MEZARLIK MESELESİ!                                                                                                                                                                

Her Elazığlı’nın bilmesi gereken bir bilgiyi açıklıyorum!

Ailenizin tapulu bir mezarlığı varsa ve bu mezarlık aileden herhangi birinin adına kayıtlıysa (Amca, Gardaş, Dayı, Teyze vs.) bir cenazeniz olduğunda defin için mezarlığa gidip, izin alıp defin işlemlerini yapmaya başlarsanız, tapu kimin adınaysa o isimden izin kâğıdı almanız şart. O kişi de rahmetli olmuş ise onun varislerinden birinden izin kâğıdı almazsanız cenazeniz eliniz de kalır haberiniz olsun.

Bu uygulamayı Belediye meclis kararıyla başlatmışlar. Benim babamın dedemin mezarlığı diyemezsiniz. Kesinlikle mezarlık tapusu kimin adınaysa ondan izin alacaksınız. Kısa bir araştırmadan sonra belediyenin bu konuda haklı olduğunu öğrendim, zira bu konu hakkında bir sürü mahkemelik olaylar olduğunu hatta mezardan ölünün bile çıkartıldığını söylediler. Bu kargaşanın giderilmesi için de böyle bir meclis kararı alınmış.      Niye bunları yazdım. Benim başıma geldiği için. Mevzuyu bilin ki hazırlıksız yakalanmıyasız! Benim gibi çoğu kimsenin de bu konudan haberi yok, başımıza gelince öğrenmiş olduk…

Mezarlık tapusu kimin adınaysa onlarla iyi geçinin. İzin vermezlerse cenazeniz eliniz de kalır ve bizim dediğiniz mezarlığınıza ölülerinizi gömemezsiniz.

***  ***  ***

TEKSAS...

Bu şehirde silah taşıma yaşı o kadar düşmüş ki nerdeyse emziği bırakanlar silah taşımaya başli! Nereden bulilerse bulanlar tabanca onu bulamayanlarda bıçak filan taşi! En ufak bir tartışmada silahlar havada uçişi, olay bitince de nasıl olise silahlar buhar oli! Yan baktın, düz baktın diyerek havadan, sudan bahanelerle hemen sıkmaya başliler. İkaz için belden aşağı. Genel de zavallı ayaklara ardından intikam için belden yukarı öldürmek kastıyla sıkılan tabancalar…

Birileri şehir de ki silahları bulup, toplasa herhalde bir orduya yetecek kadar silah toplanır. Daha ruhsatlı mı? ruhsatsız mı? onu da Allah bilir! Eğer çok sıkı tedbirler alınmazsa yakında şehir de Amerika’nın vahşi batısın da ki gibi sokak ortasın da düellolar başlıyabilir. Acilen bu işleri kontrol altına alacak kahraman bir şerife ihtiyaç var!...

***  ***  ***                                                                      

YANGIN

Sağdan soldan telefon açıp soriler, ‘’Yav Abe Elazığ’da İMAMOĞLU’nun yaptırdığı okulu yakmışlar doğru mu?’’ diye, ben de şöyle cevap verim, ‘’Gardaş yok öyle bir şey, elektrik kontağından konteynır alev almış ona da itfaiye anında müdahale edip söndürmüş, nerden çıkarisiz bu saçma haberleri?’’

Birileri Elazığ üzerinden prim yapıp nemalanmaya çalişi ama kusura bakmayın Elazığ’dan kötü niyetli kişilere ekmek çıkmaz! Okulu İMAMOĞLU cebinden yaptirmi, İstanbul halkından toplanan paralarla yapıli ve İMAMOĞLU’da buna vesile oli! Kısacası İstanbul halkının parası başka bir yörede ki halk içi harcani… Elazığ asla nankörlük yapmaz, yapanı da affetmez ve bir şekilde cezalandırır. Onun için kötü algı oluşturmaya çalışanlar başka kapıya gitsin, o okul yapılacak.

***  ***  ***                                                                                                                                                                                   

BEDAVA MUAYENE

Geçen hafta gazeteci adaşım Yücel Çakmak köşe yazısında benimle ilgili, ‘’İş yerin de alışverişe gelen doktorlara para vermeden ayak üstü bedavadan kendini muayene ettiri’’ diye yazınca bende bir hastalık olduğunu zanneden yakınlarım geçmiş olsun telefonları açmaya başladılar. Özellikle sülalemizin Medarı iftiharı halamızın gelini ve bizde emeği çok olan Saniye GÜLER yengemiz telaşlanıp beni arayarak durumumu öğrenmeye çalışınca çok duygulandım. Teşekkürler yengemiz ellerinden öperim…

Bir çift lafım da Yücel Adaşıma olacak, Gardaş hastanelere gidince doktorlar neyin var, şikâyetin ne deyip ayak üstü iki ilaç yazıp göndermiler mi? Sen de hastane tecrübesi olan ve yattığın hastaneler de bunu yaşayan biri değil misin? Hatta ayağının fotoğrafını çekip, doktora yollayıp, muayene ettirip teşhis koyduran da sen değil misin? Sen fotoğrafla muayene olisin, ben ise canlı canlı! Hiç değilse doktor bizzat beni göri, nefes al ve nefes ver, öksür diyi ve teşhisi koyi…

HAFTANIN FOTOĞRAFI: