MÜZE

Elazığ’ın müze fakirliği son yıllarda özellikle belediyemizin girişimleriyle zenginliğe dönmeye başladı. Musiki ve Basın müzelerimiz yapılınca koşa koşa gidip gezdim ve fotoğraflarını çekip paylaştım. Müzeye hasret hemşerilerimizde baya bir ilgi gösterdiler. Şimdi heyecanla beklediğim iki müze girişimi var biri istasyon caddesinde eski tiyatro binasının yerinde yapılacağı söylenen müze, diğeri ise eski hükümet konağının içinde yapılacak kent müzesi…

Bu arada bende kent müzesine elimde dededen, babadan kalma bazı antikaları vermeyi düşinim.

Geçenlerde bir haber okudum, talebeler su ürünleri enstitüsü binasında bulunan bir müzeye götürülmüş. Buranın varlığından her ne kadar gizli olsa da (saklı müze) haberdardım. Çok eskiden bir iş için oraya gidince orda görevli bir ağabeyimiz seni gezdireyim dedi ve bu sayede gezdim. Barajdan, gölden çıkarılan çeşitli canlı türleri akvaryumlarda ve kavanozlarda sergilenidi. Aklımda kalan en ilginç canlı türü ise iki başlı ufak bir su yılanıydı. Şehrimizin dört bir yanı sularla çevrili olunca, haliyle bu sulardan çıkartılan canlılar için bir müzenin olması gayet normal. Liman müdürlüğümüz bile var. Sulamada yeterince faydalanamik ama olsun elektrik üretik ya! Neyse bu konu ayrı bir mesele…

Esas konumuz sularımızdan çıkarılan canlılar ile ilgili bir müzemizin var olması ama fazla kimsenin haberdar olmaması!

Benim fikrim, Su Müzesi’ni Elazığ Belediyesi bir gözden geçirse ve Kültür Park’ta bir köşeye herkesin rahatlıkla gezebileceği bir alanda yeniden açsa nasıl olur? Şehrimize gelen turistlerde sularımızdan çıkarılan canlıları müzede ki akvaryumlarda gidip keşke görse…  

Bizim gibi hiçbir şeyden haberi olmayanlarda bu müzeyi Kültür Park’ta çekirdek yiyip, çay içmeye gittiğinde görüp gezse gayet güzel olmaz mı?

***  ***  ***

YARALI YÜREK

Elazığ’ın en harbi muhalifi, aklından geçeni saklamadan, korkmadan, açık açığa ifade etmekten çekinmeyen, ben buyum, benim fikrim bu diyen Elazığ sevdalısı cesur yürek Halis Yıldız…

Yürekli ama bu ara yüreği biraz yaralı. Kendi derdi yetmezmiş gibi başka dertleri de kendine dert edince engebeli yollardan çok geçmiş ve parça kırmış...

Ameliyat fobisi olunca da otlardan şifa aramaya başlamış…

‘’İnadım inat, masaya yatmadan doğadan bu işi çözeceğim’’ diyi ama bence zor. Bak Gardaş benden sana tavsiye, git Ankara’ya iki saat dişin sık ve ömrü billah bu dertten kurtul. İnat etme bırak şu kocakarı ilaçlarını. İyileştim zannedersin ama sadece ertelersin ve sonunda tahtalı köyü boylarsın. Belki şimdi sen dersin ki ben zaten kendi Tahtalı Köyümdeyim ama senin yaptığın tahtalı köyle o son durak tahtalı köy arasında dünya kadar fark vardır. Ben bahsedilen son durak tahtalı köyü gidip görmedim ama görüp gelenler hiç de iyi şeyler anlatmiler! En iyisi mi sen şimdilik tahtalı köye bilet almaktan vazgeç Ankara’ya bir gidiş birde dönüş bileti al ve şifayı bul gel. Önümüzde mahalli seçimler var sen susarsan herkes susar Gardaş! Mahalli seçimler tam da senin branşın, geçmişte encümen adayı olmuştun ya oradan bilim. Var mı bir adaylık? Varsa sana çalışmaya başlıyam. Ben seninleyim…  

***  ***  ***

KURBAN

Emekli olduktan sonra, ilk bayram ikramiyesi verilince üzerine birkaç kuruş daha ekleyip kurban parasını aradan çıkarmıştım…

İşte o gün çocuklar gibi şendim, zafer kazanmış komutan edasındaydım, birkaç sene böyle devam etti... Yalnız cicim aylarının böyle sürmeyeceğinin sinyalleri zamanla kendini göstermeye başlamıştı. Bugünlerde ise alacağımız Bayram ikramiyesiyle değil kurban almak, güveç bile yaptıramik!  

Hani şöyle ağız tadıyla, dostlarımla ‘Palu Tava’ yaptırıp yiyeyim desem tahminince iki bayram ikramiyesini beklemem lazım. Şimdi bu kurban işine bir çözüm arim. Gidip hoca efendilere bir şöyle bir soru soram, ‘’İki sene boyunca verilen tüm ikramiyeleri yemeyip biriktirsem ve iki sene de bir kurban kessem olur mu?’’

***  ***  ***

HOŞGELDİN

Değerli kardeşim, meslektaşım Nurullah Öner benimde isteğimi kırmayarak Gazetemiz TURAN’ın kadrosuna katıldı. Nurullah kardeşim bu haftadan itibaren ekonomi, finans, siyasi yorumlar ve tavsiyeleriyle okurlarıyla buluştu. Fikirleri ve düşünceleriyle gücümüze güç katacak olan Nurullah Beye başarılar dilerim… 

HAFTANIN FOTOĞRAFI: