Kıymetli okurlar; makam-mevki her zaman için gelip geçicidir. Mevkiniz ve makamınız ne kadar büyük olursa olsun, ‘İnsani sıfatları’ üzerinde taşımıyorsan makamın hiçbir önemi yoktur. Elazığ küçük bir şehir. Hemen hemen herkes birbirini çok iyi tanır. Yani Elazığ’da hiçbir şey kolay kolay ‘gizli’ kalmaz. Yani Elazığlı; ‘çorap öreni’ de o çorabın ‘kimin başına’ örüldüğünü de çok iyi bilir. Maalesef ve üzülerek belirteyim ki; insanların, insanlıkla arasında ki uçurum her geçen gün büyüyor. Yaratılanların ‘en şereflisi’ olan “bazı” insanlar maalesef insanlıkla bağdaşmayacak davranışlarda bulunuyor, kendi menfaat ve çıkarları uğruna ödün vermemesi gereken şeylerde şuursuzca ödün verebiliyorlar.
Bu memleketin kazanması, insanların rahat etmesi adına görev ifa etmesi gerekenlerin, kendi menfaatleri uğruna ‘insanlıklarından’ ödün vermeleri gerçekten içler acısı bir durum. Dedim ya; bir lokma helal ekmeği için kimseye eyvallah etmeyen, Şehidini, vatanını, milletini, bayrağını kendi canından ‘aziz’ bilen bir milletin evladı olarak hiçbir zaman haksızlık karşısında susan dilsiz şeytanlara, kendi çıkarları uğruna garibanların ekmeği ile oynamaya çalışanlara, millet canını dişine takıp vatan savunmasına geçerken ‘keyif’ çatanlara ve bunlara benzer insanlıkla, adamlıkla bağdaşmayan huyları bağrında barındıranlara eyvallah etmedim ve asla da eyvallah etmeyeceğim!...
Bu memleketin ekmeğini yiyip, suyunu içen, havasını soluyan ve her türlü nimetinden faydalanan “bazı” insan görünümlü mahlûkların durumu gerçekten insanı çileden çıkarmaya yetiyor hatta ve hatta artıyor bile…
Bizim işimiz; vatandaşın sıkıntısını en doğru şekilde haberleştirmek ve ilgili kurumların dikkatine sunarak o sıkıntıyı çözüme kavuşturmak. Bizim işimiz; gazeteci olmaktan önce adam olmak. Bizim işimiz; konu vatan, millet, bayrak olduğunda gözümüzü kırpmadan canımızı vermek. Bizim işimiz; onun bunun ekmeği ile oynamak değil, insanların ekmek yemesine vesile olmaktır. Yani 20 yıllık gazetecilik hayatımda ‘gözümü budaktan’ sakınmadım. Bu saatten sonra mı sakınacağım? Hayır sakınmayacak; şimdiye kadar olduğu gibi bundan sonra da Elazığ ve Elazığlının hizmetinde, doğrunun yanında, yanlışın karşısında ‘hayatım’ pahasına da olsa olacağım!
Ve ben şerefle 20 yıldır yaptığım bu mesleğimi Rabbim ‘emanetini’ alana kadar yine şerefle yapmaya devam edeceğim. Mesleğini ‘şerefiyle’, ‘helaliyle’ yapanlara selam olsun. Rabbim bizleri doğru yoldan ayırmasın, helalden şaşırmasın, haramdan uzak tutsun ve her daim ‘mesleği’ adamlığından ‘önce’ gelenlerden ırak eylesin.
Esen kalın kıymetli okurlar…