Elazığ Süt Üreticileri Birliği Başkanı Halef Ortaç, süt fiyatlarının artmaması halinde sektörde büyük bir çekilme yaşanacağına dikkat çekerek, “Altı aydır çiğ süt fiyatı değişmedi; üreticilerin maliyetleri arttı; fiyat artışı yapılmazsa üreticiler hayvanlarını kesime gönderecek ve süt tedarik zinciri büyük bir tehlike altında kalacak” diyerek, üreticilerin gücünü kaybettiğini vurguladı…
TÜSEDAD yetkilileri ise, çiğ süt fiyatlarının üretim maliyetlerini karşılamadığını belirterek, “Ekim ayında bir litre süt üretim maliyeti 18,67 TL’ye çıkmışken, Ulusal Süt Konseyi’nin belirlediği 14,65 TL’lik fiyat sektörü sürdürülemez hale getiriyor, fiyatın 22,4 TL olması gerekiyor, aksi takdirde üreticiler büyük bir zarara uğrayacak ve sektör büyük bir krizle karşı karşıya kalacak” dedi…
ÇÜRÜK SİSTEM ÜRETİCİYİ BİTİRİYOR
Türkiye’nin süt üreticileri, giderek büyüyen maliyetler ve sabit kalan alım fiyatları nedeniyle büyük bir ekonomik krizle karşı karşıya. Ekim ayında bir litre çiğ sütün üretim maliyeti 18,67 TL’ye ulaşırken, Ulusal Süt Konseyi’nin (USK) belirlediği alım fiyatı ise aylardır 14,65 TL olarak kaldı. Bu durum, üreticilerin zararına satış yapmasına ve hayvanlarını kesime göndermelerine yol açarken, sektörün geleceğini tehdit ediyor.
FİYAT ARTIŞI YETERSİZ
Tüm Süt, Et ve Damızlık Sığır Yetiştiricileri Derneği (TÜSEDAD) tarafından yapılan hesaplamalara göre, süt üreticilerinin yaşadığı kriz derinleşiyor. TÜSEDAD, sektördeki dengeyi sağlamak ve üretimin sürekliliğini garanti altına almak için çiğ süt fiyatının bir litre için 22,4 TL olması gerektiğini belirtiyor. Ancak, alım fiyatlarının sürekli sabit kalması, üreticilerin zarar etmesine neden oluyor. Süt fiyatlarının açıklanan maliyetlerin çok altında olması, sektörün geleceğini karartıyor.
İKİNCİ BİR KRİZ KAPIDA
Tarım Yazarı Gazi Kutlu, süt sektöründeki bu krize dikkat çekerek, sektörün ikinci bir krizle karşılaşmasının hayvancılık sektörünü bitirebileceği uyarısında bulunuyor. 2020 yılında 23,5 milyon ton olan süt üretiminin, yaşanan kriz sonrası 21,5 milyon tona düşmesi, sadece süt üretimini değil, besi hayvanı arzını da olumsuz etkiledi. Şu anda yaşanan bu kriz, daha önceki süt krizinin izlerini taşıyor. Kutlu, 2020 krizinde yüz binlerce süt hayvanının kesime gitmek zorunda kaldığını ve bu durumun ülkenin et arzını da tehdit ettiğini hatırlatarak, mevcut durumun aynı şekilde bir et krizine yol açabileceği konusunda uyarıda bulunuyor.
KÜRESEL TEHDİT: ÜRETİCİLER SEKTÖRDEN ÇEKİLİYOR
Süt üreticileri, kış aylarına girerken artan yem ve enerji maliyetleri nedeniyle daha fazla zarar etmeyi bekliyor. Halef Ortaç, Elazığ Süt Üreticileri Birliği (SÜTÜB) Başkanı olarak, üreticilerin hayvanlarının bakımı için gereken finansal desteği bulamazlarsa sektörden tamamen çekileceği konusunda uyarıyor. “Bu şartlar altında üretime devam etmemiz mümkün değil,” diyen Ortaç, acilen fiyat artışı yapılmazsa birçok üreticinin hayvanlarını kesime göndermek zorunda kalacağını belirtiyor. Bu durumun yalnızca üreticiyi değil, tüm ülkenin süt tedarik zincirini de ciddi şekilde etkileyeceği vurgulanıyor.
SÜT KONSEYİ’NDEN BEKLENEN ADIM YOK
Ortaç, Ulusal Süt Konseyi’nin 14,65 TL olarak belirlediği fiyatın üreticiler için yeterli olmadığını ve fiyatların altı aydır güncellenmediğini ifade ediyor. Ayrıca, her bir ineğin işletmelere günlük ortalama 335 TL maliyet yüklediğini belirten Ortaç, “Bu maliyetleri karşılayabilmek için her inekten günde en az 22,3 litre süt almamız gerekiyor. Ancak mevcut fiyatlarla bırakın kâr etmeyi, maliyetlerimizi bile karşılayamıyoruz. Birçok üretici zaten borç içinde,” dedi. Bakanlık tarafından yapılan süt primi artışı ise üreticileri tatmin etmemiş durumda. 50 kuruş olan süt priminin, son açıklamada 1 TL’ye çıkarılacağı söylense de bu artışın üreticilerin ekonomik sıkıntılarını hafifletmeye yetmeyeceği ifade ediliyor.
MARKETLERDE FİYATLAR ARTIYOR, ÜRETİCİ EZİLİYOR
Bakanlığın ve Süt Konseyi’nin yaşanan bu krize rağmen harekete geçmemesi, üreticilerin tepkisini daha da arttırıyor. Marketlerde süt ve süt ürünleri fiyatlarının sürekli artmasına rağmen üreticiye aynı oranda bir zam yapılmıyor. “Market raflarında fiyatlar sürekli artıyor ama biz üreticiler bu fiyat artışlarından hiçbir şekilde yararlanmıyoruz. Her şey güllük gülistanlık gibi gösteriliyor ama gerçek bu değil,” diyen Ortaç, bu durumu “Çıksın biri bana desin ki ‘Market rafındaki fiyatlar aynı kaldı’ göreyim,” şeklinde özetliyor. Üreticiler, hem üretici hem de tüketici olarak bu fahiş fiyat artışlarından etkileniyor.
SÜT ÜRETİMİNDE BÜYÜK BİR KRİZ BEKLENİYOR
Süt sektöründeki kriz, sadece üreticileri değil, tüketiciyi de doğrudan etkileyen bir duruma gelmiş durumda. Üreticiler, kış aylarında hayvanlarının bakımı için gerekli olan finansal desteği bulamazlarsa, sektörden tamamen çekilmek zorunda kalacaklar. Bu da süt arzında büyük bir düşüşe yol açacak ve süt ürünlerinin fiyatları daha da artacak. Uzmanlar, çözüm bulunmazsa, süt üretimi ciddi bir krize girecek ve bu durum tüm tedarik zincirini etkileyecek.
ÇÖZÜM NE OLACAK?...
Süt üreticileri, sektörün geleceğini güvence altına alabilmek için hükümetin ve ilgili sektör temsilcilerinin acil ve somut adımlar atmasını bekliyor. Ancak, bu adımlar atılmazsa, Türkiye’nin süt üretimi büyük bir krizle karşı karşıya kalacak ve tüketiciler de bu durumdan en ağır şekilde etkilenecek.