Değerli okurlar; bu yazımdan sadece küfre uşaklık eden satılmış kalemler rahatsız olabilirler...  Olsunlar da, bu memleket için çalışan, amacı ve gayesi memlekete fayda verme düşüncesi ile hareket eden her kim olursa olsun başımızın üstünde yeri var... Ancak kendi menfaatleri ve şahsi çıkarları uğruna, nemalanamadığı için şehrin geleceği adına çalışan insanlara köstek olan ve fitnelik eden her kim varsa bu yazımdan istediği kadar rahatsız olabilirler... 

Elleri-ağızları, gözleri-kulakları, dilleri-dudakları yaratılış gayelerinden fersah fersah uzak ve âdeta nankörlüğe kilitli; eller memnû meyvelerde, ağızlar harama açık duruyor; gözler başkalarının kusur müfettişi... Yalan revaçta, hıyanet âdiyattan bir şey, hakkın ismi var sadece; adalet "sayyâd-ı bîinsaf"ların hazırladığı kapanların önüne saçılmış birkaç dane gibi bir şey; vefa Kafdağı'nın arkasında, ahde hürmet unutulup da bir köşede kalmış; buna karşılık haksızlık firavunları utandıracak dorukta. Makam sevgisi, şöhret hissi, rahat etme düşüncesi, vatanperverlik duygusu boyunlarında âdeta çelikten bir kement; her biri birer gayya olan bu duygulardan bir türlü kurtulamıyor ve mahiyet-i nefsü'l-emriyelerine göre kendileri olamıyorlar. Dünya ve ukbâ kazancı adına ne ciddî bir hesap ne de tutarlı bir plâna sahipler. Kazançlar kuşağında sürekli kaybediyor; kaybederken de muhtemel daha kötü durumlarla teselli olmaya çalışıyorlar. Zamanı suçlama, şartlara lânetler yağdırma da ayrı bir avunma yolu. Çoğu gafil, bedbin, dünsüz-yarınsız sefil birer hâlzede gibi aktüalite ile iç içe. Her hâllerinde âlâyiş, gösteriş, köpük köpük hevâ ve heves; sürekli zevk u sefâya, makama, mansıba, şöhrete, şana ve dünyevî hülyalara oynuyorlar. Ruhlar meflûç, kalpler kötürüm, basîret âmâ, düşünceler kirli, davranışları da tam buna göre... Gece ve gündüz gibi iki yüzlü yaşıyor, ak görünüyor kapkara davranıyorlar; idare ve siyaset deyip hem ışık türküleri söylüyor hem de karanlık ağıtları mırıldanıyorlar. Devirlere, dönemlere göre renkten renge giriyor, bukalemunları şaşırtacak mârifetler sergiliyor ve aldatmayı beceri kabul ediyorlar. 

Kimler mi değerli okurlar; Güya kalemler, ellerinde ki kalem, kırtasiyede satılan 3 Kuruşluk kalemden daha ucuza satılmış... Yedikleri her pisliğin üzerini şerefleriyle orantılı 5 paralık kalemlerinden akan Fitne irinleriyle kapatmaya çalışıyorlar...

Bu memleketin şu an içinde bulunduğu bu acınası durumun en büyük sebebi Şerefi cebine giren PARA ile orantılı peşin satılmış kalemlerdir... 

Eskiden en azından çorbacı, yemekçi yaftası ile mimlenen bu "bazı" kalemler, şimdilerde her türlü etikete hazır ve nazır şekilde atını oynatıyorlar... 

Bu memleketin geleceği için; fitne tüccarlarının aramıza nifak tohumları ekmesine izin vermemeli, birliğimize, beraberliğimize, kardeşliğimize ve ilimizde ki huzur iklimine çok güçlü bir şekilde sahip çıkmalıyız. Esen kalın kıymetli okurlar...