18 Ağustos 2016 günü sabahına korkunç bir sesle güne uyandı Elazığlılar. Kimi deprem sandı bu korkunç sesi, kimi bir ev ya da iş yerinde tüp patlaması…
Belki de hiç kimsenin aklına bomba yüklü bir aracın patlaması gelmedi. Çünkü, hiç kimse yıllar yılı teröre geçit vermeyen Elazığ’ın böyle bir saldırıya maruz kalacağına ve 3 evlâdını şehit vereceğine ihtimâl dahi vermezdi.
Acı bilanço daha sonra ortaya çıktı; 3 Şehidimiz ve 251 yaralımız vardı.
O elim olayın üzerinden 5 yıl geçse de hepimizin içinde o acıdan büyük izler kaldı ve biz o günün acısını hiç ama hiç UNUTAMADIK…
O GÜN NELER OLMUŞTU?
O acı olayın yaşandığı gün, saatler 09.16’yı gösterdiğinde şehrin her yanından duyulan patlama sesi daha sonra ajanslardan, televizyonlardan duyurulan ‘Son Dakika’ haberleriyle yayılmıştı tüm ülkeye… Bomba yüklü 07 RG 112 plâkalı beyaz minibüs, Elazığ Emniyet Müdürlüğü önüne gelmiş ve kuzey yönünden bahçeye girmek için refüjü aşmak isterken, direksiyon hakimiyetinin kaybedilmesi sonucunda duvar dibine devrilen minibüsteki bomba patlamıştı.
Hain terör saldırısıyla sarsılan Elazığ, çok büyük zayiatın tasarlandığı ağır bir yıkımdan kurtulurken, olayda 3’ü Polis Memuru toplam 5 kişi hayatını kaybederken, 251 kişi de yaralanmıştı. Açıklanan veriler neticesinde olayın maddi bilançosu ağır olmuş, yüzlerce ev, işyeri ve araçta maddi hasar meydana gelmişti…
ELAZIĞ’DAN ÖRNEK BİR DAYANIŞMA
Patlamanın ardından Elazığ Emniyet Müdürlüğü’ne koşan binlerce Elazığlı, güvenlik amaçlı uyarılara ve engellemelere rağmen yaralıları hastanelere taşırken, kan bağışında bulunmak için uzun kuyruklar oluşturarak emniyet güçleriyle tüm ülkeye “örnek” oluşturan bir dayanışma sergiledi…
Saldırıdan bir gün sonra Elazığ’da Teröre Lanet Yürüyüşü düzenlendi. 15 Temmuz Demokrasi Meydanı’ndan başlayan yürüyüşe katılan onbinlerce vatandaş, terörü lanetleyerek isyan ve öfkelerini dile getirdiler.
Elazığ Emniyet Müdürlüğü bünyesinde görev yapan Şehitlerimiz Polis Memuru Elvan ÖZBAY, Polis Memuru Serhat ÖZTÜRK ve Polis Memuru Yusuf Kenan MUTLU’nun naaşları on binlerce kişinin katıldığı cenaze törenleriyle ve gözyaşları arasında toprağa verildi…
SAVCILIĞIN OLAYA İLİŞKİN AÇIKLAMASI…
Saldırı sonrası Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından gerçekleştirilen terör saldırısına ilişkin başlatılan soruşturma kapsamında, saldırıyla bağlantılı oldukları iddiasıyla 28 Mart 2017 Tarihi’nde Diyarbakır'ın Lice İlçesi’nde 3 kişi gözaltına alındı. Adliyeye sevk edilen 3 şüpheliden ikisi tutuklandı.
11 Aralık 2018’de hain saldırıda kullanılan aracı emniyet binası önüne götüren “Gâvur Sülo” kod adlı Süleyman ŞİMŞEK jandarmanın düzenlediği nefes kesen bir operasyonla yakalandı.
9 Temmuz 2021’de bu elim saldırıya ilişkin dava sonuçlandı. Dava sonucu 15 sanıktan 6'sına ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası, 8'ine mağdur sayısı kadar yüksek miktarda ceza verilirken, 1 kişiye de tahliye kararı çıktı.
YAŞAYANLAR DEHŞET ANINI ANLATIYOR
O günü yaşayan vatandaşlar, hâlâ unutamadıkları dehşet anlarını Gazeteniz TURAN’a anlattılar…
Hüseyin ARIK: “Olay yerine ilk gidenlerdenim, arabam hasar aldı. İzdiham vardı, iğne atsan yere düşmezdi. Elazığ halkı vatanını milletini sever, Elazığ halkı topyekün ayaklanmıştı. Allah, o günleri bir daha yaşatmasın. O günleri hatırlamak bile istemiyorum, terörü lanetliyoruz...”
Ali Heybet ÖZ: “Patlamadan 10 dakika sonra olay yerine gittim, hemşehrilerimizle müdahâle ettik. Elazığlıların hiçbiri o gün korkmadı. Tüm, hepimiz canla başla yaralılarımıza yardım ettik. Allah bir daha bu terör belâsını bir daha yaşatmasın. Şehitlerimize Allah'tan rahmet diliyorum.”
Hakan UÇAR: “Olay yerine ilk giden kişiyim. Polis arkadaşlarımı kaldırdım, ilk yardım müdahâlesinde bulundum. İş yerim emniyet müdürlüğünün yanındaydı, patlama anının canlı şahidiyim. Çay içiyorduk, büyük bir ses ile havaya zıpladık. Camlar patladı, 2 çalışanım yaralıydı, araçlarımız hasar aldı. Polis arkadaşlarımız şehit oldu. Canlı yaşadım, patlamadan dolayı 3 gün uyuyamadım.”
Serkan DAŞBİLEK: “Lastik söküyordum, o anda acayip bir patlama sesi geldi. Bir baktım ki dükkân üstümüze yıkılmış. Çalışan 2 arkadaşımız yaralıydı. Olay yerine koştum, her yer toz duman içerisindeydi. 2-3 polis arkadaşı kaldırdık, ambulansa yardımcı olduk ve yollarda geçişi ayarladık. Benim de kafam kırıldı. Allah kimsenin başına vermesin, zor günlerdi. Allah tüm hemşehrilerimizi korusun.”
Yusuf Ali ÖZER: “18 Ağustos 2016 tarihinde, o korkunç patlamanın olduğu saatlerde kurumumda çalışmaktaydım. O korkunç patlama sesini duyar duymaz, kendimizi dışarıya attık. Olay yerine ilk gidenlerden biriydim. Allah bir daha böyle bir durumu milletimize ve ülkemize bir daha yaşatmasın. Bu vatan hainlerinin şunu anlamasını istiyorum; biz Türk Milleti olarak, söz konusu Vatan olduğunda ölüme koşarak gittiğimizi unutmasınlar. Bu aziz milleti bölmeye kimsenin gücü yetmeyecektir.”
Hıdır Murat ERSOY: “Patlamadan hemen sonra olay yerine, sonrasında hastaneye gittim. Hâlâ unutamıyorum. Allah böyle bir terör olayını bir daha bu aziz şehre yaşatmasın. Şehitlerimize Allah’tan rahmet, ailelerine sabır dilerim.”
TOKİ’YE TEPKİ VE BUGÜN MİLLET BAHÇESİ…
Elazığ’ı hedef alan menfur saldırının üzerinden 5 yıl geçerken, olayın yaşandığı yerde bulunan Elazığ Emniyet Müdürlüğü binası tamamen yıkıldı. Yeni Emniyet Müdürlüğü binasının yapımı karşılığında arsanın TOKİ’ye verileceği haberleri üzerine uzun bir süre tepki gösteren bazı Yerel Medya kuruluşları ve Elazığ Kamuoyu, Şehitlerimizin aziz hatırasına sâhip çıkmayı başarınca arsa “Millet Bahçesi”ne dönüştürüldü. Millet Bahçesi’ndeki ağaçlandırmalar, o gün yitirdiğimiz 3 şehidimizin anısını yaşatmak için 3 değişik ağaç türüyle sembolize edilerek gerçekleştirildi.