1,5 milyar.
Dünya nüfusunun yüzde 25’ini Müslümanlar oluşturuyor.
İslâm ülkelerinin milli hasılaları yaklaşık 5 trilyon dolar. Bu da dünyada bir yılda yaratılan hasılanın yüzde 10'u.
Zengin Müslümanların, salt zevk ve eğlence için, Chelsea, Manchester City, PSG gibi takımlara yüz milyonlarca dolar akıtıp, kardeşlerinin açlıktan, bombalarla, katliamlarla ölümlerine seyirci kalmaları ne anlama geliyor?
Neden Müslüman ülkeler, din kardeşlerine yeterince kucak açmıyor, mülteci kabul etmiyor?
Neden huzuru, cenneti kendimizde bulamıyoruz?
Neden “hoşgörü”den, “felah” ve “selah”tan, insanca yaşamaktan uzağız?
Neden Orta Doğu cehennemden farksız?
Neden tüm yukarıda sayılan değerleri, Batı memleketlerinde arıyor, Avrupa'ya, ABD'ye kapak atmaya çalışıyoruz?
Kuran'ın, Peygamber’in anlattığı, öğrettiği "din" ile bugün gördüklerimiz nedir?
İslamiyet’i, yalnızca kızlarımızın giysileri üzerinden değerlendiren, esasa girmeden, biçime ve usule indirgeyen; bilgi, aklı ve ahlakı aklına bile getirmeyen, "Hiç bilenle bilmeyen bir olur mu?", ayetinden, peygamberin 'İki günü eşit olan zarardadır" sözünden habersiz, aynı dinden olanların birbirini yok edip, bundan övünç duyduğu, birbirini yok etmeyi cihat sandığı bir topluluk bugünkü durumunu anlayabilir mi?
Türkiye'yi de sayarsak “hamaset” dışında bir çözüm üreten bir tek Müslüman ülke var mı?
Beddua etme, savaş yeminleri haykırma, Kudüs resimleri, Necip Fazıl şiirleri paylaşma ve boş tehditler, kısaca "hamaset" dışında ne yapıyoruz?
Sürekli "hırka", "hurma" örneğini verdikleri, şatafattan uzak, yalınlığı seven peygamberi anlatıp, lüks içinde, uçaklarda, konvoylarda, yabancı marka elbiseler içinde, arabalarda gezen, hep tüketen samimiyetsizlere baktıkça bunun yıllarca süreceğini söylemek falcılık sayılmaz...
Filistin’in kanayan yarasına merhem olamadığı, olamayacağı halde, iç politika malzemesi yapanları gördükçe her gün daha da uzaklaşıyoruz çözümden.(*)
Yıllardır bugünkü gibi katliamlar, ölümler duyduğumuz Filistin, yukarıda saydıklarımın bir sonucudur ve Arapların görmezden geldiği üvey çocuğudur.(*)
Tüm Arap coğrafyası artık görgüsüzlük, erdemsizlik, uşaklık, ahlaksızlık, kavga, ölüm ile anılıyor. Bu ülkeler içinde günümüzün çağdaş devlet ilkelerini uygulayan, uygar sayılacak bir tane bile ülke yok.
Oysa, bu coğrafya, bundan bin yıl önce bilimin merkezi idi, sayı sistemi, gezegenlerin keşfi, matematik, şiir, coğrafya, tıp, cebir bu coğrafyadan, bu insanlardan çıktı.
İki günü aynı olmayı zararda sayan bu dinden olanlar şimdi neden mağara insanından bile geriye, Batı uşaklığına düştüler?
Bugün, Araplar, zevk için futbol takımlarını milyar dolarlara alıp, bol yıldızlı oteller, kumarhaneler açıp, beş yüz valiz ile tatile çıkıp, mankenlerle aşk yaşayıp, statlara, hava taşımacılığı şirketlerine adlarını verip, kendilerini eğlendirirken, öz kardeşlerinin çoğu birbirini kesiyor, ölüyor, öldürüyor, öldürülüyor, açlıktan kırılıyor, ırzlarına geçiliyor...
Neden bu insanlar, Suriye'de Müslümanların üzerlerine Batı'nın attığı bombalara sevinip "içimiz soğumadı", "bombalama memnuniyet verici ama yetersiz" diyebiliyorlar.
Bugünkü Orta Doğu ve yakın geçmişteki I. ve II. Dünya savaşları gösteriyor ki, ulusların birbirini yok etmeye, boğazlamaya çalıştıkları dönemlerde "din"in hiçbir önemi yoktur. Ulusların çıkarları, dinden de insanlıktan da üstündür.
Orta Doğu insanına göre, uygarlık ya da çağdaşlaşma din dışı bir ahlaksızlık, ruhlarımızı baştan çıkarmadır, öteki dinlerin, kadınlara, gençlere, çocuklara, aileye, dine bir saldırısıdır, yok edilmesi zorunlu bir düşmandır.
Yine onlara göre, tüm sorunların nedeni, kâfirler ve onların yerli taklitçileri olup, tek çözüm de Batıya karşı savaşımı sürdürmek ve dinsel yönetime ve geleneklere dönüştür.
Bugün İslam dünyası hiç sorgu ve özeleştiri yapmadan, hiç sağlıklı düşünmeden zamanını boşa harcıyor.
Irak, Yemen, Suriye, Filistin, Lübnan vb. gibi, bilimden, akıldan, çalışmadan ve insanlıktan uzak Orta Doğu ülkelerinin, -İsrail, ABD, Batı olmasaydı bile- birbirlerini sonsuza dek yiyecekleri, yok edecekleri açık.
Korkutucu olanı, bizi de Orta Doğu ülkesine dönüştürmeyi tasarlayanların amaçlarına ermeleri artık an meselesi...
Cem BAayındır / 14 Mayıs 2018
(Alıntı: *Ağlama Gazze, Cumhuriyet gazetesi, Mahir Aydın, 13 Ocak 2009)