Eğitim, bilinçli toplum olmaya, ulus olmaya mahsus bir süreçtir. Değerler eğitimi açısından ele alınırsa evde, okulda ve diğer sosyal çevrede eğitim süresince öğrencilere rolleri ve tercihleri kazandırılması gerekir. Bireyin rolleri ailede şekillenmeye başlar. Ailelerin siyasi görüşü, inançları, yaşam tarzları çocukların tercihlerini doğrudan ya da dolaylı olarak etkiler. Toplumsal ve bireysel kimliği oluşturan ve besleyen değerlerin başında ise tarihi geçmişi, sosyo-kültürel ve manevî değerlerdir.

Eğitim sistemimizin önemli problemlerinden biri çocuklarımıza milli kimliği kazandırmada yaşanan sorunlar gelir. Cumhuriyetin kuruluş yıllarından sonra Gazi Mustafa Kemal Atatürk; "Bir milletin hakiki kurtuluşu Milli Eğitimle olur. Eğitimdir ki bir milleti ya özgür, bağımsız, şanlı yüce bir toplum halinde yaşatır, ya da onu köleliğe ve yoksulluğa iter.” İfadesinden yola çıkarak ülke genelinde bir eğitim seferberliğini başlatmıştır.

Toplumlar için gerekli olan güzel bir gelecek iyi bir eğitimle sağlanır. Her toplumun, ülkenin insan yapısı, sosyolojisi, kültürü, coğrafi konumu, tarihi geçmişi, gelenek ve görenekleri kendine özgüdür. Öğretmenlerin de bu kapsamda birikime ve formasyona sahip olması gerekir. Ülkemizde bir milyon iki yüz elli bin öğretmenin kadrolu, sözleşmeli ve ücretli olarak istihdam edilip, aynı işi yapıp farklı ve düşük  ücretlerle görev yapmaları acı bir garabettir. Bu durumun sosyal hayatlarında olduğu gibi eğitim ve öğretim çalışmalarında da heves ve heyecanını olumsuz etkileyeceği muhakkaktır. Bu farklı statülerin ortadan kaldırılması, eğitimcilerin ücret artışlarının yapılması ve motive edilmeleri, çocuklarımızın ve ülkemizin mutlu yarınlarına büyük katkı sağlayacaktır.

Eğitime, araştırma geliştirmeye, bilimsel çalışmalara yatırım yapan toplumlar gelişmiş toplumlardır. Yönetenlere düşen görev sürece uygun müdahaleler yapmak ve tedbirler almaktır. Eğitime ayrılan bütçeyi hem artırmak hem de doğru kullanmak burada çok önemlidir. Bakanlığın (eğitime) ayrılan bütçesi rakam olarak artsa da artan enflasyon dikkate alındığında bu artış çok düşük kalmaktadır. MEB’in bütçesi 2020’de milli gelire oranı %11.45 iken 2021 yılında % 10.69’a, 2022 yılında ise %10.79 gerilemiş durumdadır. Eğitim, karşılığı uzun zamanda alınan önemli ve maliyetli bir yatırımdır. Eğitim yoluyla toplumu değiştirme, dönüştürme-geliştirme süreciyle bireylerin, toplumun eksik davranışları tamamlanır, yanlışlar giderilir. Geleceğe daha donanımlı ve yetkin olarak hazırlanmış olur.

Eğitimimizin önemli sorunlarından biri de yaratıcılığı, araştırma ve sorgulamayı, eleştirel düşünmeyi, problem çözme ve karar vermeyi, demokratik davranmayı, birlikte çalışma kültürü gibi becerileri öncelememesidir. Bu önemli kıstasları öncelemeyen sistem, hem öğrenciler hem de toplum üzerinde olumsuz etkiler bırakır. Toplum yanlış bilgilendirilmeye, dezenformasyona çok açık hale gelir. Toplumuzda bugün yaşanan bilgi kirliliğinin sebeplerinin başında bu muhakeme kültürünün, sorgulama anlayışının olmaması gelir. Ezberci anlayışa dayalı, sadece test soruları üzerinden yetiştirilen gençlerimiz kendisini amansız ve sürekli bir yarışın ortasında buluyor. Deyim yerindeyse sadece sınavdan sınava savruluyor. 2023 yılı YKS net ortamları bu durumu açıkça gösteriyor. Türkçe sınavında 40 sorudan 20.02 net, Matematikte 40 sorudan 8.21 net, Sosyal Bilimlerde 20 sorudan 8.68 net, Fen bilimlerin de ise 20 sorudan 3.54 net ortalaması sağlanmıştır. Alan Yeterlilik Testinde de sonuçlar farklı değildir. Daha makul ve gerçekçi çözümler bulunarak, geleceğimizin teminatı olan gençlerimizi bu dar boğazdan çıkarmamız gerekiyor.

Mesleğe yönelme ve mesleki eğitim kalkınmamızın temelini oluşturur. Her öğrencinin yetenekleri erken yaşta belirlenerek geçerli bir mesleğe yöneltilmesi iş gücü piyasasına meslek sahibi olarak girmesini sağlayacaktır. Ülkenin ihtiyaç duyduğu ara eleman ihtiyacı bu şekilde karşılanır. Burada büyük sıkıntılar yaşanmaktadır. Aileler bu konuda bilinçli değil henüz. Mesleki eğitim süreçleri anlatılmalı ve tanıtılmalıdır. Bu okullar cazip hale getirilmelidir. Erken yaşta yetenekli öğrencilerin belirlenmesi gerek mesleki eğitim açısından gerekse de resim, müzik ve spor gibi oldukça önemli olan alanlarda çok önemlidir. Ağaç yaş iken eğilir diyorsak eğer bu hamleleri çok doğru zamanda yapmak gerekir. Veli-Öğretmen-Öğrenci bütünleşmesi güzel işleri de beraberinde getirecektir.

Ülkemizin kaynakları doğru ve verimli kullanılırsa eğer altından kalkamayacağımız bir meselemiz olmaz. Gerek insan kaynağımız gerek maddi imkânlarımız bunları karşılamaya yetecektir. Eğitimde sorunlarımız olduğu gerçeği açık ve nettir. Çareleri ve çözüm yolları da bellidir.

Bu vesile ile 2023-2024 eğitim ve öğretim yılının ülkemize, fedakâr öğretmen ve öğrencilerimize hayırlı olmasını gönülden diliyorum.